27.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Küba eski devlet başkanı ve komünist devriminin lideri Fidel Castro, 90 yaşında hayatını kaybetti. Dünyanın en uzun süre
‘Öleceğim’ demişti
Özellikle başkent Havana’da yaşayanlar, gece saatlerinde duyurulan ölüm haberiyle şok olurken, Küba televizyonu da, Castro’nun ölümünden hemen önceki son görüntülerini ekrana getirdi. Fidel Castro’nun vefat haberi, Havana’da büyük üzüntüyle karşılandı. Kübalılar, “Kimse onun yerini tutamaz. Eksikliğini hissedeceğiz” sözleriyle liderlerini andı.
Fidel Castro, son olarak 13 Ağustos’taki 90’ıncı yaş gününde kamuoyu önüne çıkmıştı. Castro, ondan önce de Nisan ayındaki Komünist Parti kongresinde bir konuşma yapmıştı. Burada kürsüye çıkan Castro, “Yakın bir zamanda 90 yaşında olacağım. Yakında ben de diğer önderler gibi gideceğim. Elbette hepimizin zamanı gelecek. Ancak Kübalı komünistlerin idealleri, inançları bu dünya için, insanlık için fayda sağlamaya devam edecek. Bu idealler için savaşmaya devam etmeliyiz” ifadelerini kullanmıştı.
Castro, devlet gazetesinde yazdığı köşe yazıları haricinde, son yıllarını gözlerden uzak geçirmeyi tercih ediyordu. 31 Temmuz 2006’da sağlık problemleri nedeniyle yetkilerini geçici olarak başkan yardımcısı ve Küba Komünist Partisi Lideri Raul Castro’ya devreden Fidel Castro, 20. yüzyılda en uzun süre iktidarda kalan ve “kraliyet mensubu olmayan” lider olma özelliğini taşıyor.
Yüzlerce suikasttan kurtuldu
Küba’nın efsane lideri Fidel Castro, ABD’nin kıyısında Batı yarıkürenin ilk Marksist-Leninist devletini kurdu. 1952 yılında yapılacak seçimlerde adaylığını koymayı düşünüyordu, ancak hükümet, General Fulgencio Batista tarafından devrildi ve seçimler iptal edildi. Batista’ya şiddetle karşı olan Castro, yönetimi değiştirmek amacıyla birkaç kez hukuk yoluna başvurduysa da, bunlardan sonuç alamayınca kendisini Batista’nın rejimini devirmeye adadı. İşte, Castro’nun hayatından kesitler:
- “Hareket” adında bir örgüt kuran Castro, kardeşi Raul ile birlikte Batista’yı devirmek amacıyla, 1953’te Santiago de Cuba kenti dışındaki Moncada askeri kışlasına saldırı düzenledi. Kışla saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı ve arkadaşlarıyla birlikte yakalanıp yargılanan Castro, 15 yıl hapse mahkum oldu.
- Cezaevinde, adını Moncada kışlası saldırısının tarihinden alan “26 Temmuz Hareketi”ni kurdu. Fidel, kardeşi Raul ve 25 arkadaşıyla 1955’te çıkarılan aftan yararlanıp salıverilmesinin ardından, Küba’daki baskıların yoğunlaşması nedeniyle Meksika’ya gitti.
- Meksika’da o dönem genç bir devrimci olan Ernesto “Che” Guevera ile tanıştı. Castro, Kasım 1956’da silahlı 81 yoldaşıyla birlikte Küba’ya geri döndü.
- İki yıldan kısa sürede silahlı mücadelede zafer kazanarak, Batista’nın ülkeyi terk etmesini sağladı. Castro ve arkadaşları, Havana’da kalabalıklar tarafından sevinç gösterileriyle karşılandı.
- Castro, Kraliçe Elizabeth ve Tayland Kralı’ndan sonra dünyada en uzun süre görev yapan devlet lideriydi.
- Birleşmiş Milletler’de yapılan en uzun konuşma rekoru, 4 saat 29 dakikayla Castro’ya ait. Castro, kendi en uzun konuşmasını ise 24 Şubat 1998’de, meclis tarafından tekrar devlet başkanı seçildiğinde yaptı ve bu, 7.5 saat sürdü.
- Fidel Castro’ya toplam 634 kez suikast girişimi gerçekleştiği ifade ediliyor. Bu sayı, Castro’nun kendi ifadelerine
- ABD’nin tüm müdahale girişimleri ve başarısızlıkla sonuçlanan “Domuzlar Körfezi Çıkarması”na karşın Castro,
9 ABD başkanı eskitti. Castro, yönetimi bıraktığında ABD’nin başında George W.Bush bulunuyordu.
- Puroya olan düşkünlüğüyle tanınan Castro, 1985 yılında bu tutkusunu bıraktı. Yıllar sonra yaptığı bir açıklamada, “Bu puro kutusuyla yapabileceğiniz en iyi şey, onu düşmanınıza vermektir” ifadesini kullanmıştı.
- Time dergisi 2012 yılında Castro’yu, dünyanın gelmiş geçmiş en etkili 100 lideri arasında gösterdi.
Dışişleri’nden Castro’ya taziye
Üzülenler de var sevinenler de...
Dünya liderleri, Castro’nun yaşamını yitirmesi üzerine taziye mesajları yayınlarken, ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan ve bir bölümü kaçarak gelen pek çok Kübalı, ölüm haberi sonrasında danslı kutlamalar yaptı. Kutlamaya katılanlar arasında Donald Trump maskesi takanlar ve “Şeytan, Fidel artık senindir. Ona hak ettiği gibi davran, huzur içinde dinlenmesine izin verme” yazılı pankartlar taşıyanlar dikkat çekti.
‘Yurtta sulh, cihanda sulh’
Fidel Castro, Atatürk’e hayranlığıyla da tanınıyordu. 1997’de İstanbul’da düzenlenen Habitat toplantısı sonrası kendisiyle gerçekleştirilen bir röportajda bu hayranlığını şöyle dile getirmişti: “Ben de devrim gerçekleştirdim. Ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım. Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Devrimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı. Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun’la kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın”.
Castro, Atatürk’ün kendisine esin kaynağı olduğunu da belirtmiş, “Devrimci Kemal Atatürk, bizim esin kaynağımız oldu. 1919’da Anadolu’dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisiyle Havana’ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık” demişti.
Bununla birlikte Castro’nun, 1959’daki bir konuşmasında Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözlerini sarfettiği, daha sonra da Havana’ya Atatürk büstü diktirdiği belirtiliyor.
Ambargolara rağmen sağlıkta öncü bir ada!
Fidel Castro ile özdeşleşen Küba, ABD tarafından uygulanan ambargoya ve kısıtlı kaynaklarına rağmen dünyada birçok konuda örnek olmayı başarmış bir ülke. Bunların başında ise gelişmiş sağlık sistemi geliyor. Tüm vatandaşların ücretsiz olarak yararlandığı sağlık sistemi dünyanın en başarılıları arasında gösteriliyor. Buna karşın ülkede hala birçok ekonomik imkansızlık yaşanıyor. Son yıllarda özellikle ABD Başkanı Barack Obama’nın girişimleri ve başkent Havana’yı ziyaretiyle iki ülke arasındaki ilişkiler düzelme sinyali veriyor. Turizm konusunda büyük potansiyeli olan ülkenin gelecekte bu konuda büyük sıçrama yapacağı ifade ediliyor.