18.04.2018 - 12:16 | Son Güncellenme:
MUSA KESLER Milliyet.com.tr
Savcı Kılınç'ın açtığı davada yargılanan 357 kişiden biri de Jandarma Binbaşı Hamza Kaya idi. Binbaşı Kaya cezaevine girdiğinde eşine kanser teşhisi konmuştu. 2 yıl boyunca tutuklu yargılandı. Bu süreçte eşinin hastalığı gittikçe ilerledi. Neredeyse her duruşmada eşinin durumunu izah ederek tahliye istedi, dinleyen olmadı. 2014'te 2 yıl tutukluluğun ardından tahliye edildi, ardından da beraat etti.
6 yıl direndi
Binbaşı Hamza Kaya İstanbul’a tayin edildi. Eşinin durumu daha da kötüleşmişti. Ağır bir tedavi süreci geçiriyordu. Kaya bir yandan eşine moral veriyor, bir taraftan da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’ndaki işine devam ediyordu. Ancak Kaya’nın 38 yaşındaki eşi yaklaşık 6 yıldır devam ettirdiği kanser mücadelesini 1 Nisan'da kaybetti. Filiz öğretmenden geriye kızı Damla ve Hamza Binbaşı ile verdiği onurlu mücadele kaldı.
'Giden geri gelmeyecek'
Yargılandığı davanın FETÖ'nün kurguladığı bir ‘kumpas’ olduğu ortaya çıktığında onu gözaltına alan polisler, sorgulayan savcılar, yargılayan hakimlerin ve dava konusu dijitallere dair rapor veren TÜBİTAK bilirkişilerinin tamamı ya firari ya tutukluydu. O firarilerden biri de dün yakalanan savcı Zafer Kılınç'tı...
Binbaşı Hamza Kaya'nın avukatı Gökhan Bal, müvekkilinin durumunu ve firari savcının yakalanmasını şöyle değerlendirdi:
'Müvekkilim Hamza Kaya, haksız ve mesnetsiz yere iki yıl tutuklu kaldı. Eşi Filiz Kaya bu süreçte kanser tedavisi görüyordu. Eşinin yokluğunda bu tedaviye binbir güçlük içerisinde devam etti. Defalarca tahliye talebinde bulunduk, raporları sunduk. Tutuklu arkadaşları 'Bizi istediğiniz kadar tutun, ama Hamza'yı bırakın' diyerek adeta yalvardılar. Ne mahkeme ne savcı oralı olmadı. İnsafsız ve vicdansızca davrandılar. Delil dedikleri şeyleri kendileri oluşturmuştu zaten. Pırıl pırıl subayların kariyerini mahvettiler, ailelerini de sevdiklerini de mağdur ettiler. Giden bazı değerler, kıymetler bir daha asla geri gelmeyecek. Hamza Binbaşı'nın eşi yıllardır çektiği ızdıraba artık daha fazla tahammül edemeyerek iki hafta önce vefat etti. geride gözü yaşlı bir eş ve yetim bir evlat bıraktı. Onlar o zulmü reva görenler ise çoluk çocuğuyla birlikte memleketten kaçarken yakalandılar. İlahi adalet eninde sonunda tecelli ediyor. Yargılanacaklar ve yaptıkları herşeyin bedelini ödeyecekler.'