Gündem ‘Eğitimle normal yaşam sürebilirler’

‘Eğitimle normal yaşam sürebilirler’

09.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Türkiye’de 1.4 milyon otizmli birey olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yankı Yazgan, 5 milyon aileyi yakından ilgilendiren sorunun, eğitimle çözülebileceğini vurguladı

‘Eğitimle normal yaşam sürebilirler’

Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV)’in düzenlediği 2. Uluslararası Ergenlik Kongresi’ne katılan Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan, 5 milyon aileyi yakından ilgilendiren otizmli bireylerin sorunlarına ilişkin Milliyet’e özel açıklamalarda bulundu. Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen kongrede “Ergenlikte Otizm Spektrum Bozukluğu” başlıklı bir sunum yapan Prof. Yazgan, söyleşimizin ilk gününde Türkiye’de 1.4 milyon otizmli birey olduğunun altını çizdi.

Haberin Devamı

Başlıca belirtileri

Prof. Yazgan, “Göz temasından kaçınma, adı söylenerek çağrıldığında dönüp bakmak yerine kayıtsız kalmak veya gecikerek bakmak otizmin başlıca belirtileri. Sosyal ilişkiye ilginin azlığı yanı sıra değişime karşı rahatsızlık duyma, tekrarlayıcı hareketler, belli davranış kalıplarına takılıp kalma, kalıpların dışına çıkamama, dönen nesnelere bakmak, tekrarlayıcılık da hastalığın diğer önemli belirtiler arasında. Otizm, genetik bir zemin olmadan ortaya çıkmaz. Erkeğin ileri yaşı otizm riskini artırıyor. Çevresel etkenlerin de otizmi tetiklediğini biliyoruz” dedi.

Türkiye’deki otizmli çocuk sayısının 352 bini aştığını dile getiren Prof. Dr. Yazgan, “Doktor veya aile tarafından farkedilmeyen çocukların sayısı da azımsanmayacak oranda. Tanı alanların ihtiyacı olan nitelikli ve yaygın destek konusunda ülke olarak eksiklerimiz var. Bu sorun 5 milyondan fazla aileyi ilgilendiriyor. Anne, babaya düşen ilk görev çocuğunu özel eğitime başlatmak olmalı. Aileler, tanıyı duyduklarında travma geçiriyor. Anne, baba dışındaki diğer aile bireylerinin kenetlenmesi, uzmanlarla ve çekirdek aile ile dayanışma içinde olmaları gerekir. Devlet, tedavi ve eğitim süreçlerinin ilerlemesini sağlayacak yapıyı oluşturmak zorunda” diye konuştu.

Özel eğitim neden önemli?

“Süreç bir çok kişinin bir araya gelmesini, ekipler halinde çalışılmasını gerekli kılıyor. Aslında devletin farklı kademelerinin çaba gösterdiğini görüyoruz. Doğru yöntem ve uğraşlar verildiğinde tanı alan çocukların önemli bölümünde problemin görülmediğini saptamış durumdayız. Özel eğitim alan çocukların otizm tanısı sürüyor olsa bile, normal yaşam veya eğitim sisteminde yer alarak kapasite ve karakterleriyle uyumlu yaşam performansı gösteriyorlar. Otizme kendi çizgisinde giden bir yaşam süreci olarak bakılmalı. Tanı alan çocuk terapi alabilir.”

Otizm ergenlerde ne gibi olumsuz etkilere yol açıyor?

“Otizm çok küçük yaşta belirgin ise tanısı kolay ve mümkün bir problem. Ancak otizmin silik şekilleri, özellikle de zeka ve dil gelişiminin başlangıçtan itibaren iyi gittiği durumlar söz konusu. Bu durumda tanıda gecikme yaşanıyor. Otizmli çocukların önemli bir bölümünde takıntı düzeyinde değişik meraklar görüyoruz. Sözgelimi Eskişehir’de yaşayan otizmli bir çocuk Londra-Manchester tren tarifesini ezbere biliyor. İşlevsel ve fobisel yanı olmayan bu gibi takıntıların yanı sıra sosyal ilişkilerde yaşına uygun davranmama, sezgiye dayalı iletişim eksikliği ergenlikte ortaya çıkıyor. Ancak silik olduğundan erken yaşta saptanamayan otizm, ergenlikte çoğu zaman depresyon ve ağır takıntılar olarak karşımıza çıkıyor. Depresyon ve ağır takıntıların altında otizm spektrum bozukluğu yatabiliyor.”

Haberin Devamı

352 bin otizmli çocuk

Aileler bu konuda nasıl hareket etmeli?

“Çocuğuna küçük yaşta teşhis konulmuş aileler daha bilinçli ilerliyor. Çocuk için ergenlikteki yüklerin sosyalleşme ve üretkenleşme olduğu bilinmeli. Otizmli çocuğu olan aileler, evlatlarına üretkenlik için fırsatlar yaratıp, sosyal yaşamda yer almaları için uğraş vermeliler. Ortaokul çağlarında zorbalığa uğrama riski depresyon intihar riski daha yüksek.”

Dijital cihazlar, hazır gıdalar otizme yol açıyor mu?

“Tablet, cep telefonu, TV ekranı ve hazır hazır gıdaların otizme yol açtığını söylemek büyük bir iddia. Aşıların otizme yol açtığına dair de bilimsel bir kanıt hiç yok. Kötü gıda, anlamsız ekran maruziyeti, yorucu ve stresli yaşam tarzı zaten hayatımızda olmaması gereken olumsuzluklar. Otizm nöro-gelişimsel bir bozukluk; Genetik bileşenler ve ailesel geçişten kaynaklı bir sorun. Teknoloji bağımlılığı, hazır gıdalar etkenlerinden sadece biri olabilir. 3 yaşından küçük çocuklarda ekranla ilişkinin her dakikası, gelecekte dikkat, konsantrasyon ve sosyal iletişim becerilerinde eksilme anlamına geliyor. Tablet, telefon, TV, çocukların gelişim ihtiyaçlarına katkı sunmuyor.”

YARIN: Çocuklarımızı çok şımartıyoruz