Kültür Sanat ‘Bizler sinemanın DNA’sıyız’

‘Bizler sinemanın DNA’sıyız’

08.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

74. Cannes Film Festivali, maskeli katılımcıların salonları doldurduğu ve Leos Carax’nın “Annette”inin gösterildiği binlerce kişilik açılışla başladı. Filmini sunan İrlandalı belgeselci Mark Cousins’ın dediği gibi “karantinada insanların sinemayı unutacağı” korkusu boşa çıkmış görünüyor

‘Bizler sinemanın DNA’sıyız’

NİL KURAL - “Karantinada insanların sinemayı unutacağı söylendi”. Sinema tarihi üzerine 15 saatlik “Story of Film” adlı belgeseliyle tanınan sinefil yönetmen Mark Cousins, yeni filmi ”The Story of Film: A New Generation”ı 74. Cannes Film Festivali’nde sunarken kurduğu cümle ve bu korkunun boşa çıkması, sinemaseverlerin hislerine tercüme oldu. Cousins festivalin açılış gününde gösterilen, son 10 yılda sinemanın dilini değiştiren ve esneten filmleri konu alan belgeselinden önce yaptığı konuşmasında “Unutulmadı, çünkü bizler sinemanın DNA’sıyız, sinemanın kendisiyiz” dedi. Sinema âşığı yönetmenin romantize ederek ifade ettiği hisler, yaklaşık bir buçuk yıldır salonda film izleme deneyiminden mahrum kalan sinemaseverlerin gözlerini çevirdiği Cannes’ın özeti gibi.

Haberin Devamı

Tükürük testi

Geçen yıl düzenlenemeyen Cannes, bu yıl ertelemeler ve iptal ihtimallerinin ardından pandemi konusunda alınan sıkı önlemlerle başladı. Pandemi sırasında yakın gelecekte imkânsız gibi gözüken binlerce kişinin kapalı sinema salonunda bir araya geldiği gösterimlerin ilki Leos Carax imzalı Altın Palmiye adayı “Annette”in açılıştaki gösterimi oldu.

Önce alınan önlemlerden bahsedelim. Aşı sertifikası olmayan katılımcılardan 48 saatlik aralıklarla negatif test sonucu isteniyor. Festivalin kendi kurduğu sağlık merkezinde yapılan testlerin sürüntü değil, tükürük tahlili ile yapılması karışıklık ve hoş olmayan bir sonuç yarattı. Variety’nin haberinden aktaralım: “Festival katılımcıları büyük bir odaya alındı. Ellerine bir bardak ve bir tüp tutuşturuldu. Tübü tutturamayan insanlar yerlere ve üstlerine tükürdüler. Bazıları tekrar tekrar örnek verdi”…

Haberin Devamı

“Çok yaşa sinema”

Festivalin ünlü ucu gözükmeyen gösterime giriş sıraları pandemi sırasında risk teşkil ettiğinden bu yıl önden rezervasyon ve e-bilet sistemine geçildi. Yer garantisi sunan bu sisteme tam güvenilmemesi yine uzun sıralar ve kapıda yığılmayla sonuçlandı. Yeni e-bilet sistemi, eski Cannes alışkanlıklarını yenebilecek mi sorusunun yanıtını zaman gösterecek. 

“Annette”in gösterimi öncesi düzenlenen açılış töreninde Onur Ödülü’nü ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar’dan alan oyuncu, yönetmen ve yapımcı Jodie Foster da Cousins gibi “Çok yaşa sinema” konulu bir konuşma yaptı: “Bu yıl karantinada, beni sinema hayatta tuttu. Sinemaya merakımı ve duyduğum şükran hislerini hiç kaybetmeyeceğim.”

