Fevzi Aksoy

Fevzi Aksoy

faksoy@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son yıllarda modern yayın organları bazı meslek gruplarını ikinci plana attı. Mesela maç yazarlığı gibi... Televizyon çıkalı sayfalar çıkalı sayfalar dolusu maç yazıları artık yerlerini bir iki satıra bıraktılar. Buna mukabil televizyonlarda maç anlatan spikerler ön plana çıktılar. Bazen onların anlattıkları bir takımın maçtaki anatomisini meydana çıkarmaya yeterli. Galatasaray-Atletico Madrid maçını anlatan spikerin maça ait bir iki satırını bir deneme olarak kaydettim. İşte bir kaçı:
“Artık Sneijder’in, Podolski’nin kendilerini göstermeleri lazım”
“Galatasaray’ın maçtaki top hakimiyeti Atletico Madrid’den fazla. Ama bu teknik yeterli değil”
“Podolski’nin top kontrolleri iyi değil. Kendine gelen pasları çabuk kaybediyor”
“Podolski oyun sahasında zaten çok görülmüyor”
“Şimdi çok organize bir akın. Ama Podolski verilen pası anlaşılmaz bir şekilde çok kötü vurup dışarı atıyor”
“Sneijder’in attığı şutlar maalesef kaleyi tutmuyor”
“Podolski rakibinden sıyrılamıyor topu kaybediyor”
“Galatasaray etkili oynadığında seyircinin desteği fazla”
“Burak sarı kart gördü. Hakemden özür diledi. Ona haklısın dedi”
“Galatasaray Teknik Direktörü bu oyuna çok önem veriyordu. Ama nedense Galatasaraylı oyuncular oyunlarını bir türlü sahaya aktaramadılar”
“68. dakikaya girdik Galatasaray üçüncü gol tehlikesini atlattı”
“Yasin rakibinden sıyrıldı attığı şut direğin çok üstünden gitti”
Ve daha fazla yazmaya sanırım lüzum yok. İşte kalelerin üstünden yanından giden şutlarla adeta ruhsuz bir takımın bilançosu bu... Maçı tenkit etmeye, kötü başlıklar atmaya hiç lüzum yok. Çünkü spikerimiz konuşuyor. İnsan isterdi ki şöhretli oyuncular magazin mecmualarına akseden hiddet ve şiddeti sahadaki futbol topuna göstersinler. Çocukluğumuzda sokaklardan ‘eskiler alıyorum’ diye geçen eskiciler vardı, kayboldular. Ama anlaşılan hala futbolda eskiciler var. İsimleri eskici değil, komisyoncu.