Fenerbahçe ilk düdükten itibaren önde tam saha prese başladı. Arkada da ofsayt taktiğiyle rakibin oyun alanını maksimum daraltma planını sahaya yansıttı. Ancak Fenerbahçe topu ayağına aldığında pas temposunu yükseltemeyince kendi oynama alanını da ilk yarıda bir süre daralttı. Lakin iki takım arasındaki bireysel kalite farkı ilk yarının skorunu belirledi. Kameni iki karşı karşıya pozisyonda Espanyol-Barcelona derbilerindeki klas kaleciliğinden örnekler sergiledi. Rakip kale önünde de Giuliano top tekniği şovu sergiledi. Derslik hareketler Maçı 1-0’a getiren pozisyonda Giuliano’nun kontrolü, çalımı, çalım sonrası plase hızı hepsi birbirinden klastı. 2. golde de Giuliano’dan asistin asisti dersi izledik. 2. yarıda ilk yarıya göre daha iyi oynayan bir Fenerbahçe vardı. Maçı erkenden kopardığı için derbi öncesindeki maçın son çeyreğini aktif dinlenmeyle geçirdi. Gecenin sorusu Fenerbahçe’de Skrtel yokken rakip kim olursa olsun savunma hattı hava toplarında çok zorlanıyor. Skrtel olmadıkça bu böyle mi devam edecek Maçın starı Giuliano, bu haftaya kadar Fenerbahçe’yi şampiyonluk yarışında tutan isimdi. Dün gece de şampiyonluk şansını yükselten isim oldu. Top tekniği ve oyun vizyonu lig ortalamasının çok üstünde. Maçın olayı Valbuena’nın 90 dakika sahada kalması. Bunun Beşiktaş derbisi ilk 11 tercihini nasıl etkileyeceğini herkes gibi ben de merak ediyorum. Kısa mesaj Fenerbahçe savunmada hava topları karşılama hataları hariç derbiye hazır gözüküyor. Alanyaspor geçen sene zaten ligin en çok gol yiyen takımlarından bir tanesiydi. Şimdi de ikinci sırada. Dolayısıyla Alanya'da teknik adamlar değişmiş olsa da atakta sıkıntı yok ama gol yeme problemi var. Geçen hafta Konyaspor'a takılmışlardı. 11 maçta 1 maç kazanabilmişler. Fenerbahçe de genelde kazanarak, yenilmeden devam ediyor. Normalde 40 bin civarı seyirci bekliyordum ama o kadar kişinin gelmemesi ilginç. Bu şartlarda hele... 30 bin 600'de kalmış. Son Gençlerbirliği maçından 7-8 bin fazladır İlk yarıda bütün gol pozisyonları gol olsa 3-3'tü. 0-0'ken Alanya'nın kaçırdığı, Kameni'nin de çıkardığı toplam 3 pozisyon var. Kalecinin ayağının iyi olması güzel, ayağıyla pozisyon çıkardı. Kameni oynadığı maçlarda güvensizlik vermedi. Fark nerede diğer maçlara göre? Vurucuda... Giuliano fark yarattı. İkincisinde de pası attı. Isla üçüncü haftadır iyiye gidiyor. Isla iyi oynadığı için devam ediyor ve Şener'i yedeğe attı. İkinci golün başlangıcında Isla vardı ama esas Giuliano araya nefis oynadı, öldürücü pası o attı. Geçen hafta Başakşehir maçından sonra Aykut hoca, Lig yeniden başladı demişti. Bu maçı cepte görüyordu bence. Zayıf karnı çok pozisyon vermek olan bir takıma karşı oynayacağı için Dirar'ı dinlendirdi. Giuliano'yu oyundan çıkardı. Valbuena'yla başlamasının sebebi de hem oyuncuyu kaybetmemek hem de Haftaya yoksun, biliyorsun demekti bence. Alanyaspor gerçekten çok pozisyon veren bir takım. İkinci yarı biraz daha pasla üstünlüğü ele aldı. Topal'ın 2 pozisyonu var. Josef'in 1 volesi var, bir de penaltı aldı. Bunlar önemli detaylar. Osmanlıspor beraberliği sonrası oluşan görüntüden çok daha farklı noktadayız şu an. Kendi adıma hesaplarım, Beşiktaş'ın ekstra kayıpları dışında normal gidiyor. Galatasaray, Kasımpaşa'yı da yenerse, Siz ne yaparsanız yapın diyecektir. 