Kültür Bakanlığında zararın telafisi

KÜLTÜR Bakanlığı eskiden bu kadar ilgi çekmezdi. Bakanlar gelir, tali ve tarihi kararlar almadan, kendi bilgi ve görgüleri doğrultusunda bir şeyler yapıp giderlerdi. Son yıllarda Kültür Bakanlığı neredeyse kabinenin en "emperyalist" bakanlıklarından olmaya başladı.
Birlik Vakıf'lı son iki bakan Agah Oktay Güner ve İsmail Kahraman vakitleri yettiğince tam bir talan politikası izlediler. Güner günde ortama 4, Kahraman ise günde ortalama 3 kişiyi görevden aldı. Biraz daha kalsalar Türkiye'de neredeyse camiye dönüşmeyen müze kalmayacaktı. Aya İrini canını zor kurtardı. Pekala "Sultanahmet'te halıcılar namaz kılacak camii bulamıyor," diyebilirdi . Tüm kültür müdürlüklerinin ve kütüphanelerin başına imamlar getirildi. İsmail Kahraman döneminde tam 350'yi aşkın yürütmeyi durdurma kararı alındı. Buna rağmen Kahraman hiçbirini görevine iade etmedi. Bu ayrılıkçı tutum tırajikomik durumlar da doğurdu. Kütüphaneler Genel Müdürü Gökçin Yalçın görevden alındıktan sonra tüm mahkemeleri kazanınca ortaya imza yetkili iki müdür tablosu çıktı.
Agah Oktay Güner döneminde evi tomsonlarla basılan Topkapı Sarayı Müdürü Ahmet Menteş ise üzüntüsünden kanser oldu.
Belki Ahmet Bey'e sağlığı geri verilemez ama Van'da Muş'ta sürünen yılların kütüphanecileri, koruma kurulu üyeleri, müze müdürleri görevlerine iade edilebilir. Müzeler tarihi kimliklerine kavuşabilir.
Zararın telafisi için yeni kabinedeki kültür bakanının seçimi çok önemli.