Dünya Hüzün ve sevinç bir arada

Hüzün ve sevinç bir arada

14.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı sonrası bugün Amerikan Büyükelçiliği kente taşınacak. Gerilimin hakim olduğu kentte Musevileri yüzü gülerken Müslümanların hüzünü dikkati çekiyor. Kararı “Çok kan akacak” diyerek kınayan da var, “Geç bile kalındı” diyen de var.

Hüzün ve sevinç bir arada

Binlerce yıllık savaşlara ev sahipliği yapmış Kudüs, tarihi bir dönemece daha girdi. Neredeyse yarım yüzyıldır değişmeyen siyasi yapı, ABD Başkanı Donald Trump’un Amerikan büyük elçiliğini Kudüs’e taşıma kararıyla bütün dengeleri alt üst etti.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının yanlış olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Burada hangi Filistinliye sorsak bize Erdoğan’ın sözleriyle cevap veriyor, “Büyükelçilik kararı bölgede atılan yanlış bir adım. Amacınız İsrail’e olumlu sinyal vermekse yanıldığınızı göreceksiniz…” Yerleşim açısından dünyanın en kalabalık kenti özelliğine sahip kutsal şehir Kudüs’te artık taşlar yerinden oynayacak gibi. Semavi dinlerin merkezi sayılan Kudüs’te siyasi dengeleri alt üst eden bu kararın ardından neler olacağını hep birlikte göreceğiz. Ancak görünen bir gerçek var ki, kısmen de olsa huzur ve barışın hüküm sürdüğü bu kent eski günlerini çok arayacak.

Haberin Devamı

Hüzün ve sevinç bir arada

Müslümanlar endişeli

Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların bir arada yaşadığı şehrin modernleşen yüzü şimdilerde dünyanın dört bir yanından akın akın gelen turistleri ağırlıyor. Bakımlı ve temiz caddeleri, lüks otelleri, son model araçlarla verilen taksi hizmetleri, şehri baştan başa kat eden tramvayı ve modern yollarıyla öne çıkan kentte yaşayanların bir kısmının yüzü gülerken diğer kısmı hüzünle bu tarihi olayı bekliyor. İsrail’in 70’inci kuruluş yıl dönümüne denk getirilen karar her ne kadar adı konmasa da çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Şehrin dört bir yanını adeta panayır alanına çeviren Museviler eğlenirken Müslümanların hüzünlü bakışları dikkati çekiyor. Müslümanları en çok düşündüren de, kente bundan sonra yaşanacaklar ve belirsizlik... Üç farklı dine ev sahipliği yapan Kudüs’teki insanların aidiyet çatışması, hayatı burada oldukça çetrefilli bir hale sokuyor. Filistinli Müslümanlar oldukça endişeli, tam olarak neler yaşanacağını bilmiyorlar fakat her fırsatta şunu söylüyorlar: “Elimizde kalan bir parça özgürlük de yok olacak, İsrail’in gölgesinin de gölgesinde, hiçe sayılarak yaşayacağımız bir dönem başlıyor.”

Hüzün ve sevinç bir arada

Museviler kentin çeşitli noktalarında neşe içinde etkinlik düzenlerken, diğer yanda hüzne boğulan insanlar dikkati çekiyor.

‘Türk’sen kapı sana açık’

Haberin Devamı

İlk kez 13 yıl önce geldiğim İsrail’de , o zamanlar Türk olduğumu duyan her İsraillinin sempatik tavırlarıyla karşılaşmıştım. Aradan geçen süre içinde bu durumun tamamen tersine döndüğünü söyleyebilirim. Şimdiyse hangi Filistinli ile konuşmaya çalışsam önce milliyetimi ve nereden geldiğimi soruyorlar. Eski Kudüs’te ayakkabı tamirciliği yapan Jevat Eshap’ta onlardan biri. Asabi yapısıyla dikkati çeken Eshap, önce bizi kovmaya kalkıyor dükkanından, ardından “Eğer Türk’sen kapı açık, sormana ne gerek var” diyerek içeri davet ediyor. ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınacak olmasından dolayı hayli gergin olduğunu anlatan Eshap, “Büyükelçiliğin taşınma kararı bölgede atılan yanlış bir adım. Amacınız İsrail’e olumlu sinyal vermekse yanıldığınızı göreceksiniz. Bu karar daha fazla kan ve daha fazla gözyaşına neden olacak. İsrail yönetimini tatmin etmek isterken bizleri yok sayıyorlar, bizleri hiç ama hiç düşünmüyorlar.”