4 haftalık periyodu baya uygun Galatasaray'ın. Fenerbahçe'nin de son 4 maçı böyle... Son olarak averajlar dikkatimi çekti. Genel averajlara iş kalırsa bir gol bile bela açabilir takımlara. Fenerbahçe +20, Beşiktaş +20, Galatasaray +21. Bunlara dikkat etmek şart. Başakşehir deplasmanından net bir skorla dönen Fenerbahçe, hem oynadığı iyi futbol, hem de zirveye ortak olmanın yarattığı özgüven duygusuyla taraftarlarını Kadıköy’e toplamıştı. Herkesin beklentisi, “iyi bir sunumla” tribünleri mutlu etmeleriydi. Teknik Direktör Aykut Kocaman da zaten buna uygun malzeme kullanmayı seçmişti... Geçtiğimiz haftanın aksine Valbuena ilk 11’deydi... Belli ki hoca üzerine yapışan savunmacı teknik adam etiketinden kurtulmak istiyordu... Daha ofansif, daha tehditkar, kısacası tam bir iç saha kadrosu ile Alanyaspor’un karşısına çıkarak Başakşehir maçından farklı bir senaryo sunmaya çalıştılar bizlere... Ancak ilk yarı futbolu oynayan rakip Alanyaspor, golleri bulan Fenerbahçe idi... Geçtiğimiz sezon bir çuval gol yiyen, bu sezon da bu alışkanlığını devam ettiren konuk ekip, “Burdan kimler puan çıkarmadı ki, ben de çıkarırım” düşüncesi ve inancı ile sahadaydı sanki. İlk dakikadan itibaren cesur ve kollektif bir futbol oynamaya çalıştılar... Oyunu daralttılar, rakiplerine rahat top kullanma şansı vermediler... Fenerbahçe’nin iki kanadını etkisiz hale getirip, çok adamla hücum girişimleri denediler... Bunda da başarılı oldular... Volkan’ın rahatsızlığı nedeniyle kaleyi devralan Kameni kalitesini ve yeteneklerini ortaya koymasa ev sahibine geceyi dar bile edebilirlerdi... Net iki gol kurtaran Kameni dün gece sürpriz bir tabelanın önüne geçen adamdı. Üzerindeki şaşkınlığı zor atan ve ilk ciddi atağını 20. dakikada geliştiren Fenerbahçe, Giuliano’nun şık golüyle skor avantajını yakalayınca konuk takımın da gardı ister istemez düştü... Ardından Fernandao adeta maçın fişini çekti... İkinci yarı tüm kontrol Fenerbahçe’nin elindeydi... İlk toplara basarak, hücuma çok çabuk çıkarak, pozisyon üstüne pozisyon hazırlayarak skorun üzerine yatmayacaklarını gösterdiler... Oyunun akışkan ve üretken olmasında Aatıf ve Giuliano’nun kıymetli katkılarını da unutmamak gerekiyor. Bu ikiliye üretkenlik konusunda pek etkili olmasa da (ilk goldeki asistine rağmen) çalışkanlığı ile Valbuena da katkı sağladı... Orta alanda Souza ve Mehmet Topal’ın rakip kontralarını bastırmak konusundaki çabukluğu, direnci ve zekası alkışlanırken, Souza’nın hem defansif hem de ofansif anlayışı önemliydi. Nitekim Brezilyalı’nın kazandırdığı penaltı ile fark üçe yükseldi. Bu sezon üç kez dehşeti yaşayan ve ölümün kıyasından dönen Fenerbahçe artık ayağı titremeden yere basıyor... Belki de en etkin, en verimli dönemini yaşıyor. Bu dönemi kazaya uğratmazlarsa, hedeflerine kolaylıkla uçabilirler. Ancak dün gece ilk yarıdaki gibi oynarlarsa tekrar başa döneceklerini de bilmeliler... Bir paragraf da Hasan Ali için... Skor 3-0 iken sarı kart görüp Beşiktaş derbisi öncesi cezalı duruma düşmek profesyonellikle, büyük takım oyunculuğu ile hiç bağdaşmıyor. Bu hareketin tek bir karşılığı var... O da sorumsuzluk... Fenerbahçe için Alanyaspor maçı, Başakşehir galibiyetinin tekrarı da değildi, Beşiktaş ile haftaya oynanacak hayati derbinin provası da... Olmasın zaten... Hele ilk yarı gibi hiç olmasın. Fenerbahçe için bir tek önemi vardı Alanyaspor maçının; o da Başakşehir ile