Siyaset Kerkük’te ne işin var Senin?

Kerkük’te ne işin var Senin?

19.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Barzani’nin referandum kararını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ya sen hangi hakla ‘Kerkük benimdir’ diyorsun. Kerkük’te senin tarihin var mı? Biliyorsun ki orada kimlerin hakkı var. Irak’ta bu sebeple dökülen her kanın sorumlusu bölgesel yönetimdir” dedi...

Kerkük’te ne işin var Senin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 40. Muhtarlar Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Erdoğan toplantıya katılmadan önce muhtarlara Abdurrahman Kızılay’ın seslendirdiği “Altın Hızma” adlı Kürkük türküsü dinletildi. Erdoğan’ın salona girmesiyle türkü sonlandırıldı. Erdoğan, “Bir dinleyelim dedik, durmadan kesiyorlar. Devam et bakalım ya, devam et...” sözleriyle türkünün devam etmesini istedi.
40 toplantıda 20 bin muhtarla bir araya geldiklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasında özetle şunları kaydetti:
BİZ DERTLİYİZ: İdlib’de ne diyorlar, ‘Fatih’in torunları hoşgeldiniz’ Bunlar durup dururken olmuyor. Mazlumlar, mağdurlar bizi bekliyor, bizi. ‘Gelin bizi kurtarın’ diyor. Somali’de terör eylemi oldu. 300 civarında insan öldürüldü ve yüzlerce insan yaralı. Kim koştu oraya? Yine Türkiye. Nerede dünyadaki diğer ülkeler? Lafa geldiği zaman bakıyorsunuz ortada bir şey bırakmıyorlar. Sizin uçaklarınız, cerrahlarınız, doktorlarınız yok mu? Niye göndermiyorsunuz? Biz dertliyiz dertli. Nerede mağdur, mazlum varsa biz oradayız, duramayız. Bu iş öyle sıradan, rastgele bir iş değil. Onun için de bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz.
otur, icraatını yap: Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’yle yıllarca birlikte işbirlikleri yapıldı, bölgedeki insanların bugün huzur ve refah içinde yaşamasında en büyük pay Türkiye’nindir. ‘Memurlarımızın maaşını ödeyemiyoruz’ dediler. Ciddi manada kredi verdik. Kimse vermedi ama biz verdik. Öyleyse dün Kuzey Irak yönetimine bu derece muhabbetle bakan ve yardımcı olan Türkiye, bugün niye sınır kapılarını, hava sahasını kapatıyor? Bu sorunun cevabını en başta Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin vermesi gerekiyor. Çünkü meseleyi bu noktaya getiren biz değiliz, onlar. Buram buram fırsatçılık kokan bir aceleyle hareket edenler tarih önünde hesap verecek. ‘Kerkük benim’ diyor. Ya sen hangi hakla, ‘Kerkük benimdir’ diyorsun. Kerkük’te senin tarihin var mı? Ne işin var senin Kerkük’te? Kuzey Irak Yerel Yönetimi’nin olduğu bölgede otur, icraatını yap. Biliyorsun ki orada kimlerin hakkı var. Bu insanları orada maalesef zulümle terbiye etmeye kalktılar. Irak’ta bu sebeple dökülen her kanın sorumlusu bölgesel yönetimdir. Henüz bir terör örgütünün tasallutundan tam olarak kurtulamamış, PKK gibi sicili kabarık ve eli kanlı bir başka örgüte alan açanlar göz yumulmayacak. Bir gece ansızın geliriz, gereğini de yaparız. Söyleye söyleye girilmez, bir gece ansızın girilir. Kararlıyız ve bu nefsimiz, şahsımız için değil, oradaki mağdurlar, mazlumlar için.
HALKIN GÖRMESİ LAZIM: Unutulmamalıdır ki, bu tür ihtiraslarla hareket edenler en büyük zararı kendi halklarına veriyor. Şimdi yukarıdan gıda, ilaç, elbise, şu bu artık girmeyecek. Hava sahası kapalı. Artık Erbil’den bir yere uçuş olamayacak. Çünkü en önemli hava sahası biziz. Biz, merkezi yönetime gıdaydı, ilaçtı vesaire, ihtiyaçlarını oraya göndereceğiz. Merkezi yönetim Kuzey Irak halkına gerekli olan yardımı oradan yapacak. İnsani noktadaki hassasiyetimiz yine tabii ki devam edecek ama yerel yönetimin başlarına neler getirdiğini de halkın görmesini istiyoruz. Halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Çünkü halk kendisini adil şekilde yönetemeyen bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyecek olursa kusura bakmasınlar. Aynı şekilde Suriye’de bir terör örgütü aracılığıyla yabancı güçlerin elinde oyuncak edilmeye çalışılan Kürt kardeşlerimizin de en kısa sürede kendi gelecekleri için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum.

