Galatasaray - Alanyaspor maçının ardından spor yazarlarının değerlendirmeleri
.
1
Aldatmamalı! İyi bir forvet lazım - Rıdvan Dilmen (Sabah)
Geçen sezon kendi evinde yenilmeyen Galatasaray bu statta her zaman 1-0 önde başlıyor. Teknik direktörün Fatih Terim ise hücumu da çok seviyorsa, çıkardığı 11 tamamen hücum oyuncularıysa, Onyekuru gibi başka bir Rodrigues de buluyorsa böyle sonuç alınması normal. Çok ciddi bir antrenman maçına çevirdiler maçı. Emre Akbaba gibi forvetin arkasında üç bölgede de oynayabilecek bir oyuncu var. Emre'nin ortalaması zaten Galatasaray gibi takımlarda 10 ile 20 gol arasında atar. Bu Milli Takım için de iyi bir şey... Emre'nin karakteri ve oyun yapısıyla kesinlikle Galatasaray'a faydalı olacağını biliyorduk. Oyuncuların coşkusu, hırsı ve azmi, genç oyuncuların girmesi maçı tamamen şölene dönüştürdü. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın kaybetmesiyle Galatasaray sanki bir doğum günü kutlaması yaptı. İki beki çok da etkili olmamasına rağmen skoru farklı aldı. Eren ciddi alanlar açtı, Emre geldi golü yaptı, Onyekuru geldi golü yaptı. Mesela Fenerbahçe'den örnek verirsek Hasan Ali ceza sahasına gittiyse ancak orada başka bir oyuncun yoksa bu golleri atamazsın. Şu anda en zayıf iki takım görünüyor, Sivasspor ve Alanyaspor... Önlem almazsanız ne olduğunu bilmeden düşersiniz.. Aytemiz Alanyaspor'a atılan 6 gol kesinlikle Galatasaray'ı aldatmamalı, mutlaka ileriye iyi bir forvet alınmalı.. Eren iyi bir futbolcu, kaprissiz ve görev aldığında her zaman elinden geleni yapıyor. Gomis'in gitmesi benim için hayal kırıklığı oldu. Galatasaray mutlaka iyi bir golcü almalı. Galatasaray için gülerek, eğlenerek güzel bir oyunla harika bir galibiyet oldu.
2
Önce uyuttular sonra coştular - Serhat Ulueren (Vatan)
Önce F.Bahçe, sonra Beşiktaş yenilmiş, üstelik 9 günlük tatil sona erip herkes evine işine dönmüş ve 2 maçta 6 puan toplayan G.Saray’ın muhtemel fark atabileceği evindeki Alanya maçında tribünlerdeki boşluk beni çok şaşırttı. Maçı tribünden izlemek, arada bir göz ucuyla da TV’ye bakmak bana iyi geliyor. Mesela maça gelenlerin Gomis’i anında unutup Emre Akbaba ve Onyekuru’ya kilitlendiklerine bizzat şahit oldum. Yine tribün dedikodularına gelecek olursak, Fatih Terim’in, takımın en çok para kazanan ismi Feghouli’yi (3 milyon 850 bin Euro) gözden çıkardığı ve gitmesini kesin olarak istediğini öğreniyoruz. Haksız da sayılmazlar. Önce verilen sonra iptal edilen penaltıda tribünler “Muslera...Muslera” diye inlerken Terim’in oralı bile olmadığını, Muslera’nın ise sürekli kulübeye baktığını gözlemledim. DÜN itibarıyla Gomis unutulmasına unutuldu da her rakip Alanya gibi kağıt helvadan olmaz ki? İlk yarı yere yattılar, çirkin bir defans yaptılar. Bunda başarılı da olup G.Saray’ın temposunu düşürdüler. Ama ikinci yarı Emre Akbaba, Sinan Gümüş, Onyekuru ve Eren Derdiyok’un şovlarını izledik. İşte futbol bu. Rakip kötü de olsa, eksik de olsa atabileceğin kadar atacaksın. Bu nedenle Terim ve öğrencilerini kutluyorum. AVRUPA İDDİASI Rordrigues iyileşecek, Donk haftaya dönecek, Ndiaye geldi, belki Falcao veya Aboubakar’dan biri veya birkaçı daha geldiği zaman G.Saray sadece Türkiye’de değil Avrupa’da iddialı olacaktır. Evet ilk yarı gerçekten uyutucuydu, sıkıcıydı, bazen kahrediciydi. Ama 2. yarı her şey vardı. Bobo dışında net pozisyonu olmayan Alanya’yı Fernando, Sinan, Emre, Eren ve Onyekuru’nun hırslı ve tempolu futbolları bitirdi. Trabzon engelini de rahat geçecektir sarıkırmızılı ekip.
