Gündem 4.4'lük sarsıntı sonrası uyarı: Deprem fırtınası yaşanabilir

4.4'lük sarsıntı sonrası uyarı: Deprem fırtınası yaşanabilir

04.09.2023 - 11:48 | Son Güncellenme:

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi Kuşadası Körfezi’nde, 4.4 büyüklüğündeki deprem sonrası dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Ege Denizi Kuşadası Körfezi’nde, AFAD verilerine göre 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi'nin (AFAD) verilerine göre, saat 08.26'da merkez üssü Ege Denizi Kuşadası Körfezi olan 4.4 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Yerin 6,97 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem Aydın’ın yanı sıra İzmir’de de hissedildi. Kısa süreli paniğe neden olan depremde ilk bilgilere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

Haberin Devamı

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi Kuşadası Körfezi'nde meydana gelen 4.4 büyüklüğündeki depremle ilgili değerlendirmede bulundu.

Prof. Dr. Sözbilir, "Bu sabah AFAD verilerine göre Kuşadası Körfezi'nde 4.4 büyüklüğünde, 6.97 km derinliğinde bir deprem meydana geldi. Ardından 3.2 büyüklüğüne varan artçı depremler oldu. Bu depremlerin dış merkez yerlerine baktığımızda, Özdere ve Ahmetbeyli 3-6 km güneyine düştüğünü görüyoruz. Burası Gümüldür fayının güneydoğu ucuna karşılık geliyor. Bilindiği gibi 3 yıl önce 30 Ekim 2020 tarihinde Kuşadası Körfezi'nde 6.6 büyüklüğünde bir deprem olmuş ve bu depremden 70 km uzaklıkta bulunan Bayraklı ilçemizde 117 vatandaşımız can vermişti. Bugün olan deprem, 30 Ekim depreminin tetiklediği Gümüldür fayının deniz altındaki kolunda gelişmiş olmalı. Depremin odak mekanizma çözümü verileri, sol yanal bileşenli, oblik atımlı normal bir fayın depremi ürettiğini gösteriyor. Körfezde 30 Ekim depremini üreten Sisam fayı ile Gümüldür fayı arasında kalan bölgede çok sayıda denizaltı fayı olduğundan, bu depremler nedeniyle deprem fırtınası şeklinde bir süreç yaşanabilir" dedi.

Haberin Devamı

4.4lük sarsıntı sonrası uyarı: Deprem fırtınası yaşanabilir

'BÜYÜK BİR DEPREMİN ÖNCÜSÜ OLDUĞUNU SANMIYORUM'

Jeofizik Yüksek Mühendisi Deprem Bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise depremle ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Kuşadası Pamucak Körfezi kuzeyinde 04.08.2023 08.26'da 4.4 büyüklüğünde bir deprem oldu. Deprem özellikle Kuşadası, Selçuk'ta duyulmuştur. Artçı depremleri en büyüğü 3.1 olarak gerçekleşmiştir. Yerel, olağan bir gerilim boşalmasıdır. Büyük bir depremin öncüsü olduğunu sanmıyorum" ifadelerine yer verdi.

NACİ GÖRÜR 'DEPREM BEKLENTİM BİRAZ DEĞİŞTİ' DİYEREK UYARDI: 700 KİLOMETRE CANLI FAY ÜZERİNDELER

Peş peşe depremlerin ardından açıklamaları dikkatle takip edilen Prof. Dr. Naci Görür'den de çarpıcı uyarılar geldi.

YouTube üzerinden yayınlanan bir programa konuk olan Prof. Dr. Görür, "Türkiye'deki deprem beklentim benim biraz daha değişti" diyerek dikkat çeken yorumlarda bulundu. Görür'ün açıklamalarından satır başları şöyle...

