Siyaset Herkes elini taşın altına koymalı

Herkes elini taşın altına koymalı

20.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

BM 72. Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın aynı olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sizleri gözyaşlarını dindirmek amacıyla bir an evvel harekete geçmeye çağırıyorum” dedi

Herkes elini taşın altına koymalı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün BM 72. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada tüm dünyaya çağrı yaptı. Erdoğan, şunları söyledi:
BARIŞ VE İSTİKRAR GERİYE GİTTİ: Geçtiğimiz yıl bu salonda sizlerle birlikte oluşumuzun üzerinden geçen sürede, maalesef, küresel barış ve istikrar daha da geriye gitmiştir. Terörün ve savaşın çirkin yüzünü görmeye devam ediyoruz. Yabancı düşmanlığı, kültürel ırkçılık ve İslam karşıtlığı etrafında buluşan radikal akımların, eylemlerini endişeyle takip ediyoruz.
TERÖR KANSER GİBİ YAYILIYOR: 7’nci yılına giren Suriye ihtilafı, ülkede, bölgede ve tüm dünyada derin yaralar açmıştır. Bu ülkeyi yerle bir eden, istikrarsızlığın ve zulmün beslediği terör, sınırları aşarak bir kanser gibi yayılıyor.
YENİ PLAN HAYATA GEÇİYOR: Ülkede kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve barışın tesisi için Rusya ve İran’la birlikte, tüm kesimlerin katılımıyla Astana toplantılarını başlattık. Bu girişimlerimizin ardından, uzun zamandır tıkanmış olan Cenevre Süreci de yeniden canlandı. Astana’da varılan mutabakat çerçevesinde İdlip bölgesinin güvenliğe kavuşturulmasıyla ilgili yeni bir planı hayata geçiriyoruz. Ülkenin toprak bütünlüğü esasına dayanan bir Suriye’nin inşası yolunda atılacak her adımın destekçisiyiz.

Herkes elini taşın altına koymalı


AB SÖZÜNÜ TUTMADI: Ülkemizdeki kamplarda ve şehirlerimizde yaşayan sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için kamunun, sivil toplum kuruluşlarımızın ve halkımızın yaptığı harcamaların tutarı 30 milyar doları bulmuştur. Buna karşılık, Avrupa Birliği söz verdiği 3 milyar Avro + 3 milyar Avro yardımın sadece 820 milyon Avrosunu göndermiştir. Uluslararası toplumdan Birleşmiş Milletler aracılığıyla gelen yardımların tutarı da 520 milyon dolar civarındadır. Buradan tüm dünyanın huzurunda, topraklarında barındırdığı 3,2 milyon sığınmacının tüm yükünü Türkiye’nin omuzlarına bırakan ülkeleri ve uluslararası kuruluşları, verdikleri sözlere tutmaya davet ediyorum.
TERÖRLE MÜCADELE: Türkiye, DEAŞ ve PKK gibi, bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir mücadele içindedir. Bunun yanında, ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ ile mücadelemiz de devam ediyor. Suriye’de başlattığımız Fırat Kalkanı Harekatıyla 243 meskun mahali ve 2 bin kilometrekarenin üzerinde toprağı bu örgütten temizledik.
YENİ DEAŞ’LAR: Şu gerçeği ifade etmek durumundayım: Bölgede, DEAŞ’a karşı mücadele verdiğini söyleyen grupların ve güçlerin büyük bir bölümünün kesinlikle böyle bir amacı yoktur. Bu gruplar ve güçler, DEAŞ’ı kendi gündemlerini hayata geçirmek için bir araç olarak kullanıyor. PYD-YPG’nin, Suriye’de ele geçirdiği bölgelerde demografik yapıyı değiştirme, halkın mallarına el koyma, kendisine karşı çıkanları öldürme çabaları insanlık suçudur. DEAŞ’la mücadele meşru bir zeminde yürütülmediği takdirde, dünyanın yeni DEAŞ’ların tehdidi altına girmesi kaçınılmazdır.
NÜKLEERE KARŞIYIZ: Son günlerde dünya gündemini giderek daha yoğun şekilde meşgul eden nükleer silahların her çeşidine karşı olduğumuzu da özellikle belirtmek istiyorum.
BM’Yİ REFORME ETMEDE GEÇ KALDIK: Tüm bu gelişmeler ve yaşanan insani trajediler, Türkiye olarak “dünya 5’ten büyüktür” diyerek sembolleştirdiğimiz, BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılandırılması çağrımızın haklılığını teyit ediyor. Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesinde ne kadar geç kaldığımızın da bu ifadesidir. Şayet, tüm dünyanın temsilcileri sıfatıyla bu çatı altında bir araya gelen bizler, terör örgütlerinin cinayetlerine, insani krizlere ve mağduriyetlere engel olacak bir irade ortaya koyamazsak, o zaman herkes başının çaresine bakmanın yollarını arar.
YENİ YAPI: Teklifimiz, Güvenlik Konseyinin, tamamı aynı hak ve yetkilere sahip, her yıl 10’u yenilenmek suretiyle hepsi de 2 yıl görev yapan 20 üyeden oluşan bir yapıya kavuşturulmasıdır. Böylece, dünyadaki ülkelerin tamamı, sıraları geldikçe bu önemli kurumda söz sahibi olacaktır. Dünya çok değişti. 5 daimi üyeyle idare edilen değil tüm ülkelerle idare edilen BM’yi insanlığın ortak vicdanı olarak, krizlere hızla müdahale kapasitesine sahip bir yapıya dönüştürmemiz şart.
GÖZYAŞLARIMIZIN RENGİ AYNI: Sözlerime son verirken, yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın aynı olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sizleri dünyanın farklı köşelerinde akan göz yaşlarını dindirmek amacıyla bir an evvel harekete geçmeye çağırıyorum.

