İslam kıyamete kadar değişmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı din adamlarını eleştirirken kullandığı “İslamın güncellenmesi gerektiğini bilmeyecek kadar acizler” sözlerinin ardından başlayan tartışmaya ilişkin olarak, “Bildiğimizi, inandığımızı da söylemek zorundayız. Bizim itirazımız hatta isyanımız bu hadsizlikleredir. Biz dinde reform aramıyoruz, böyle bir derdimiz yok, haddimize mi? Dinimiz İslam ve kitabımız Kur’an-ı Kerim, Rabb’imizin emri gereği kıyamete kadar caridir” dedi.

Erdoğan, Ak Parti Siyaset Akademisi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:

HÜKÜMLER DEĞİŞMEYECEKTİR: Değişimi inkar etmek, kafasını kuma gömen deve kuşu misali kendi kendini kandırmak demektir. Elbette asla değişmeyen ve değişmeyecek olan kurallar da ilkeler de vardır. Mesela İslam’ın son din olduğu asla değişmeyecek bir hakikattir. Bununla kimse oynayamaz. Biz buna böyle iman etmişiz. Mesela Allah’ın, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bize açıkça ifade ettiği hükümler yani naslar asla değişmemiştir, değişmeyecektir. Dinimiz İslam ve kitabımız Kur’an-ı Kerim, Rabbimizin emri gereği kıyamete kadar caridir. Bu da dinimizin ve kitabımızın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kıyamete kadar gidecek olan tüm toplumlar, yaşanacak tüm hadiseler, ortaya çıkacak tüm yeni durumlar karşısında söyleyecek sözü olduğu anlamına gelir.

KİMSE DİNE FATURA KESEMEZ: ‘Ezmanın tagayyürü ile ahkamın tagayyürü inkar olunamaz.’ Yani zamanın değişmesiyle, ahkamın da değişeceği inkar edilemez. Kurallar bunlardır, bunlarla hareket edilir. Eğer biz, içtihatları değiştirmezsek yani uygulamaya ilişkin kuralları, içinde bulunduğumuz şartlara göre sabit olan naslar uygun şekilde yenilemezsek sadece kendi kendimizi kandırmış oluruz. Müslümanlar eskiden olduğu gibi şimdi de kendilerini sürekli olarak geliştirmek durumundadır. Peygamber efendimiz ‘kolaylaştırınız zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz’ diyor... Peygamber Efendimizin söyledikleri ortadayken birilerinin çıkıp hayatın gerçekleri ile ilgisi alakası ve bağı olmayan sözler edip kafaları karıştırması yanlıştır. Kimse bizim dinimize fatura kesme hakkına sahip değildir.

NE KORKUYORSUN KARDEŞİM?: Bu tartışmanın en çarpıcı örnekleri de kadınlar konusunda yaşanıyor. İnsanlar kime kulak vereceğini, neye itimat edeceğini elbette şaşırıyorlar. Bu konularda konuşma yetkisi benim değil, ben Diyanet İşleri Başkanı değilim. Cumhurbaşkanı olarak, bir Müslüman olarak sorumluluğu olan bir insan olarak dinime getirilen bu zafiyete tahammülümüz yok. Burada bildiğimizi, inandığımızı da söylemek zorundayız. Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Diyanet İşleri Başkanımız alanı boş bırakmamalı. İşte bu tür adamlara bu alan boş kalır da bunlar konuşursa ortaya böyle zaaflar çıkar. Bu konularda tavır alması gereken hocalarımızın, ilahiyatçılarımızın, muteber alimlerimizin ise ya sesleri çıkmıyor ya da sesleri duyulmuyor veya korkuyorlar. Ne korkuyorsun be kardeşim. İslam ilmiyle mücehhez olan bir ilim erbabı korkar mı? Çıkacaksın gerçek neyse bunu söyleyeceksin. İlgili kurumlarımızın ve muteber ilim adamlarımızın daha cesur davranmasını, daha aktif olmasını özellikle rica ediyorum

DİNDE REFORM YOK: Hiç kimsenin Türkiye’ye bir kafa karışıklığı yaşatmaya, dinimizi böylesine karikatürize etmeye hakkı yoktur. Bizim itirazımız hatta isyanımız işte bu hadsizlikleredir. Biz dinde reform, böyle bir şey aramıyoruz. Böyle bir derdimiz de yok. Haddimize mi? Asla ama önüne gelen böyle çıkıp da kadınlarla ilgili genç, yaşlı, bunlarla ilgili ileri geri bu tür şeyleri konuşmalarının İslam’a getirdiği lekeyi, gölgeyi görmemezlikten gelemez. İslamla uzaktan yakından ilgisi olmayan çarpıklıkları dinimize mal etmeye çalışan zihniyet, aslında aynı gayeye hizmet etmektedir. Her iki yanlışın da önüne geçebilmek için Türkiye’de din eğitim ve öğretiminin sağlıklı bir temel üzerinde yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır.