‘Kürtçülük de Türkçülük de bölücülüktür’

EN KADİM DOST: Kürt’üm demek en tabii hakkındır ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. ‘Türk’üm’ demek en tabi hakkındır ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür. Rabbim, ‘Biz sizi kavimlere ayırdık, iyi anlaşasınız, tanışasınız diye’ buyurmuş. Üstünlük neyle? Kavimle değil, ittika takva ile. Kim takva, ittika itibarıyla üstünse Allah’a en yakın olan da odur. Kürtlerin de kadim dostu Türkiye’dir. Herkes yalnız bıraktığında buralardaki insanların yanında Türkiye vardı. Bundan sonra da herkes çekip gittiğinde baş başa kalacak olan biz olacağız.
BAŞKA DEVLET YOK: Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bizim devletimiz yok. Yok paralel devletmiş, yok şöyle devletmiş, böyle devletmiş... Asla. Öyleyse demek ki bizim rabiamız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu yola böyle yürüyeceğiz. Var mı şüphe? Öyleyse buna sahip olacağız. Çünkü bunun dışında bir çıkış yolumuz, kurtuluş reçetemiz de yok. Yeter ki biz bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.

Misak-ı Milli vurgusu

Konuşmasında Abdurrahman Kızılay’ın Kerkük Türküsü’nden ‘Altın hızma mülayim/Seni Hakk’tan dileyim/Yaz günü temmuzda/Sen terle ben sileyim/Gün gördüm günler gördüm/Seni gördüm şad oldum’ dizeleri okuyan Erdoğan şöyle devam etti: “Biz hepimizi yüreğinden kavrayan bu güzel türkünün yakıldığı Kerkük’e nasıl sırtımızı dönebiliriz? Ecdadımız, Gazi Mustafa Kemal Misak-ı Milli ile en batıdan en doğuya, Kerkük’e kadar burada bu hattı çizmediler mi? Kerkük Türkmenleri oralarda değil miydi? Aynı şekilde Musul’da değil miydiler? Vardılar. “Aman bu işlere karışmayalım” demek bize yakışmaz. Irak’taki karışıklıklardan kaçıp ülkemize gelen 250 bin kişi, Kürt’ü, Türkmen’i, Ezidi’si, Süryani’si, hepsine kapıyı açtık, topraklarımızda barındırmayı sürdürüyoruz. Türkiye için bunların hiçbiri zul değildir, yük değildir. Tersine zor günlerinde kardeşlerimizin yanında olmaktan memmuniyet duyuyoruz.”

Üç başkan gitti, üç istifa bekleniyor!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “metal yorgunluğu var”, “değişim ve yenilenme gerekli” diyerek sık sık vurgu yaptığı Ak Parti teşkilat ve belediyelerindeki değişim süreçleri devam ediyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in ardından dün de Niğde Belediye Başkanı Akdoğan istifa etti. Ak Parti’de Ankara, Bursa ve Balıkesir illeri için de istifalar beklenirken ay sonuna kadar sürecin tamamlanacağı kaydediliyor. Ak Parti kurmayları bu altı ismin yanı sıra başka illerle ilgili de benzeri süreçlerin olabileceğini, bunun yapılan analiz ve değerlendirmelerin ardından netleşeceğini kaydetti. Ak Parti’nin tüm değişim ve yenilenme süreçlerini 2018 başına kadar tamamlaması da bekleniyor.
Alnım açık başım dik
Öte yandan istifa ettiğini açıklayan Niğde Belediye Başkanı Akdoğan düzenlediği basın toplantısında “Önemli olan bayrağı hedefe ulaştırmak. Benim gönlüm rahat, alnım açık, başım dik. Hesabını veremeyeceğim hiçbir işe bulaşmadım, hain terör örgütlerine mensubiyetimiz olmadı. Yolsuzluk ya da şaibeli işler yapmadım” dedi. l KIVANÇ EL Ankara

Yazarlar