Cadde ‘Kozaydım, kelebek oldum’

‘Kozaydım, kelebek oldum’

25.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

‘İstanbullu Gelin’ dizisindeki serüvenini noktalayan Ebru Şahin, “Bu proje, benim için kozaydı. İlk aşamayı tamamlayarak kelebek olmaya adım attım” dedi.

‘Kozaydım, kelebek oldum’

İlk dizisi ‘İstanbullu Gelin’de Burcu karakteriyle karşımıza çıkan Ebru Şahin, spor ve sanatın hayattaki en büyük tutkusu olduğunu söyledi. Şahin’le oyunculuk macerasını ve aşka bakışını konuştuk.

Haberin Devamı

- Sizi ‘İstanbullu Gelin’le tanıdık... Oyunculuk maceranız nasıl başladı?

11 yaşımdan beri lisanslı sporcuyum. Spor Bilimleri Fakültesi’nden mezunum. Hayatta sevdiğim iki şey var; spor ve sanat... Üniversite döneminde reklamlarda rol alıyordum ama oyunculuk sektörü riskli olduğundan, benim için daha güvenli bir alan olan, spora yöneldim. Eğitmendim, bir yandan da spor muhabirliği yapıyordum. Ama aşk duyduğunuz şey, içeriden bir yerden size baskı yapınca, sorgulama dönemine giriyorsunuz. Cesaret edip, karar verdikten sonra da karşıma güzel fırsatlar çıktı. İlk işim olan ‘Kan Parası’ adlı bağımsız filmde başrol üstlendim. Ardından ‘Babam’ filminde Çetin Tekindor’la, sonrasında da ‘İstanbullu Gelin’le özel bir ekiple çalışma fırsatı buldum.

Haberin Devamı

- ‘İstanbullu Gelin’in hayatınızdaki yeri ne oldu?

Hayattaki en büyük şanslarımdan biri. Özellikle de Zeynep Günay Tan ve Deniz Koloş’la çalışmak, senaryoyu kadın gözüyle işleyebilmek ve ne istediğini bilen kadınların arasında olmak harika bir deneyimdi. Dizi, benim için kozaydı, bu aşamayı tamamlayarak kelebek olmaya adım attım.

- Özcan Deniz, Aslı Enver ve İpek Bilgin gibi deneyimli isimlerle çalışmak size neler kattı?

İlk defa profesyonel anlamda bir dizide oynamanın heyecanı dışında, çok başarılı oyuncuların arasına girmek, benim için stresliydi. Ama ekibin uyumu o kadar hoş ki, kendinizi hemen içlerinde eritebiliyorsunuz.

- Canlandırdığınız Burcu karakteri, Osman’ı nikah masasında bıraktı...

Bölüm senaryosunu okuduğumda korktum. Çünkü Osman, herkesin sahiplendiği bir karakter... Tepki alacağımı düşündüm ama seyirci beni yanılttı. Burcu’nun gerçekten anlaşıldığını ve niye böyle bir karar aldığını anlamışlar...

- Siz Burcu’nun yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Daha önce bırakırdım, çünkü bu his meselesi... Bir şey ya vardır ya da yoktur. Yani ben ‘ya tutarsa’ diye ilişkiyi nikah masasına taşımazdım.

- Aşka bakışınız nasıl?

Her insan gerçekten karşılıklı sevilmeyi, birinin gözünün içine güvenle bakabilmeyi hak ediyor. Ne yazık ki günümüzde ilişkiler samimiyetsizlik üzerine kurulu. ‘Bu olmazsa, sıradaki’ şeklinde... Genelde aşk değil, strateji kazanıyor ama bu bana göre değil. Gerçek aşkın, o sade tanımının unutulduğunu düşünüyorum. Tüm kararlarımı hislerime göre veriyorum.

Haberin Devamı

‘Rekabet ortamında olduğumu hissetmiyorum’

- Yeni projeler olacak mı?

Sırf bir şey olsun diye, gözü kapalı işe atılan bir yapım yok. Henüz çok fazla heyecan duyabileceğim ve sevgimin karşılığını bulabileceğim tarzda işlerle karşılaşamadım ama görüşmeler devam ediyor. Yeni sezonda umarım güzel bir projeyle izleyici karşısında olacağım.

- Yeni neslin arasındaki rekabet için ne diyeceksiniz?

İşime odaklanıyorum. Başarınızı başkalarıyla kıyaslamak, en büyük yanlışlardan biri. Yapabileceğimin en iyisi olsun ve hep üzerine bir şeyler ekleyebilmenin derdindeyim. Bu, bir yarışa ya da hırsa dönüşmemeli. Hepimiz aynı şirkette çalışan işçiler gibiyiz, konumlarımız sürekli değişiyor ama elbet bir noktada karşılaşıyoruz. Rekabet ortamında olduğumu hissetmiyorum.

‘Kozaydım, kelebek oldum’