3
Galatasaray gol oldu yağdı! - Osman Şenher (Milliyet)
Her zaman söylüyorum Galatasaray hazır değil. Buna rağmen ilk 3 haftada 9 puan aldı. Dün gece de Alanyaspor karşısında ilk yarıda zorlansa da, tempoyu artıramasa da ikinci yarıda gol olup yağdı. Evet, sıkıntı büyük. En büyük sıkıntı da orta sahada. Ndiaye’nin gelişi buraya can getirecek, tempo getirecek, pres getirecek. Galatasaray’ın olmazsa olmazı Rodrigues, o da önümüzdeki hafta Trabzonspor maçında oynayacak. Her şeyden önemlisi, iyi bir santrfor almak için Başkan Mustafa Cengiz ve Fatih Terim çok büyük savaş veriyor. Şimdiki seyrettiğimiz Galatasaray’ın bunlar ısınma maçları.. İlk yarıya bakıyoruz, Sinan Gümüş, Belhanda ve Eren Derdiyok, bu takımda nasıl oynar diye homurdanıyoruz. İkinci yarı ise soyunma odasında neler oldu bilemiyorum. Fakat bu futbolcular maça damgasını vurdu. Önce Belhanda’yı söyleyeyim, evet, ben de çok eleştirdim kendisini. Ama o ağır aksak oynayan, ikili mücadelelerden kaçan Belhanda gitmiş, sahada savaşan bir Belhanda gelmiş. Bir kere öncelikle şunu söyleyeyim, Galatasaray’da asist yapabilen, arkadaşlarına en çok pas atabilen oyuncu Belhanda.. Eren’in attığı golde topun ilk çıkışı Belhanda’dan Sinan’a, Sinan’dan Eren’e; harikaydı. Sinan’ın attığı gol, topa vuruşu, kafasını kaldırıp kaleye bakışı, kendi adına artılardı. Emre Akbaba’nın golü de tek kelimeyle harika. Çaprazdan topu aldı, kafasını kaldırdı ve sağ ayağıyla kaleci Haydar’ın uzanamadığı köşeye attı. Bu vuruşları ancak iyi ve kaliteli futbolcu yapar. Maçın skoru sizi aldatmasın. İkinci yarı çok daha farklı olabilirdi. Yine 45. dakikadan sonra coşan, temposunu artıran bir diğer isimse Onyekuru. Hata yapıyor, kabul ediyorum, her şeyden önce hırsını, takipçiliğini, alkışlamak lazım. Fatih Terim’i bu futbol kesmez, bunu gayet iyi biliyorum. Bu futbolla Şampiyonlar Ligi’nde de başarılı olamaz Galatasaray. Ancak yeni transferler, takım içindeki rekabet, çıtayı yukarıya çıkaracak bu kesin. Maçın 83. dakikası oynanıyor, 4 kişi birden koşuyor topun peşinde ve Emre Akbaba 6. golü atıyor. İşte böyle maçlar; Galatasaray’ın temposunu, özgüvenini daha da artıracak. Muğdat, 15-20 dakika oynadı, kendini paralıyor, neden yedek oturuyor diye kendi kendimize söyleniyoruz. İşte rekabet, bir takımın her şeyidir. Galatasaray’a da bu artı getirecek. Son sözüm de Fernando’ya... Gerçeken çok büyük bir yıldız; ahlaklı. Takımın olmazsa olmazı.. Müthiş bir futbolcu.. Alanyaspor’a gelince ilk yarı Mesut Bakkal, kontrollü futbol oynatmaya uğraştı. Galatasaray’a orta sahada top yaptırmadılar, daha çok defansif anlamda mücadele ettiler. Fernando’nun golü gelinceye kadar da başarılı oldular. Fakat kesinlikle Alanyaspor’un transfer yapması lazım, bu kadro yetersiz. Mesut Bakkal, ne yaparsa yapsın ancak bu kadar takımını mücadele ettirebilir, bu kadroya takviye yapılmazsa şu andaki lig sonunculuğundan kolay kolay kurtulamaz.
