Kendini On Yıl Sonra Nerede Görüyorsun?

“Kendimi on yıl sonra bir sahilde otururken görüyorum” derdik belki de…

Peki bu soruya bu şekliyle verilen cevap tatminkar mıdır? Yeni sorulara gebe bırakılabilir mi? Doğrusu nedir?

Bir klişe olsa da en hakiki sualdir belki ama bence eksikliği tamamlandığında…

Bana kalsa “On yıl sonra kendini hangi hayal ya da hedeflerini tamamlamış olarak görüyorsun?” derdim.

Çünkü ben on yıl sonra kendimi bir sahilde keyifle otururken görüyorum. Önemli olan oraya oturana kadar hangi hayallerime kavuştuğum ya da profesyonel bakış ile hangi hedefleri tutturduğum önem arz edecektir.

Haberin Devamı

Çalışma hayatına dair kim bilir yönetici olmak üzere bir iş görüşmesi yapsam ve “On yıl sonra bu şirketi en tepe noktaya getirmiş, yerime birini yerleştirmiş ve bırakıp köşeme çekilmiş, huzurla bir sahilde kahvemi içiyor olarak görüyorum” desem cevapların en etkileyici hali olurdu belki de.

Ama bizler on yıl sonra kendimizi kapitalist sistemin içinde hala yer edinme ve yer tutma tarifleriyle görüyoruz. Kimse on yıl sonra tüm hayal ve hedeflerine ulaşmış olmayı hayal etmiyor ilginçtir.

Herkesin bir yanı alıp başını egede bir sahil kasabasında bir kafe işletmek üzere klişe söylemlerde iken, bir yanı da on yıl sonra hala kariyer hedefinde kalıyordu.

Darağacının bundan daha iyi bir görünümü olamazdı. Ve insanların kendini özgür hissetmemelerinin kendinden daha iyi bir faili de bulunamazdı. Gerçekte gönülden istenmeyen bir hayal ile (ki bu ege sahilinde yaşam hayali) gerçekte üzerine tam düşünülmemiş ve sistem hatalı kariyer hedefi arasında sıkışmış bir insan bundan daha iyisini nasıl başarabilirdi ki?

Önünde duran on yılı nasıl yaşamak istiyor ve hedefliyorsun bunu iyi düşünmen gerekmez mi? Buna en doğru cevapları bulmamız gerekmez mi?

Mesela güneşi daha çok hissetmek isterim. Özgürce sokaklarda dolaşmak, avazım çıktığınca şarkılar söylemek isterim. Ayaklarımı kızgın kumlardan serin sulara değdirmek ve en büyük hazları hissetmek isterim. Çok büyük aşk ya da aşklar yaşamak ve hikayeme ortak aşıklar katmak, sevdiğimle en deli tutkuları en mutlu anları yaşamak isterim. Belki hayalini kurduğum konfora ve maddiyata kavuşmak isterim. İşimde büyük başarılar elde etmiş ve keyifle unumu eleyip eleğimi asmış olmayı dilerdim. Büyük işlere imzamı atmış, adımı insanların aklına kazımış olmayı isterdim.

Haberin Devamı

Ben mutlaka bir sahnede ellerimi kaldırmış, büyük bir hazla insanların gözlerindeki etkilenmişliği görerek bir şeyler anlattığım bir anımı bu on yıla katmış olmayı dilerdim. Çok insan tanımış olmayı, çok yer keşfetmiş olmayı ve çokça sevilmiş olmayı isterdim. Kocaman mutlu bir ailem olmasını isterdim, onuncu yılımda yıllara sari büyümüş. Genç kalmış ve hala her türlü delilikle gülmeyi seçmiş olmayı tercih ederdim.

On yıl sonra geri dönüp baktığımda herhangi bir şeyden pişman olmamayı tercih ederdim mesela… Gönlümü on yıl boyunca doyurmuş ve eksiksiz yaşamış olmayı tercih ederim. Mesela hiç “keşke”m olmasın derdim on yıl sonrasında bir günde… Ve aynısını bir sonraki on yıl için dilemeyi bilecekmişçesine…

Nasıl bir hayatı yaşamak istiyor ya da kendinde neyi değiştirmek istiyorsun?

Haberin Devamı

Eline bir kağıt kalem al ve geleceğini çiz. İster mevcut olan ve memnun olduğun hayata eklemek ve çıkarmak üzere bir hayat yaz, istersen de bütünüyle yeni bir gelecek yaz.

Hadi birlikte yapalım:

Kendimize bir gelecek çizelim. Bu gelecekte en önce kendimizi şekillendirelim, betimleyelim. Bu oyunda ya da kitapta rol alan ana karakter olan sizi nasıl betimlerdiniz? Saçlarınız nasıldır, ne giyersiniz ve nasıl konuşursunuz? İnsanlara nasıl bakar, nasıl güvenir, ne arar, hangi konularda özgüvenli hangi konularda kararlı hangi konularda temkinli yaklaşırsınız? Neyi sever ve neyi sevmezsiniz? Size nasıl davranılmasını ya da davranılmamasını istersiniz? Siz kimsiniz? İnsanlar sizi nasıl bilmeliler? Bunun için nasıl bir davranış kriterleri çizersiniz? Fazla mı naifsiniz, aşırı gerçekçi mi, biraz duygusal mı, güvensiz mi, kolay güvenir mi? Mevcut fazlalık ya da eksikliklerinize göre bu saydıklarım ve daha fazlası için kendini yeniden inşa edin ve her bir detayı yeniden yazın. Mesela saçlarım ve tırnaklarım güçsüzdür, bunu da güzel uzun saçlar pırıl pırıl bakımlı tırnaklar diye de yazabilirim. Fiziksel ya da ruhsal birinin sizi ne şekilde görmesini, bilmesini istiyorsanız kendinizi tüm detayıyla yazın.

Bitirdikten sonra sakince odaklanarak ve belki de sakin bir müzik eşliğinde okuyun yazdıklarınızı. Ama okumadan önce kendinize bir söz verin, bu geleceğe yazdığınız kişi olmaya karar verin ve çizdiğiniz kişi ve ilişkiyi seçeceğinize ve buna göre bir serüven yaşayacağınıza dair söz verin kendinize. Okuyun ve sözünüzü tutun. Gerekirse unuttuğunuz her an okuyun!

Gelecek her detayıyla olmayabilse de büyük oranda elimizde ve zihnimizde. Nasıl olmasını biçiyorsak en fazla yaklaşma olasılığımızı yaratmış oluruz. Ne istediğimizi kendimize söylemediğimiz her an, evrenin ya da kaderin neye göre şekil değiştirmesini bekleyebiliriz ki? O halde kadere ya da evrene ama en önce dümende oturan kendimize ne yöne gitmemiz gerektiğini söylemeliyiz.

Kendinize uzak ya da yakın bir mavi kıyı gibi gelecek çizin, dümen sizin, gelecek çizdiğinize en yakın ve bu eser emin olun sizin….

Betül Yergök /Mentalizasyon

mail:

İnstagram/Youtube: @mentalizasyon