Haberin Devamı

Benim deprem beklentim biraz değişti. 6 Şubat depremlerini çok normal, rastgele herhangi bir levha içindeki bir fayın deprem üretmesi gibi algılamamak lazım. Burada 3 levha bağıl olarak birbirlerine göre ciddi hareket yaptılar. En azından 7,5 metre. Bu levhaların bu boyutta hareket etmeleri onların yakın çevrelerindeki her şeyi etkiledi. Stres alanını değiştirdi. Stres bir fayın kendi içindeki kayayı kırmak için ihtiyaç duyduğu kuvvet. Bu levha hareketleri her fayın içine o kayaları kırmak için ihtiyaç duyduğu kuvveti yükledi. Depremin olduğu gün 'Hatay'a, Adana'a havzasına dikkat edin' dedik. 15 gün sonra Hatay'da 6.3 oldu. Adana'da bazı depremler oldu. Malatya'ya Elazığ tarafına dikkat edin dedik. Elazığ 2020'de deprem oluşturdu. Elazığ'da sorun görmüyorum. Hatta 'Adana, Kayseri, Sivas ve Bingöl'de deprem olursa şaşırmayın' dedim.

Haberin Devamı

'FAYLARDA ERKEN HAREKETE GEÇME OLABİLİR'

Doğu Anadolu'da stresi biriktirmiş, deprem oluşturma periyodu yaklaşmış olan faylarda erken harekete geçme olabilir. Doğu Anadolu Avrasya ile Arap Levhası arasında sıkışıyor. Ne kadar sıkışmak demek o kadar stres. Bu hemen deprem olacak demek değil. İşte stres yükleme bardaktaki son damla görevini göreceği faylarda depremi önceye çekmiş olabilir.

'FAYLARDA ERKEN HAREKETE GEÇME OLABİLİR'

Doğu Anadolu'da stresi biriktirmiş, deprem oluşturma periyodu yaklaşmış olan faylarda erken harekete geçme olabilir. Doğu Anadolu Avrasya ile Arap Levhası arasında sıkışıyor. Ne kadar sıkışmak demek o kadar stres. Bu hemen deprem olacak demek değil. İşte stres yükleme bardaktaki son damla görevini göreceği faylarda depremi önceye çekmiş olabilir.

ŞENGÖR'ÜN İSTANBUL'U TERK ETMESİ

Celal Şengör'ün İstanbul'dan taşınma konusuna da değinen Görür sözlerini şöyle sürdürdü:

"Celal daha okulu bitirdiği, mezun olduğu zaman isteseydi dünyanın herhangi bir ünversitesinde en ünlü profesörlerden biri olurdu. Celal 'Biz Türkiye'de çalışacağız ' dedi. İstese bugün bile istediği yere gider. Sırf İstanbul'da farkındalık oluşsun diye 'Ben İstanbul'u terk ediyorum' demiştir. Gittiği yerde Çanakkale, çok uzak değil. Ülkemizin yetiştirdiği ender bilim adamlarından biri. Özenli olmak lazım onun hakkında"

Haberin Devamı

'AFAD TRAKYA'DA DEPOLAR OLUŞTURUYOR'

Deprem sonrası istanbul'u neler bekliyor? sorusuna ise Görür şu yanıtı verdi:

"Bugünkü deprem bölgesine bakın alt yapı büyük ölçüde tahrip oldu. Doğal gazdan dolayı patlamalar oluyor. Yer yer yangınlar oluyor. Kanalizasyon sistemi, içme suyu şebekesi bunlar birbirine karışıyor. Mikrobik bir ortam oluyor. İstanbul'un yollarını düşünürsen, yolların devreden hızla çıkacağı kesin. Dolayısıyla deprem sırasında insanlar kendi yakınları için koşacak, onlar da trafik oluştaracak. Onun için AFAD Trakya'da depolar oluşturuyor. Halk bunu yanlış anlıyor. Deprem mi gelecek falan? Stratejik olarak orası doğru bir yer. AFAD doğru yapıyor. Dolayısıyla Marmara dışından yardım bekleyeceksin. İstanbul'a yardım için bir düşünce varsa, birikim ve lojistiğimizi şimdiden, Anadolu'da uygun bir yerlerde bekletmemiz lazım. En önemli yardım 72 saat içinden olur. En önemlisi bir bina yıkıldığı zaman inanılmaz bir toz bulutu çıkıyor. 20 bin 30 bin binanın aynı yıkıldığı İstanbul'daki atmosferi düşünün. Toprak kirlenecek, su kirlenecek.