Kültür Sanat Dinamik Göz’ün görme biçimleri

Dinamik Göz’ün görme biçimleri

24.01.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

Tate Modern’in koleksiyonundan oluşan “Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde” Artİstanbul Feshane’de. Sergi, optik ve kinetik sanata İstanbul çizgisinden bakıyor.

Dinamik Göz’ün görme biçimleri

Seray Şahinler - Geçtiğimiz haziran ayında Milliyet Kültür Sanat ekinde ilk kez duyurusunu yaptığımız, İBB Miras tarafından restore edilerek bir sanat alanı olarak kapılarını açan Artİstanbul Feshane’nin sürprizlerinden biri Britanya’nın önemli sanat kurumlarından Tate Modern ile yapılacak iş birliğiydi. Dünyanın en çok ziyaret edilen, koleksiyonuyla Britanya’nın büyük müzelerinden olan Tate, “Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde” sergisiyle  İstanbul’a konuk oldu. Dün ziyarete açılan sergide 21 ülkeden 57 sanatçının 95 eserinden bir seçki sunuluyor. Küratörlüğünü Tate Modern’in Sergiler ve Uluslararası Sanat Küratörü Valentina Ravaglia’nın üstlendiği sergide aralarında Otto Piene, Alexander Calder, Frank Stella, Victor Vasarely, Julio LeParc, Jesus Rafael Soto, Kenneth Noland, Helio Oiticica gibi sanatçıların önemli ve öncü eserleri var.

Haberin Devamı

Sanat okuması

1950’lerden itibaren matematik, renk teorisi, algı psikolojisi ve fizyolojisinden etkilenerek filizlenen optik ve kinetik sanat, yarattığı illüzyonla izleyiciyi de eserin içine çekiyor. Geometrik şekiller ve formların yer bulduğu eserler, ‘50’lerden itibaren sanatın yeni dil arayışını yansıtarak “Dinamik Göz” eşliğinde optik ve kinetiğin sanattaki yükselişini takip ediyor; bu ilişkiyi kronolojik bir düzlemde sunmamaya dikkat ederek periyodik olarak coğrafi bazda inceliyor. 20. YY’da avangardın doğuşundan Güney Amerika’ya, İngiliz konstrüktivizminden erken dönem soyut filmlere uzanan seçki, optik ve kinetiğe bugünün ‘göz’ünden bakıyor.

Kamusal alan ‘çizgisi’

Başta mabetler olmak üzere mimari alanlarda kullanılan geleneksel Fas ayna-mozaik işlerinden ilham alan Monir Shahroudy Farmanframain’in 2008 tarihli “Pentagon” adlı çalışması, yüzeye üçüncü boyut kazandırmanın bitmeyen bir kaygı olduğunu söyleyen Walter Leblanc’ın ışığı yakalayıp ‘kırdığı ve burktuğu’ 1974 tarihli “Burulmalar”ı, renkli sentetik ipliklerin bir desen hâlinde örülmesinden yapılan Sue Fuller’in “İp Kompozisyon”u (1964), Zero akımından seçkiler, Otto Piene’nin ışığa bir malzeme olarak ilgisinin örneği “Işık Odası”, bu pratiği ortaya koyan önemli eserler. Paris’te 1955’te düzenlenen, kinetik sanatta temel bir kesit olarak, mekanik veya optik öğelerin kullanımıyla değişen sanat eserlerini bir araya “Le mouvement” sergisi de optik ve kinetiğin kamusal alanla tanışma ve kabul süreci adına önemli bilgiler içeriyor. Sergi 19 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilir.