Kültür Sanat Bir plak sevdim, 33’lük

Bir plak sevdim, 33’lük

03.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Plak kültürünün yeniden geldiği bu nokta, plakları nostaljik şeyler olmaktan da çıkardı. Sürekli bir üretim, temin ve el değiştirme içinde plaklar. Evet, hâlâ plak çıtırtısı adeta bir şartlı refleks gibi bize geçmişi hatırlatıyor

Bir plak sevdim, 33’lük

Egemen Limoncuoğlu - Plaklar geri döndü. Dönüyor mu, dönecek gibi, döndü dönüyor, galiba döndü, ha döndü ha dönüyor derken plaklar geri döndü. Hem de ne dönüş! CD çağı hiç yaşanmamış gibi, 80’li yılların sonundan günümüze ışınlanmışız misali bir plak üretimi, alışverişi, ilgisi. Bu hafta sonu Kadıköy’de yapılan, ya da geçtimiz haftalarda Şişli Belediyesi’nin Feriköy’de düzenlediği gibi plak kültürüne özel festivaller de cabası. Ya da Record Store Day adı verilen, müzik endüstrisinde plakların esamesi okunmazken, büyük şirketler plak basmaz olmuşken dahi plak satmayı ve basmayı bırakmayanları kutlayan (ve bir bakıma kutsayan) günler gibi. O güne özel basılan plaklarıyla, etkinlikleriyle tam bir plak ve plakçı (ya da plakevi, veya plak dükkânı) bayramıdır Record Store Day. Hipster denen kitleye plak satmayı başaran Amerikalı zincir mağazalarla birlikte bu geri dönüşe önayak olanların başında gelir. Bir de “Issız Adam” filmi. Tabii o daha çok bizim için geri dönüşe vesile oldu. Ama “Issız Adam” olsun bizim olsun. 

Haberin Devamı

Dünün ve bugünün

Plak kültürünün yeniden geldiği bu nokta, plakları nostaljik şeyler olmaktan da çıkardı. Sürekli bir üretim, temin ve el değiştirme içinde plaklar. Evet, hâlâ plak çıtırtısı adeta bir şartlı refleks gibi bize geçmişi hatırlatıyor. Lakin günün büyük pop yıldızlarının plakları, mesela Billie Eilish’in plağını dinleyip de nostaljik hissetmek mümkün değil. Artık bugünün de bir parçası plaklar. Dünün ve bugünün.

Öte yandan müzik dinlemenin bedava olduğu, bir ‘premium’ hesapla da coştuğu, tek dokunuşla milyon şarkıya ulaşılan, tek dokunuşla öteki şarkıya, albüme, çalma listesine geçilen çağda plaklar nasıl oluyor da bu kadar alaka görüyor? Zira, biliyoruz ki plaklar bizzat ilgi bekleyen objeler. Mesela arabanızda trafikle cebelleşirken bir plak koyup dinleyemiyorsunuz. Spor yaparken dinlenecek plaklar diye listeler yok. Spotify gibi mecraların müziği sürekli çeşitli aktivitelerin yanına yardımcı oyuncu olarak kattığı çağda, plaklar başrol olmazsa projede yer al(a)mayacak oyuncular.

Haberin Devamı

Evde canlı beslemek

A yüzü bittiğinde B yüzünü bizzat çevirmeniz gerekiyor. Şarkı atlamak için bizzat yine uzanıp iğneyi doğru yere denk getirmeniz. Plak çalan cihazlar, adeta birer canlı gibi. Evde pikap (ya da plakçalar diyelim) beslemek desek buna yanlış olmaz. Temizlik, bakım, ilgi ve sürekli yeni plaklar (mama mı desek ya da?) bekleyen canlılar. Çiçeklerle konuşur gibi atlayıp takılıp size surat astıran bir plakla istişare ederken bulabiliyorsunuz kendinizi mesela.

Peki, böyle bir şeylerle ilgilenme süremiz müthiş düşmüşken, sürekli hayır bana tıkla, hayır bırak onu beni izle, dur dur önce beni dinle saldırısı altındayken, plaklar nasıl geri girdi hayatlara... Çünkü müzik ihtiva eden bir şeylerle vakit geçirmek insana iyi geliyor. Kendini değerli hissettiriyor. Vaktini özel bir şeye harcadığına dair bir tatmin oluşturuyor. Plaklar, 33’lük ya da 45’lik (büyük ve küçük plak da diyebiliriz), kendi dünyalarına dahil olmazsanız sizi kapıdan çeviren sosyal ortamlar gibi. O dünyaya giriş de heves ve özenme, müzikle vakit geçirmeye niyetli olmak içeriyor. 45’lik plaklarda birkaç dakika, 33’lüklerde 20 küsur dakikalık seanslar. O seans bitiminde yerinizden kalkıp plağın diğer yüzünü çeviriyorsunuz. O süre içinde başka işlere dalmışsanız, müzik aniden kesilip “hey!” diyor. Gel ve benimle ilgilen. Artık bizden de akıllı hale gelen akıllı telefonlarımız gibi şarjım bitmek üzere, bak bitiyor söylemedi deme gibi uyarılar da vermiyor.

Haberin Devamı

Öte yandan tam da bu yüzden sevdiğiniz ya da merak ettiğiniz şarkılarla, albümlerle onların tam da hak ettiği şekilde konsantre olarak ilgilenmeye vesile oluyor plaklar. Sevginizi karşılıksız bırakmıyorlar diyelim. Evet, tıpkı evde bir canlı beslemek gibi. Haklarını teslim edelim ve şimdi diğer yüzünü çevirelim.