‘Komedinin belli bir kalitesi olmalı’

Geleceğin komedyenleri arasında gösterilen Toygan Avanoğlu, ‘Yeni Gelin’ dizisiyle adından söz ettiriyor. Oyuncu, yeni projesini, setteki ortamı ve komediye bakışını anlattı.

- ‘Yeni Gelin’ projesi geldiğinde ne hissettiniz?

İzlediğimde, “Dizide olsam şunu yapardım” diye sesli düşünürken sanırım evren kulak misafiri olmuş... Hemen üzerine sevgili yönetmenimiz ve senaristimiz Ersoy Güler arayıp, “Toygan seni İskender rolüne düşünüyorum” dedi.

- İnsanları güldürmek mi yoksa ağlatmak mı daha kolay?

Güldürmek daha zor diye düşünüyorum... Bir sahne düşünün, birbirini seven ama kavuşamayan iki genç, belki boşa geçen yıllar, emekler... İnsanlar kendilerinden bir parça bulduğu zaman duygulanmamak elde değil. Komedi de böyle aslında. Ama komedinin ‘an’ları daha kritik diye düşünüyorum. Bazen güldükten sonra “Hiç güleceğim yoktu” deriz mesela ama ağladıktan sonra “Hiç ağlayasım yoktu” diye duyduğum az olmuştur. Komedinin belli bir kalitesi olmalı. Hitap ettiğimiz kitlelerle aynı dili konuşabilmeliyiz. Aslında komedi yapmak, kapı açmaya benzer. Bir sürü anahtar vardır ama sadece biri kapıyı açabilir. İlk denediğiniz anahtarın kapıyı açması da tarifsiz bir his.

- Sette nasıl bir ortam var?

Ortam çok güzel. Diğer oyuncu arkadaşlarım ve ekibimiz bir yıldır burada olmalarına rağmen enerjilerinden hiç eksilme olmamış. Bu da benim şansım olsa gerek. Yani kısacası tertemiz bir ortam var burada.

- İskender Bozok karakterini biraz anlatır mısınız?

İskender, yıllardır fakirlik fukaralık çekmiş, zengin ailesinden hiç haberi olmadan yaşamış ve sonunda gerçeği öğrenince, soluğu hemen konakta almış. Çektiği acıların hesabını da sormak isteyen bir adam. Kurnazlığı, saflığı, sakarlığı, cingözlüğü içinde barındıran tatlı bir karakter.

- Son olarak ‘Ayla’ filminde rol aldınız. Bu filmin başarısı ve yarattığı etki hakkında neler söylersiniz?

Açıkcası beni hiç şaşırtmadı bu güzel sonuç... İşlevini yerine getirmiş bir film oldu.

‘Müzik dinlemeyi çok severim’

- Dışarıdan bakıldığında neşe dolu, hayata karşı pozitif, renkli bir kişiliğiniz olduğunu görüyoruz. Kendinizi nasıl tanımlarsınız, neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Kendimi tanımlama olayında pek başarılı değilim sanırım, nasıl görünüyorsam öyleyimdir aslında. Gel-git hallerimde çevremden uzaklaşırım ki, kimseleri çekmeyeyim o girdabın içine... Film izlemeyi, kitap okumayı ve en büyük hastalığım evde ses sistemi kurup müzik dinlemeyi çok severim.

- Geleceğin parlak komedyenleri arasında gösteriliyorsunuz? Bunun hakkında neler söylersiniz?

Çok motive eden ve heyecan dolu bir cümle bu. Benim için zirve karşılıklı alışverişin ortak sevinci. Bunun sayısı çok da önemli değil... Geniş kitlelere ulaşabilmek ve yaptığın işten dolayı övgü almak paha biçilmez. Umarım gelecekte de şimdi olduğum gibi işimi severek yapan biri olur ve beni izleyenlere mutluluk verebilirim.