Ekonomi Her bir kuruşun hesabı sorulacak

Her bir kuruşun hesabı sorulacak

12.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Vatandaşın vergi adaletine inancını güçlendireceğiz. Topladığımız her bir kuruşun hesabı sorulacak şekilde harcanmasına özel gayret göstereceğiz” dedi

Her bir kuruşun hesabı sorulacak

Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Vatandaşın vergi adaletine inancını güçlendireceğiz. Topladığımız her bir kuruşun hesabı sorulacak şekilde harcanmasına özel gayret göstereceğiz” dedi.

Haberin Devamı

TBMM Genel Kurulu’nda 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nın tümü üzerindeki görüşmeler başladı. Ağbal, bütçe sunumunda, 2003’te yatırım harcamalarının bütçeden aldığı payın yaklaşık yüzde 6 seviyesinde olduğunu, şu anda bu oranın yüzde 11’i geçtiğine dikkati çekti. Bölünmüş yol ve karayolu tünel uzunluğunda, karayolu köprü ve viyadük sayılarında, demiryolu, denizyolu ve havayolu ağında Türkiye’nin olağanüstü ilerlemeler kaydettiğini söyleyen Ağbal, özel sektör yatırımlarının maliyetini azaltan, yatırımların üretim maliyetini düşüren bu temel yatırımların, büyüme oranının artmasındaki en önemli faktör olduğuna işaret etti.

Vergide adalet

Gelecek yıl bütçesinden tarıma ayırdıkları doğrudan kaynağın yaklaşık 30 milyar lira olduğunu aktaran Ağbal, “2018 yılında mazot desteğini de 1’den 3’e çıkarıyoruz, böylece vatandaşımızın tarımsal girdi maliyetlerini de devlet olarak biz karşılıyoruz” dedi. Ağbal, 2016 ile 2018 yılı bütçesinden ihracata sağlanan destekler karşılaştırıldığında, destekleri yaklaşık 3 kat artırarak, 1 milyardan 4 milyara çıkardıklarının görüleceğini söyledi. Ağbal, gelecek dönemde yatırım, üretim, istihdam, tasarruflar ve ihracatı destekleyecek vergi düzenlemeleri yaparak vergiyi tabana yayacaklarını belirterek, “Vatandaşın vergi adaletine inancını güçlendireceğiz. Diğer taraftan da topladığımız her bir kuruşun hesabı sorulacak şekilde harcanmasına özel gayret göstereceğiz” diye konuştu. Borçlanmanın kalitesinin yukarı çekildiğinin altını çizen Ağbal, “Türkiye’nin döviz cinsi borçlanmaları son 15 yılda oransal olarak aşağı gelirken kendi paramızla borçlanma oranları yukarılara çıktı” dedi.

Haberin Devamı

3.4 milyon istihdam

Ağbal, yılın üç çeyreğindeki ortalama yüzde 7,4’lük büyümeye de işaret ederek, bu oranın, OECD ve G20 ülkeleri arasında yılın üç çeyreğinde gerçekleşen en büyük büyüme oranı olduğunu söyledi. Ağbal, “Orta Vadeli Program’da yüzde 5,5 dedik ama 2017 sonunda büyüme oranının rahatlıkla yüzde 6’nın üzerinde olacağı görülüyor. Hayırlı uğurlu olsun. Türkiye ekonomisi büyük sınavdan başarıyla çıktı. 2018-2020 döneminde inşallah büyüme oranları daha da güçlenerek devam edecek. Herkese refah olarak yansıyacak, size de dahil. Refahı bölüştürürken de hakça bölüştürüyoruz” dedi. Ağbal, 2002’de toplanan her 100 liranın 86 lirası faize giderken, şu an sadece 12 lirasının faize gittiğine dikkati çekti.

Haberin Devamı

Ağbal, “Önümüzdeki 3 yıl ortalama yüzde 5.5 büyüyeceğiz. İnşallah 3.4 milyon insanımıza istihdam sağlayacağız” dedi.

En fazla pay eğİtİme

Önceki bütçelerde olduğu gibi 2018 bütçesinde de en fazla kaynağı eğitime ayırdıklarını belirten Ağbal, “Vatandaştan aldığımız her 100 liranın 20 lirasını eğitime ayırıyoruz” dedi. 2018’de eğitimden sonra en fazla payı sağlık harcamalarına ayırdıklarını, eğitim ve sağlığın bütçedeki toplam payının yaklaşık yüzde 40 olduğunu ifade etti.

Reformlara öncelik

Bakan Ağbal, sunumunda özetle şu konulara da yer verdi:

Önümüzdeki dönemde mali disiplinden taviz vermeden, Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler grubuna yükseltecek, küresel bir güç olma yolundaki ilerleyişini destekleyecek yapısal reform öncelikli politikalarımız devam edecektir.

Haberin Devamı

Özel sektörün daha da büyümesi, üretim, yatırım, istihdam ve ihracatın artması için bütçeden ayırdığımız kaynakları artırdık.

Küresel ekonomik faaliyetlerde ve özellikle Avro Bölgesi’nde ortaya çıkan canlanmayla genele yaygın ekonomik büyüme, 2018-2020 OVP döneminde dış talep kanalı üzerinden ekonomik büyüme oranlarımızı yukarıya çekecektir.

Küresel finansal koşullardaki olumlu gidişatla ülkemizdeki makroekonomik istikrar, uluslararası firmaların ülkemize doğrudan yatırım kararlarını pozitif yönde etkileyecek.

Emtia fiyatlarındaki yatay seyir beklentisi ve finansal kırılganlıkların azalması, kur ve fiyat istikrarı üzerinden enflasyon üzerindeki baskıları azaltacak ve cari açığı kontrol altında tutmamızı destekleyecek.