Hüzün ve sevinç bir arada

Evlatları için endişe ediyor

Kudüs’ün en bilindik yerlerinden, Şam Kapısı (Domascus Gate) adı verilen bölgeye düşüyor yolumuz. Burada çok hareketli bir gün yaşanıyor. Yahudi cemaati hazırlıklarına devam ediyor, yürüyüş yapmak için toplanıyor. Hazırlıkları yakından, acı dolu gözlerle izleyen bir adama gözümüz ilişiyor; yanına gittiğimizde adının Muhammed Samira olduğunu öğreniyoruz. Filistinli Samira, Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınmasını Müslümanların şehirden tamamen sökülüp atılmasına yönelik bir adım olarak niteliyor. İki çocuk babası olduğunu belirten Samira, “Biz ata topraklarımızdan vazgeçmedik, bırakıp gitmedik. Ama benim evlatlarım Amir ve Yusuf, buna ne kadar dayanacak? Bu karar bizi esnaf olarak buralarda bitirecektir. İsrail hükümeti ne derse ona uymak zorunda kalacağız, uymazsak neler olacağını zaten sizler biliyorsunuz” diyor.

Haberin Devamı

Hüzün ve sevinç bir arada

Hüzün ve sevinç bir arada

‘Geç kalınmış bir karar’

Günlerden Pazar olmasına rağmen burası ana baba günü. Her milletten, her dinden ve mezhepten insan bugün buraya toplanmış gibi. Röportaj yapmak birine soru yöneltmek ve yanıt almak mümkün görünmüyor. Şam Kapısı adı verilen bölgede dolaşırken adının Davit Mahduri olduğun söyleyen İsrailli bir vatandaş da kararın verilmesinde çok geç kalındığını söylüyor. Heyecanlı hareketleriyle dikkati çeken Mahduri de diğerleri gibi fotoğraf çekmezsek konuşacağını söylüyor ve konuşmalarını değiştirmeyeceğimiz sözü de istiyor. Söz verip dinliyoruz Mahduri’yi: “Bakın, Türklerin bize yaptıklarını unutacak değiliz. Ama bir gerçeği göz ardı ediyor Türkiye, Kudüs İsrail oğullarına aittir. Yani bizimdir! ABD Başkanı Trump diğer başkanlar gibi korkmadı ve cesur bir karar aldı. Aslında geç kalınmış bu karar ile Trump adını dünya tarihine geçirmiştir, ona ve Amerika’ya şükranlarımızı sunuyoruz.”

Haberin Devamı

Hüzün ve sevinç bir arada

Aksa güne olaylı başladı

Mescid-i Aksa ise dün güne olaylı başladı. Cuma günü beklenen olayların Pazar patlak vermesi beklenmiyordu. ABD büyükelçiliğinin açılışına bir güne kala İsrail bayraklarıyla Mescid-i Aksa’ya giren bir grup Yahudi asıllı İsrailli genç arbedeye neden oldu. İsrail polisinin koruması altındaki Mescid-i Aksa’ya profesyonel kameralarımız sokulmadığı için kaliteli görüntü alamıyoruz ancak göstericilere müdahale etmesi gereken İsrail polisinin Müslümanları darp ettiğini gözlemledik. Birden çok Müslüman Filistinliyi darp eden İsrail polisi en az üç kişiyi de gözaltına aldı.

‘Bu topraklar Yahudilerin’

Aynı yerde Yahudi asıllı İsraillilerle de konuşmak istiyoruz ancak konuşmaktan çok, “Yaşasın ABD, yaşasın İsrail” sloganları atmayı tercih ediyorlar. Adının açıklanmasını istemeyen ve fotoğrafını da çektirmeyen S.B, bizi yanına çağırarak kısık sesle şunları söylüyor: “Bakın bu topraklar bin yıllardır Yahudilerin. Müslümanlar ve Hıristiyanlar sonradan geldi. ABD’nin aldığı karar çok yerinde. Ama şiddet ve gerilim istemiyoruz. Umarız buna gerek kalmadan bunu da ülkemiz atlatır.”