The Others KKTC yönetimi: Bize başarı öyküsü lazım

KKTC yönetimi: Bize başarı öyküsü lazım

11.03.2016 - 22:20 | Son Güncellenme:

Kıbrıs yazarımız Hasan Erçakıca, 'Siyasi liderlik, seçilmiş bir konuda bizi başarıya götürmek için çalışmalı, bütün gücümüzü o hedefe yoğunlaştırmamızı ve sonuçta mutlaka başarmamızı sağlamalıdır’ diye yazdı.

KKTC yönetimi: Bize başarı öyküsü lazım

Kuzey Kıbrıs’ta su dağıtımının nasıl yapılacağına ilişkin esasları belirleyen hükümetlerarası anlaşmanın imzalanması sürecinde yaşanan gerilim, bazı CTP sözcüleri tarafından bir “başarı öyküsü” olarak sunulmaya çalışıyor. Yaşadığımız onca gerilimi haklı göstermenin yolu elbette elde edilen kazanımları olduğundan daha büyük göstermektir.

Haberin Devamı

Bunu yadırgamıyorum. Hepimizin “başarı öykülerine” ihtiyacı vardır. Gururumuzu okşayan, özgüvenimizi artıran, hayatta karşılaşacağımız zorluklarla mücadele etme kapasitemizi artıracak olan şey, bu başarı öykülerinden alacağımız güçtür sonuçta...

Kamu yönetimi etkinliği

CTP’nin kendisi için düşündüğü şeyi toplum için de düşünmesi gerekiyor. Biraz abartarak da olsa, toplum olarak gurur duyacağımız işler başarmadan gideceğimiz yol kalmamış gibidir. Şimdiki durumda, sorunlarımızın kaynağını hep dışarda arıyoruz; sorumluluğu da başkalarına yüklüyoruz.

  • Kıbrıs Türk ekonomisi için hazırlanan bütün programları uygulamayıp berbat ettik ama çok sayıda kişi, KKTC’nin geriliğini bu programların yetersizliğine bağlayarak sorunun kaynağını dışarda aramaya devam ediyor.
  • Son zamanlarda TC Yardım Heyeti’ne yüklenmek moda oldu. TC Yardım Heyeti’nin ne yaptığını gözlemlemekten bile aciz olan kişiler, Kuzey Kıbrıs’ın bu müşavirler takımı tarafından yönetildiğini ileri sürerek kendi sorumluğumuzu başkalarına yüklemeye çalışıyor.
  • Trafik kazalarını önlemek konusunda yetersiz kalmamızın nedeni de bu Nijeryalılar olmalıdır. Her şey tamam ama bu çocuklar araba kullanmayı bilmiyorlar! Böylece, kendi kendimize yaptığımız kazaları ve nedenlerini irdelemekten de kaçınıyoruz.

İşletme etkinliği

İşletmelerimizi yönetirken de düşüncelerimiz ve gayretlerimiz sorumluluğu başkalarına yüklemek üzerine kuruludur aslında.

  • Hellimi satamadığımız zaman devlet ihracat primini artırsın istiyoruz. Farklı ürün, farklı pazar aramak bizim işimiz değil; daha kaliteli iş yapmayı beceremezmişiz gibi davranıyoruz. Dünyanın en kaliteli peyniri olarak kabul ettiğimizi hellimi neden satamadığımızı doğru-dürüst sorgulamıyoruz.
  • Turizmde arzulanan performansa erişememiş olmamızın nedeni de siyasal tanınmamışlıktır zaten! Kıbrıs sorunu çözümlense yollar sokaklar turist dolacak! Bu arada, siyasal tanınmışlık ve ulaşım sorunu yaşamadığımız Türkiye’den bile yeterli ve nitelikli turist getiremediğimizi görmezlikten geliyoruz.

Özgüven ve özeleştiri

Haberin Devamı

Bunlar elbette özeleştiri gerektirir. Ama bizim sorunları özeleştirel olarak ele alamamamızın kökeninde de özgüven sorunu yatıyor olmalıdır. Konuları ele alırken kendi eleştirimizi yapmaktan adeta korkuyoruz. Kendi sorumluluklarımızı saptayıp idrak etsek, bu sorumlulukların üstesinden gelmek için de bir şeyler yapmamız gerekecek ki biz aslında bundan kaçıyoruz.

Özeleştiri için özgüven geriyorsa, özgüven için de bazı seçilmiş başarılara ihtiyaç var. Seçilmiş travmalar gibi, seçilmiş başarılar!

İşte liderlerin misyonu bu noktada ortaya çıkıyor ve liderlik bir gereksinme haline geliyor. Siyasi liderlik, seçilmiş bir konuda bizi başarıya götürmek için çalışmalı, bütün gücümüzü o hedefe yoğunlaştırmamızı ve sonuçta mutlaka başarmamızı sağlamalıdır. Özgüvenimizi kazanmamız için bundan başka yol kalmamış gibidir.

CTP yönetimi, toplumun çok sayıda sorunu varken su konusuna odaklanmayı bilmişti. Bu konuda elde ettikleri sonucu “başarı öyküsüne” dönüştürüp yollarına devam etme çabasında da başarılı olmalarını dilerim.

Benzer bir planı, lütfen toplum için de yapsınlar.