4
Terim zoru sever - Bilal Meşe (Milliyet)
Ekonomik şartlar malum, yeni oyuncular almanın zorluğunu söylemeye gerek yok. Fatih hocamızı iyi tanırız, oyun felsefesini iyi biliriz, zor şartlarla boğuşmak onun işidir, sever. Galatasaray, Devler Ligi’nde ülkemizi temsil edecek, haaa bu kadroyla başarıyı yakalar mı, şimdiden ahkam kesmek, pek de doğru olmaz. Ne var ki, Terim kadroyu verimli kullanmayı iyi bilir. Örneğin tecrübeli hoca, Sinan Gümüş’ü ideal kadroya monte etmek istiyor, o şansı da veriyor. Sürekliliği yakaladığı anda bunu başaracağından bir milim kuşkum yok. Attığı ikinci gol, bunun en büyük göstergesidir. Şimdi, “Gomis gitti, niye gitti, neden gönderildi” tartışmalara girmenin kimseye yararı yok. Eldeki tek alternatif şimdilik Eren Derdiyok... Sorumluluğu yüksek, biraz özgüvene biraz da takım arkadaşlarının desteğine gereksinimi var. Nereye varmak istiyorum, hafızalarını biraz zorlayın, Fatih Terim’in elinde becerisi yüksek, gol yollarında etkili bir oyuncu grubu varsa - ki var- gerekirse forvetsiz takımı sahaya sürer, farklı bir oyun sistemiyle o anki kadroya verimlilik kazandırır. Bunu bilir, bunu söyleriz. Dünkü farkın yaratıcılarına bakın, ne demek istediğimiz anlaşılır. Oyundan önce Emre Akbaba’ya bir paragraf açmak istiyorum, çok yerinde bir transfer... Bir o kalitesiz yabancılara bakıyorum, bir de Emre’ye... Valla, alıcı gözüyle ilk kez izledim, hayran kaldım. Çok yetenekli, teknik, çabuk, gözü kara... Artı oyunun her yönünde var. Attığı iki gol, kalitesinin en büyük göstergesidir, helal olsun ona... Gelelim maça... Görüyoruz ki, Anadolu takımları büyüklere de zorluk çıkarabiliyor, ama savunma yaparak, Galatasaray gibi ligin en hazır takımından puan almak o denli zordur, hayaldir! Alanyaspor, alan daralttı, savunmasını kalabalık tuttu, tutmasına ama nereye kadar? İlk golü yediler, toz şeker gibi dağıldılar! Haa ilk ciddi pozisyonu konuk takım Bobo ile yakaladı, Muslera geçit vermedi. Eee bir de ileride topu tutmayı beceremez, “Hep savunma yapacağım, fırsat kollayacağım” düşüncesine kapılarsanız farka da davetiye çıkarırsınız! Biliyoruz ki, böylesi taktikle sahaya çıkan, rakibin savunmasını açmakta zorlanırsınız, eyvallah... Ne var ki, elde yetenekli oyuncuları varsa, sonuca rahat gidersiniz. Nitekim, 37’de Fernando, karambolde kilidi açtı, 49’de Sinan Gümüş ile farkı ikiye çıkardı. Aslan, olası bir iş kazası yaşamama adına, oyunu rakip alana yıktı, tempoyu üst seviyeye çıkarttı, Eren Derdiyok, Emre Akbaba (2) ve Onyekuru ile farka gitti. İşin özeti, yeni bir transfer olur mu olmaz mı, bilemiyoruz. Haa gerek var mı, yok mu? Dünkü maçı izledikten sonra, bu kadro Süper Lig için yeterlidir. Yeni bir oyuncu almaya, paranızı çarçur etmeye gerek yok! Aslan, ne kadar fire de verse, oynadığı futbolla bunu hiç hissettirmiyor, kaldığı yerden yoluna devam ediyor.