Beşiktaş arasında soluklanırken, galibiyete süreklilik kazandırmak. Ve bunu yaparken Beşiktaş’a kopya vermemek! İkinci Dünya savaşını bitirecek Normandiya çıkarmasından önce yumuşatma bombardımanını sürdüren Müttefikler, Normandiya’ya attıkları her bombaya karşılık farklı kıyılara üç bomba atmışlar ki, Almanlar asıl niyetlerini anlamasın... İşte Aykut Kocaman’ın Alanyaspor maçında patlattığı “Aatıf-Valbuena bir arada, Dirar kulübede” bombası, aslında Beşiktaş’ı aldatmak içindi her halde... Sadece Dirar’ı dinlendirmek veya Valbuena’yı dolapta asılı damatlık takım elbise pozisyonundan çıkarmak olmasa gerek. Gerçi ilk yarıdaki iki golün asistlerini Valbuena ile Aatıf yaptı ama haftaya aynı takımı, benzer futbolu beklemesin Beşiktaş. 45 dakikaya iki gol sığdıran, maçı 3-0 kazanan takıma biraz daha iltifat gerekse de aynı süreçte sahada yaşanan “korkulan geçmiş” fotoğrafları buna engeldi. Evet... Her zaman oyuna hakim olsa da zaman zaman az pozisyonlu, yavaş hücumlu, yan ve geri paslı “eski takım” pozu veriyordu Fenerbahçe... Özellikle ilk devrede. Maçın yarısını kanattan tek orta yapmadan merkezden girdiği üç pozisyonun ikisini gole çevirerek bitiren Fenerbahçe, çok tatsız günler yaşayan Alanyaspor’un girdiği üç pozisyonda üç gol yiyebilirdi aynı ilk yarıda. Golleri Kameni mi kurtardı Alanyasporlu Fernandes ile Douglas mı atamadı, tartışılır. Tartışılacak bir gol de Fenerbahçe’nin ikinci golü ki, buram buram ofsayt kokuyordu. Oysa bir önceki zafer haftasından sadece bir adam değişmişti Fenerbahçe’de... Kaleci Volkan’ı çıkın; o sağlık nedenleriyle yoktu, Kameni de Volkan’ı hiç aratmadı üstelik. En büyük fark Dirar’ın kulübede kalmasıydı. Aatıf oynarken Valbuena’ya yer açmak için mi, başka bir şeyleri denemek için mi, yoksa Beşiktaş’ı şaşırtmak için mi, bir Allah bir de Kocaman bilir. Fenerbahçe dört forvetli ofansif takım görünümünde, bulduğu kadar pozisyon veren gerçeğindeydi. Sonuçta üç gol de atsa, takımın kıvamı bambaşkaydı. Geçen haftadan çok farklı mesela. Alanyaspor önde bastığında eski yavaş ve geriye paslı oyun Fenerbahçeliler’in hafızasından sahaya iniveriyordu. İkinci yarı orta saha ile dört forvet biraz daha yaklaşıp bütünleşince ve Alanyaspor’un baskısı gevşeyince, Fenerbahçe o israr ettiği merkez hücumlarını yapabilir hale geldi ve gayreti penaltıyla ödüllendi. Giuliano ve 3-0... Maçın son yirmi dakikasında ise Alper ve Dirar’ı oyuna alarak Fenerbahçe’nin ön tarafı yeniden kurgulayan ve hücumları hızlandıran Aykut Kocaman, Beşiktaş maçında sahaya süreceği kadronun ipucunu vermiş olabilir mi? Hayır... Beşiktaş maçı farklı başka bir tırmanış olacak. 3-0’lı Alanyaspor galibiyeti iki dağ arasındaki piknikti sadece. Amaç önce galibiyet, sonra Beşiktaş’a ipucu vermemekse sonuç “mükemmel di” Kadıköy’de. GEÇEN hafta en iyi oynayan 2 takımdan biri rahat kazanıp, diğeri kaybetmişti. Can derdindeki Alanya’yı eski F.Bahçeli Serkan Kırıntılı durdurmuştu. Bu kez Kameni sahnedeydi. İlk 25 dakikada deplasmanda 2 net pozisyona girip atamıyorsanız, kaderinize razı olmak zorundasınız. Skoru oyun farkı değil, kalite belirledi. ‘Atamayana atarlar’ diye boşuna dememişler… F.BAHÇE ilk 30 dakika kötü görüntü verdi. Baskıyı kuran, rakip alanda oynayan Alanya’ydı. Ama kalitesini aşmaya çalışıp, risk alınca defansif zaaflar öne çıktı. İlk gol taraftarı mest edecek