BU FAKİRİ KORKUTAMAYACAKSINIZ: Ülke ve millet olarak ağır bir bedel ödediğimiz FETÖ tecrübesi bu bakımdan çok önemidir. İşte bizim ilahiyatçılarımız, Diyanet, bunlar meydanı bu FETÖ gibi alçaklara bıraktılar ve toplum bu hale geldi. El Kaide, DEAŞ, Boko Haram gibi terör örgütleri sahih İslamın öğretilmesi konusundaki eksikliği kullanarak ortaya çıkmış ve palazlanmıştır. Şimdi de dünkü yaptığım konuşmadan sonra birileri aynen bu şekilde sosyal medyada konuşmaya başladılar. Siz bu fakiri korkutamayacaksınız. Hak neyse ben onu söylemeye devam edeceğim. Biz dinine gölge, leke düşürmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Unutmayın eğer haksızlık karşısında susarsanız dilsiz şeytan olursunuz. Şu son günlerdeki atılan adımları asla affetmiyoruz.

‘2019’un ön bilgilendirmesi’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan’ın hayata geçirdiği ‘Şehrim 2023’ projesi kapsamında Bursa ve Van’a gidecek otobüslerin uğurlama törenine katıldı. Erdoğan, ‘Şehrim 2023, 2023’e bir ön yatırım olarak da devam eden bir adım. Bu otobüslerimizdeki genç, dinamik, altyapısı güçlü kadrolar şehirlerimizi dinleyecekler. Şehirlerimizin görüşlerini, halkımızın hayallerini, beklentilerini tespit edecekler. Bunları gençlerimizle paylaşmak suretiyle bize bir feedback (geri bildirim) oluşturacaklar. Bu feedback üzerinden de biz parti çalışmalarımızı olgunlaştıracağız. Böylece de 2019 seçimlerine bu ön bilgilerle girme fırsatını bulacağız” dedi. Erdoğan, daha sonra otobüslerden birini kısa bir süre kullandı.

‘Afrin kuşatıldı her an girebiliriz’

Erdoğan, Afrin harekatına ilişkin olarak da şunları söyledi:

MAAŞLAR ABD’DEN: Hedef Afrin merkezi. İyi bir noktaya geldik etkisiz hale getirilenlerin sayısı 3171 oldu. Afrin merkez kuşatılmış vaziyette her an Afrin merkeze girmekle karşı karşıyayız. Dün DEAŞ’ı yönlendirenler, PYD’yi YPG’yi üzerimize salıyorlar. Düşmanlar dost oluyor. Silah ve para oluk oluk akıyor. PYD maaşı nereden alıyor, ABD’den. Kendisine söyleyince rahatsız oluyor.

SİZİN İŞİNİZ YA!: Bölücü örgüt yola tuzak döşüyor. 3 kişi aynı aileden şehit oldu. Utanmadan sıkılmadan ‘siviller öldürülüyor’ diyorlar. O iş sizin işiniz ya! Dünyada sivilleri öldüren sizsiniz. Cezayir 5 milyon insanı bu batı öldürdü. Ruanda, Libya’da bu katliamları bunlar yaptı. Bunların gözü elmas, altın, petrol görür, bunların gözü insanı görmez.

BUGÜN AFRİN’DE YARIN MÜNBİÇ’TE: Ülkemizden birileri çıkıp da ‘Afrin’de ne işimiz var’ diyebiliyor. Teröristleri imha etmezsek onların geleceği tek yer Türkiye’dir. Bunu anlamayan kimse ya gafildir, ya da haindir. Biz istikbalimiz için her şeyi göze aldık. Bugün Afrin’deyiz, yarın Münbiç’te olacağız. Ertesi gün Fırat’ın doğusunu Irak sınırına kadar teröristlerden temizleyeceğiz.

GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER: Cumhur ittifakı birilerini rahatsız ediyor. Demek ki iyi yoldayız. Onlar rahatsız olmasaydı bu iş sıkıntıydı. 15 Temmuz’a inananlar şimdi cumhur ittifakını kurmuşlardır. Herhalde bununla da bir çizgi çiziyoruz. Çünkü 15 Temmuz bir kırılmadır. Bu kırılmada işin içinde olanlar var, dışında olanlar var. Beraberce bunu sonuna kadar sürdüreceğiz. Cumhur ittifakı ile tabanımız, MHP tabanı ile muhabbetini inşallah bir ittifak anlaşı içerisinde en ufak bir yanlışa fırsat vermeden götürmelidir. CHP, grubumuzu ziyaret etme noktasında kaldılar. Bunların hepsi tezgah. Grubumuz böyle bir tezgaha prim vermedi. Geldikleri gibi gittiler. Böyle ziyaret talebinde bulundukları için ‘gelmesinler’ demedi arkadaşlarımız. Ondan sonra da gönderdiler. Çünkü hiçbir şeyi bunların güvenilir değildir. Şu anda onlar kimlerle kuracaklarsa ittifaklarını kursunlar. Zaten kimlerle el ele yürüdükleri belli. Kandil’de, Tendürek’te, Gabar’da olanlarla beraber yürüyorlar.

Nikâh şahidi oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen’in oğlunun nikah şahitliğini yaptı. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabulleri sonrası, Muaz Ergezen ve Ayşe Kardaş çiftinin nikah töreni için eşi Emine Erdoğan’la birlikte Grand Ankara Oteli’ne geçti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın kıydığı nikahta, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile AK Parti Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu çiftin nikah şahidi oldu.