5
Efendi Emre! Bahri Havadır (Vatan)
MAÇIN ilk yarısı için söyleyecek tek şey, hızlı, heyecanlı ama kötü oynayan bir G.Saray vardı... Protesto edilen Sinan, beğenilmeyen Eren Derdiyok ve oflar poflar arasında sıkıntılar arasında izlenen sarı-kırmızılı takım... Fernando’nun golü bile 34 bin taraftarı mutlu etmemişti. Çünkü herkesin kafasındaki G.Saray, bu değildi. HAKEM GEÇ KALDI! VE ikinci yarı... Her şey %100 tersine döndü. Sinan Gümüş, sahneye çıktı, Eren Derdiyok golle buluştu ve gecenin adamı Emre Akbaba, attığı 2 gol ve efendiliği ile benden 10 puan aldı. 5 yıl ekmeğini yediği takıma gol sonrasında sevincini yüreğine gömdü. Oysa biz ne oyuncular gördük! G.SARAY bu kadrosu, bu oyuncu yapısı ile ligde şimdiden söylüyorum kesin favori. Ama Şampiyonlar Ligi için yeter mi orada kuşkum var. Çünkü Eren en az 3 tık üzerine çıkmalı. Sinan kendini çok geliştirmeli. Savunma çok daha dikkatli olmalı ve oyun sistemini Fatih hoca daha da farklı kılmalı. Hakem Halil Umut Meler’in ilk goldeki faulü atlaması maçın kırılma anıydı. VAR’la iptal edilen penaltıda da hakemin geç kalması en büyük sorunuydu.
6
İşte Terim’in G.Saray’ı - Erman Toroğlu (Fotomaç)
Galatasaray 1-0 galip… Ani bir atağa çıkıyor sarı-kırmızılılar, top Sinan'da… Acaba topu nasıl kullanacak, kim gol atacak diye bakıyorsunuz. Ama Sinan dağlara, taşlara rezalet bir iş yapıyor. Şimdi düşünün! O topu kullanamadın, maçı 2-0 yapamadım, top döndü gol oldu 1-1, bir gol daha oldu 2-1. Şimdi Sinan için yazılacak ve söylenecekleri bir düşünün! Amma velakin ikinci yarı başlıyor. Sahneye yine Sinan çıkıyor. Vuruyor, atıyor, attırıyor. Her şey toz pembe Sinan açısından. Fatih hoca da onu oyundan alıp alkışlatıyor. Yukarıdaki gibi tersi olsaydı acaba Fatih onu oyundan alırken neler olurdu? Bunu niye yazıyorum? İşte futbol böyle bir oyun. Harika dediğin yerde şemsiye ters döner rüzgar yemiş gibi elinden uçar gider. Geçen yıl lig başladı. Tudor ve G.Saray, fırtına gibi girdi sezona… 7-8 kişiyle hücum, sağdan soldan estarabim, goller atılıyor. İyi güzel de her dönen top Galatasaray kalesinde pozisyon oluyor. Yan toplardan goller yeniyor. Yani freni boşalmış yokuş aşağı giden bir kamyon gibi Galatasaray. Sonra işler terse dönüyor. Tudor saçma sapan işler yapıyor, 3'lü defans, bilmem ne derken yollanıyor, Fatih Terim geliyor. Peki Fatih Terim'in geldiği günden, dün akşamki maça kadar Galatasaray'ın geçirdiği evrime bir bakın. Açın maçları seyredin. Nelerin değiştiğini görürsünüz. "Alanya zayıf takım" falan