güzellikteydi. Hız, kalite, zeka, yardımlaşma var… DEVREYİ rahat tamamlayan F.Bahçe, 2. yarıda eksik yönlerini kapattı. İki stoperin biraz daha öne çıkması, takım mesafesini azalttı. Bu da 2. topların daha kolay alınmasına, daha fazla isabetli pas, baskı, hücum ve pozisyonları getirdi. F.BAHÇE rakip alanda oynayınca, gol atmamasına imkân yok. Golün her türlüsünü atabilecek yetenek ve oyun gücü var. Önde oynadığında Valbuena ve Giuliano’nun etkinliğini görüyoruz. Ama mesafe artınca, özellikle Valbuena’nın topla fazla oynama isteği, kayıplara neden oluyor. Aykut Kocaman’ın ondaki kararsızlığının asıl nedeni de bu; pozisyon ve oyun disiplinine sadık kalmaması. ÖNEMİ DAHA ARTTI İKİSİNİN dışında Mehmet Topal’ın istikrarı, De Souza’nın katkısı önemliydi. Beraber oynadıklarında takım savunmasının daha sağlam olduğu net. Aatıf formayı aldı ve bırakmıyor. Bunu da sonuna kadar hak ediyor. Tıpkı Fernandao gibi. Brezilyalı sadece gol atmak için değil, topun F.Bahçe’de kalmasını sağlayan isimlerden biri. Isla’yı da es geçmek olmaz! Enerjisi ve hücuma katkısı ile takımın öne çıkan isimlerindendi. BU galibiyetin önemi, Beşiktaş’ın kaybıyla daha da arttı. Sezon başından bu yana F.Bahçe taraftarı da ilk kez bu kadar şampiyonluğa inandığını gösterdi. Tribünler dolu ve coşkuluydu. Bunun takıma da yansıdığını 2. yarıdaki oyun belgeledi. Dün gece Kadıköy'de çok ilginç bir ilk yarı izledik. Fenerbahçe mücadeleciydi ama 45 dakika boyunca oyuna hükmedemedi, hücum zenginliği sağlayamadı, takım savunması da arızalar gösterdi. Buna rağmen Fenerbahçe etkili biçimde 3 kere karşı kaleye geldi, ikisinde gol attı. Giuliano'nun attığı ilk gol çok kaliteydi. Sonra da ikinci golü atan Fernandao bir başka fırsatı kaçırdı. Bunların dışında da pozisyon yoktu. Alanyaspor'un ise ikisi çok net 4 pozisyonu vardı. Bana göre bunun en önemli nedeni Alanya'nın hızlı gelişen ataklarında takımın en önemli kesici sigortaları olan Mehmet Topal ve Souza'nın alışılmış motivasyonlarında olmayışıydı. İkinci yarı ise roller tamamen değişti. İlk yarının aksine artık sahanın tek hakimi vardı, o da Fenerbahçe. Takım olarak disiplini ön plana alıp çok da etkili ofansif girişimlerde bulundular. İlk yarıdaki savunma sıkıntıları da gündemden kalkmıştı. Kaçanlarla birlikte penaltıdan üçüncü gol de geldi. Sonuçta Fenerbahçe çok kritik derbi öncesi hem 3 puan hem de moral kazanmış oldu. Valbuena da maç eksikliğini gidermeye çalıştı. Aatif'ın fizik gücü 10 numara. Bu da Fenerbahçe'ye önemli katkı getiriyor. Tabii bu arada Fernandao katkısı da çok önemli. İyice güçlenmiş ve de çok faydalı işler yapıyor. Gol atıyor, pozisyon arıyor, pres yapıyor. Yüsek topları kafayla aşırıyor. Bütün bunları dün gece gördükten sonra yine ister istemez aklıma Van Persie geliyor! Böyle tükenmiş bir futbolcu yüzünden 2 sene evvel en iyi zamanında Fernandao resmen harcandı. Bu arada Volkan'ın rahatsızlığıyla sürpriz bir şekilde görev alan Kameni de maç eksikliğine rağmen yüksek deneyimiyle iki çok önemli kurtarışa imza attı. Hem de skorda henüz denge varken... Alanyaspor koşuyor, mücadele ediyor ama Love'ın gitmesiyle gol sıkıntıları var. Bu yüzden defansif rahatsızlıklarına çözüm üretmeliler. Ümit Öztürk'ün genel yönetimi başarılıydı ama Fenerbahçe'nin ikinci golünde Fernandao ofsayttı. İkinci yarıda Fernandao'nun vuruşunda da top çizgiyi geçmişti.