‘Bizler sinemanın DNA’sıyız’

“Annette” filminin gösterimine Angele, Simon Helberg, Marion Cotillard, yönetmen Leos Carax, Adam Driver, Russell Mael, ve Ron Mael de katıldı. (soldan sağa) AA

 Eğlence endüstrisine eleştiri okları

Jürinin ve ana seçkideki filmlerin takdim edildiği törenin ardından uzun yıllardır beklenen yeni Leos Carax filmi “Annette”, insanların maskeli oturduğu ancak tam kapasiteyle kullanılan salonlarla gösterildi. ABD’li pop müzik ikilisi Sparks’ın fikrinden yola çıkılan ve müziklerini grubun yaptığı “Annette”, sinema tarihinin en tuhaf müzikallerinden biri olarak anılabilir. Filmde dünyaca ünlü soprano Ann (Marion Cotillard) ve karanlık bir yönü olan stand up’çı Henry’nin (Adam Driver) evliliğinden Annette adlı bir kız çocuğu dünyaya geliyor. Trajik bir olayın ardından Annette’in özel bir yeteneği olduğu ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

On yıllara dayanan kariyerlerinde hem müzik endüstrisi içinde yer alan hem de sektörü içeriden eleştirdikleri duruşu terk etmeyen Sparks’ın bu tutumu filme sinmiş durumda. Carax’nın da “Holy Motors” gibi filmlerinde benzer bir farkındalığı izleyiciye aktardığı düşünüldüğünde “Annette” de ortaya çok katmanlı bir sektör eleştirisi çıkmış.

Plak şirketi kendilerinden dans şarkısı istediğinde “Dans Edebileceğiniz Müzik” (Music That You Can Dance To) adlı bir şarkı çıkaran Sparks’tan yola çıkıp “Annette”e şöyle diyelim: “Zevkle izleyebileceğiniz bir müzikal”. Ancak şarkıları dinleyip, dünyaca ünlü yıldızları seyre dalarken, endüstrinin karanlık tarafını (çocuk sömürüsünden, #metoo hareketine) sürekli yüzünüze vuran bir film söz konusu. Kısacası, “Annette”, koltuklarla “zevkle” izleyip unutulacak bir müzikal değil, bundan çok daha derin, önemli ve tartışma yaratacak bir film. 

Haberin Devamı

‘Bizler sinemanın DNA’sıyız’

Jüri üyeleri Kang-Ho Song, Tahar Rahim, Mylene Farmer, Maggie Gyllenhaal, Spike Lee, Melanie Laurent, Jessica Hausner, Kleber Mendonca Filho ve Mati Diop salona birlikte girdi. (soldan sağa) AP

Kadınlar gelecekten umutlu

Jüride beş kadın üyenin yer alması, erkekler kulübü olarak bilinen Cannes’da kadın sinemacılar konusunu gündeme taşıdı. Fransız oyuncu Melanie Laurent, ABD’li oyuncu Maggie Gyllenhaal, yönetmenler Jessica Hausner ile Mati Diop ve müzisyen Mylene Farmer, Spike Lee başkanlığındaki jüride yer alıyor. Jürinin basın toplantısında da bu konu, tartışmanın odağındaydı. Laurent, “Umarım bu kadınların yerinin tartışıldığı son festival olur” derken “Atlantics”in yönetmeni Diop “Bakalım bizim ömrümüz yönetmenin önüne kadın kelimesinin gelmediği günleri görmeye yetecek mi?” diye sordu. 2019’da “Little Joe” ile yarışmada yer alan Hausner ise değişim konusunda ümitliydi: “Daha önce olması gereken bir değişim konusunda toplumun hazır olduğu düşünüyorum.” Gyllenhaal ise kadın bakışının hem sinema hem diğer sanat alanlarında önemli olduğu söyledi: “Kadınların da özdeşleşebileceği işler yaratmak için farklı kasları çalıştırmaya alışmak gerekiyor.”

Haberin Devamı

Dijital platformlar tartışması

Cannes’ın dijital platformlara geçit vermeme politikası önceki yıllarda oldukça konuşuldu. Hatırlatırsak, festival, Fransa’da gösterime çıkmayan filmleri yarışmaya almıyor. Festivalin direktörü Thierry Fremaux, bu yıl da dijital platformları eleştirdi ve “Platformlar hangi yönetmenleri keşfetti?” diye sordu. Netflix için “Da 5 Bloods”ı yöneten Spike Lee ise daha ılımlı bir yaklaşımla Fremaux’nun sorusuna yanıt verdi: “Sinema ve platformlar aynı anda var olabilir. Bir dönem de televizyon sinemayı öldürecek tartışması vardı, malum. Bunlar yeni meseleler değil.”