Cadde Fatih kadınlar pazarı

Fatih kadınlar pazarı

25.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

.

Fatih kadınlar pazarı

Siirt’in otlu peyniri, Van’ın balı, Bitlis’in tütünü, kurutulmuş yoğurt, kaçak çay, envaiçeşit baharat, daha önce hiç görmediğim kuru otlar, etin her türlüsünü satan kasaplar, sakatat ve ciğerciler, doğudan gelen donmuş balıklar, farklı hamur işleri, sabunlar ve çeşit çeşit kuruyemişler... İnsanın gözü dönüyor Fatih Kadınlar Pazarı’nda! Fiyatlar deseniz, İstanbul’un çoğu semtine göre çok daha uygun!

Haberin Devamı

Kadınlar Pazarı’nı daha önce ülkemizin başarılı sanatçılarından Halil Altındere ve Pilot Galeri’nin kurucusu Azra Tüzünoğlu’ndan duymuştum. YouTuber arkadaşım Uras Benlioğlu da, “Orada mutlaka büryan kebabı yemelisin” deyince, çekim yapmak için soluğu Fatih’te aldık. Esnafın çoğunluğu Siirt, Bitlis ve Van’lı. Kadın var mı diye baktım ama hepsi erkek!

İsminin Kadınlar Pazarı olması hakkında iki rivayet var; kimilerine göre Osmanlı zamanında burada saraya cariyeler satılırmış. Kimilerine göreyse, İkinci Dünya Savaşı sırasında yokluk çeken kadınlar, burada tezgah açıp memleketten getirdikleri ürünleri satıyormuş.

Alışveriş yapabileceğiniz gibi, restoranlarda oturup Doğu mutfağının lezzetlerini de tadabiliyorsunuz. Büryan Kebabı efsane! Neredeyse her restoranda bir kuyu var. Bunların içinde kuzu ya da keçi eti pişiyor. Ardından tırnak pideyle servis ediliyor. Keçiden yapılan kebabın dokusu kuzudan yapılana nazaran daha yoğun ve tok oluyor. Kuyuların dibine de bir tepsi konuluyor. Pişerken damlayan yağ, su ve etler de bu tepside birikip, çorba olarak servis ediliyor. Adı avşor çorbası ve müthiş lezzetli. Bilirsiniz, Güneydoğu bölgesinde kahvaltıda da et yenir. Avşor çorbası da Fatih Kadınlar Pazarı’nda sadece sabah 10.00’a kadar servis ediliyor. Biz bu lezzetleri Şark Sofrası’nda tattık, ancak en kısa zamanda gidip, diğer restoranları da denemek istiyorum. Yemekler çok lezzetliydi ve restoranın Siirtli sahiplerinin abartısız, sade ve samimi misafirperverliğinden çok etkilendim. Güneydoğu (Urfa) köklerimden bir kere daha gurur duydum!

Haberin Devamı

Fatih kadınlar pazarı

Mutfağımızı nasıl tanıtacağız?

Kadınlar Pazar’ında avşor çorbası içerken, Fransızların meşhur Consemme çorbasından çok daha lezzetli olduğunu fark ettim. Ancak avşor çorbası bırakın yabancıların, benim gibi mutfağa meraklı olanların bile bilmediği bir lezzet. Tanıtmak için ne yapabiliriz diye düşünürken, aklıma geçenlerde YouTube’da bir takipçimin sufle tarifimin altına yazdığı yorum geldi.

Efendim niye sütlaç değil de, sufle paylaşıyor muşum? Benim gibi batı özentileri yüzünden geleneklerimizi kaybediyormuşuz. (Aslında kanalımda iki farklı sütlaç tarifi de var. El açması baklava da, Urfa katmeri de… Hatta bugüne kadar paylaştığım 750 tarifin yarısından çoğu Türk ve Osmanlı mutfağından.) İşte bana göre bugün dünyadaki her aşçılık okulunda Consemme öğretilirken, bizim mutfağımızdan hiçbir lezzet öğretilmemesinin nedenlerinden biri de bu düşünce tarzı!

Haberin Devamı

Maalesef yeniliklere kapalı olabiliyoruz. Öğrenmek istemediğimiz için öğretemiyoruz. Kafamızı kuma gömmeyi, geleneklerimize sahip çıkmak zannediyoruz. Kısacası almayı bilmediğimiz için vermeyi de beceremiyoruz.

Bu konuda elimden geleni yapmak için İngilizce YouTube kanalı açtım. Bundan böyle İngilizce çektiğim tarif video’larımı paylaşıp, çok yönlü mutfağımızı elimden geldiğince yabancılara tanıtmaya çalışacağım. Idil’s Kitchen’a, YouTube üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bir fincan kahvenin hatırı

Kahve, kuşkusuz Türk mutfak kültürümüzün çok önemli bir parçası. Topraklarımıza Kanuni Sultan Süleyman zamanında girmiş. Sarayda kahve sunumu, şölen tadında gerçekleşirmiş. Altın ya da gümüş tepsilerde, elmas, yakut ya da inciyle süslenen fincan zarflarında servis edilirmiş. Ülkemizde kahvenin Türk kimliğini kazanmasıysa, pişirme yöntemimizin orijinalliği sayesinde olmuş. Telvesiyle birlikte sunulan tek kahve bizimki olduğundan, Türk kahvesi diğer memleketlerin kahvelerinden ayrı tutulmuş.

Haberin Devamı

Güne başlama, yorgunluk atma gibi günlük rutinlerimizden tutun da, kız isteme gibi âdetlerimizin başrolünde hep Türk kahvemiz vardır. Fal bakmaksa, kuşkusuz kültürümüzün en eğlenceli ritüeli. Kahve düşkünlüğümüzden dolayı, dünyada yükselen kahve trendinden de nasibimizi alıyoruz.

Bu hafta sonu KüçükÇiftlik Park’ta Kahve Festivali vardı. Büyük markalar olduğu gibi, üçüncü nesil Türk kahveciler de yer aldı. Ben de bir workshop düzenledim. Hem workshop, hem de etkinlikten çok memnun kaldım. Katılım çok yoğundu! Umarım seneye daha büyük bir alanda, tekrar buluşuruz.

Fatih kadınlar pazarı