Ekonomi Karadeniz bir çarşı limanlar da dükkân

Karadeniz bir çarşı limanlar da dükkân

23.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Karadeniz coğrafyasının barış, istikrar ve refah içinde kalkınması çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Denizci bir babanın oğlu olarak söyleyebilirim ki Karadeniz’e açılan tüm şehir ve limanlar aynı çarşıya açılan birer dükkân gibi” mesajını verdi

Karadeniz bir çarşı limanlar da dükkân

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ticaretin ve yatırımların sağlıklı zeminde yürüyebilmesinin temel şartının huzur ve istikrar olduğunu belirterek, “İçinde bulunduğumuz hassas Karadeniz coğrafyasının barış, istikrar ve refah içinde kalkınması hepimizin ortak amacı olmalıdır. Türkiye olarak ülkemize ilgi duyan tüm uluslararası yatırımcılara her türlü desteği veriyoruz. Bu konuda hiçbir ayrımcılık yapmıyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ‘Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (KEİ) 25. Kuruluş Yıldönümü Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, Karadeniz şehri olan Rize kökenli bir ailenin evladı olarak dünyaya gelen, hayatının önemli bir bölümü yine Karadeniz şehri İstanbul’da geçmiş bir kişi olarak Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Bu çatı altındaki ortaklığın güçlenip, pekişmesinin üye devletlerin gayretine tabi olduğunu anlatan Erdoğan, toplantılarına aktif olarak iştirak etmenin, halkların refah ve huzuru odaklı projeler için çalışmanın hepsinin ortak sorumluluğu olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, bununla birlikte halklar arasındaki insani ilişkileri geliştirmeden, diğer çabaların tek başına yeterli olmayacağının açık olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Üye devletler olarak her birimiz farklı dil ve kültürlere, siyasi anlayışlara, ekonomik seviyelere sahip olabiliriz. Ancak hepimizin derdi, sevinci, kıvancı ve tasası; Karadeniz coğrafyasının ortak paydasında birleşiyor. Denizci bir babanın oğlu olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Karadeniz’e açılan tüm şehir ve limanlar aynı çarşıya açılan birer dükkan gibidir. Odesa, Novorossiysk, Varna, Köstence ve Batum’daki liman, tersane işçilerinin kaderleri Samsun, Trabzon ve Zonguldak limanlarındaki meslektaşlarından farklı değildir.”

Çepeçevre yol olsun

Türkiye olarak beş çalışma grubunun birden koordinatörlüğünü yürüttüklerini dile getiren Erdoğan, “Tabii gönlümüzden geçen, her üye devletin en az bir grubun koordinatörlüğünü üstlenmesi” dedi.

Erdoğan, çalışma gruplarına katılım düzeylerini artırabilmeleri halinde örgütü daha dinamik duruma getirebileceklerini ifade ederek, “Sokaklarımızdaki insanların günlük hayatına hitap eden projelere ne kadar fazla eğilirsek o kadar doğru yoldayız demektir. Karadeniz Çevre Otoyolu Projesi, bu bakımdan çok güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor. Biz projenin ülkemize ait kısmını 10 yıl önce tamamlamıştık. Aynı şekilde İstanbul Boğazı’nın altında ve üstünde dünya çapında öneme sahip dev ulaştırma projelerini hayata geçirdik. Diğer ülkeler de benzer projeleri tamamlarsa Karadeniz’i çepeçevre saran, insanlarımızı birbiriyle kucaklaştıran bir ulaşım ağını kurmuş oluruz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Türkiye’nin girişimleri ile 1992’de İstanbul Zirvesi’nde kurulan KEİ’nin Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya, Sırbistan, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan olmak üzere 12 üyesi var.

Müştereklere bakalım

Bölgede mevsim şartları iyi geçmişse, hem Rize’deki hem karşı tarafta bulunan Soçi’deki çay üreticisinin sevindiğini hatırlatan Erdoğan, “Bize hep aldığından çok daha fazlasını veren Karadeniz için hep birlikte daha fazlasını yapmaya mecburuz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün sadece bir ortaklık değil, aynı zamanda bir komşuluk dayanışması, kader paylaşması olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

Haberin Devamı

“Anadolu’da, ‘komşu komşunun külüne muhtaçtır’ deriz. Bugün bize, ‘Bu örgütün en önemli başarısı nedir?’ diye sorsalar, ‘Dünyanın en zor coğrafyalarından birinde bölge ülkelerini aynı masa çevresinde ve ortak paydalar etrafında bir araya getirebilme beceresidir’ derim. Bölge ülkeler arasında elbette birtakım siyasi, hatta askeri sorunlar olabilir.

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nü bu sorunlardan ne kadar uzakta tutabilirsek, o denli verimli çalışmasını sağlayabiliriz. Daha da ileri gidip, örgütü bu sorunların çözümünde etkin bir araç haline getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunun için kısır siyasi tartışmalara girmeden, farklılıklarımız değil, müştereklerimiz üzerinde yoğunlaşarak çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Çalışma gruplarının güçlendirilmesi bu bakımdan çok önemlidir.”