diyebilirsiniz, tamam ama burada önemli olan Alanya'nın gücü veya zayıf olması değil. Fatih Terim Galatasaray'a ne yaptırmak istiyor? Şunu görüyoruz; Öyle topyekün gitmek yok. Geri dönüşler çok çabuk olacak. Rakip takım orta sahayı rahat geçemeyecek. Zaten rakip takım biraz çabuk geldiğinde eğer Galatasaraylı oyuncular dönemezlerse Fatih Terim kenarda deliriyor. Peki Galatasaray ideal mi oyun oynuyor? Değil… Bence hala bir çabuk, süratli, rakibe çalım atabilen bir santrfora sahip değiller. Siz de diyebilirsiniz ki "Yahu kardeşim, bunların hepsi olan bir adam Türkiye'ye neden gelsin? Avrupa'nın üst düzey takımlarından birinde oynar." Ama Şampiyonlar Ligi'nde oynayacaksan en az öyle bir adam lazım ileride… Alanyaspor'a da Allah sabır ve kuvvet versin! İşleri zor gözüküyor.
7
Fark yanıltmasın - Ahmet Çakar (Sabah) Galatasaray güle oynaya maçlarını kazanmaya devam ediyor. İlk yarı çok ama çok zorlandılar. Çabuk oynadılar ama çok top kaybettiler. Çabuk düşünüp çabuk oynamak başka, telaşa kapılmak başka. İlk yarıda bunu çok net olarak gördük. Gol dışında net pozisyonları yok. Buna karşılık maçın hemen başında Bobo büyük oranda Muslera ile karşı karşıyaydı, iyi vursa golü yapacaktı. İlk devrenin son dakikalarında kötü oynayan G.Saray, Fernando ile golü buldu. Kornerde top kafayla indirildi, karambolde son dokunan Fernando oldu. Ama tuhaf olan şu, bu gol çok net bir şekilde faul. Eren yerdeyken topu çizgiden çıkartacak Alanyalı oyuncuya ayağıyla faul yapıyor. Oyuncu topu çıkaramıyor, Fernando da boş kaleye atıyor. VAR'dan tık yok. Ayrıca Eren'in faulünden hemen önce de Alanyasporlu oyuncunun elinin topla teması var. Bence kasıt yok ama bu golde VAR mutlaka devreye girmeliydi. İkinci yarı ise G.Saray istediği pozisyonları, geniş alanları çok rahat bulmaya başladı ve art arda gol oldu yağdı. Böylesine farklı bir skor kimseyi yanıltmasın, takımın hâlâ iyi bir golcüye ihtiyacı var. Kapalı savunmalara karşı organizasyonlarda eksikleri var. Şampiyonlar Ligi'nde çok ciddi problemler yaşayabilirler. Sonuçta sezon başı, daha transferler olabilir, bu tür maçları kazanmak, üstelik farklı kazanmak çok önemli. Hakem Halil Umut Meler için fazla bir şey söyleyemem. Zira ilk golde faulü göremedi. Ama VAR'dan yardım gelmeyince golü vermek zorunda kaldı. Yine ikinci yarıda G.Saray lehine bir penaltı verdi, bence bu karar da yanlıştı. Ama bu kez devreye VAR girdi. Halil Umut Meler de pozisyonu tekrar seyredip kararının hatalı olduğunu gördü ve penaltıyı iptal etti.
8