Herkes elini taşın altına koymalı


‘Çocukların feryatları mesafe tanımaz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu konuşmasının ardından İslam İşbirliği Teşkiatı Rohingya Temas Grubu toplantısında da konuştu. Erdoğan, burada Arakan ile ilgili şunları söyledi: “Bu son kriz Sayın Kofi Annan’ın başkanlık ettiği Rakhine Danışma Kurulu tavsiyelerinin bir an önce uygulanması gerektiğine işaret ediyor. Türkiye Rakhine eyaletindeki meselelerin çözümünde yapıcı ve insani boyuta odaklanan yaklaşımını sürdürmekte kararlıdır. Krizi sona erdirmeye yönelik çabalara her türlü desteği vermeye hazırız. New York ile Rakhine arasında binlerce kilometre olabilir. Ancak çocukların feryatlarının, anaların yardım çığlıklarının mesafe tanımadığını da unutmamalıyız.”

Görüşme trafiği

Cumhurbaşkanı Erdoğan BM 72. Genel Kurulu’na katılmak üzere geldiği New York’taki ikinci gününde yoğun temaslarda bulundu. Erdoğan kaldığı otelde ilk olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir araya geldi. Erdoğan dün ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Theresa May, Ürdün Kralı Abdullah, Pakistan Başbakanı Shahid Khaqan Abbasi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere ikili görüşmelerde bulundu. Görüşmelerde Myanmar’da yaşananlar, Suriye, Irak başta olmak üzere bölgesel konular, terörle mücadele konuları ele alındı.

Arakan’da etnik temizlik yapılıyor

Erdoğan şöyle devam etti: “Myanmar’ın Arakan bölgesindeki Müslüman toplum, provokatif terör eylemleri bahane edilerek, adeta bir etnik temizlik yapılmaktadır. Zaten çok büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde yaşayan, vatandaşlık hakları dahi ellerinden alınmış olan Arakan Müslümanlarının köyleri yakılmakta, yüzbinlerce insan bölgeden ve ülkeden göçe zorlanmaktadır.”

Barzani’yi tekrar uyardı

Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Irak’ın toprak bütünlüğü temelinde varılacak uzlaşmalara ve ortak gelecek inşa etme ideallerini hayata geçirmeye ihtiyacı vardır. Bağımsızlık talepleri gibi, bölgede yeni krizler, yeni çatışmalar ortaya çıkartabilecek adımlardan uzak durulması gerekiyor. Buradan, Irak Bölgesel Kürt Yönetimini, bu doğrultuda başlattığı girişimden vazgeçmeye davet ediyoruz.”