Kültür Sanat Şeyma Ünal "O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?" ile dikiş tutmayan ne varsa onarıyor

Şeyma Ünal "O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?" ile dikiş tutmayan ne varsa onarıyor

11.08.2021 - 10:07 | Son Güncellenme:

Sosyal medyanın sevilen hesaplarından birine sahip Şeyma Ünal’ın ilk kitabı "O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?" Küsurat Yayınları’nın öykü kitaplığında yerini aldı. "O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?"de kalbe dokunan öyküler eşliğinde çocukluğa, yetişkinliğe, aileye, hayata dair bildiklerimizin nasıl da öğretilmiş şeyler olduğu ve yaş aldıkça, benliğimizi nasıl sardığıyla yüzleşiyor. Çocukken suçladıklarımıza hak veriyor, haksız olduğumuzun hissettirildiği anların öcünü alıyor, şefkatin her şeyi unutturabileceğini anımsıyoruz. Yaşama muzip bir kız çocuğunun gözünden baktığı kitabı "O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?"in nostaljik tınısıyla dikiş tutmayan ne varsa tek tek onaran Şeyma Ünal, sorularımızı yanıtladı.

Şeyma Ünal O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz ile dikiş tutmayan ne varsa onarıyor

Yeni kitabınız O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz? raflarda yerini aldı. Neler hissediyorsunuz?

Haberin Devamı

Kalbimi açtığım her işte olduğu gibi hem kırılgan hem cesur hissediyorum. Aynı zamanda, uzun süredir zihnimde dolaşan kız çocuklarına kulak verdiğim, söylediklerini toparlayıp kağıda dökebildiğim ve karanlık odalardan kurtarıp aydınlığa çıkardığım için mutluyum.

Sizi sosyal medya hesaplarınızdan tanıyoruz. Girişimciliğiniz, çocuklarınız, minimal yaşam tarzınız. Şimdi bir de öyküler eklendi. Ne kadar zamandır pişiyor öyküler?

Kitap aklıma ilk düştüğünden bu yana yaklaşık bir sene geçti. Ama hikayeler çok daha uzun süredir benimleydi.

İlk adımı atmak hep zordur. İlk boş sayfayı açmak, ilk kelimeyi yazmak, silmek… Şimdi artık okurla buluşuyor kitabınız, yolculuğu nasıldı? Pes ettiğiniz anlar oldu mu?

Haberin Devamı

Olmaz mı? Yazmak için her oturduğumda kendimi bunu yapabileceğime ikna etmem gerekti. Bir okur olarak çıtam çok yüksek olduğu için yazdıklarımı sürekli en iyi öykücülerle karşılaştırıp mahvoluyordum. Editörüm Zeynep olmasaydı belki 2-3 kez bırakmıştım. Sonunda enerjimi bana dokunan hikayeleri yazabileceğim en iyi şekilde yazmaya yönlendirdim. Bitti diyene kadar sayısız düzeltme yaptım ama sonunda hem yazar hem okur olarak yaptığım işten oldukça mutluydum. Yaratıcı süreç ne kadar sancılı olursa olsun, ürün ortaya çıkınca hissedilen ruhsal tatmin benzersiz gerçekten. O son noktayı koyduktan sonra hissettiğim duygu hayatta yaşadığım başka hiçbir şeye benzemiyor.

Pek çok farklı alan var hayatınızda. Çocuklar, mekan işletmeciliği, giyim markası, yazmak. Bunları aynı anda sürebilmeyi nasıl başarıyorsunuz?

Çok kısa bir süre önceye kadar, canım pahasına sürdürmeye çalışıyordum resmen. Yıllardır “Çok yoruldum bir ayağımı uzatayım şurada,” dediğim bir anı hatırlamıyorum mesela. Ama biraz geç de olsa fark ettim ki ancak ben iyiysem sevdiklerim de iyi. Bir süredir sürekli vites değiştirerek yaşıyorum. Gün içinde yazmak mümkün olmuyor, sıkıştırmaya çalışmıyorum. Gece herkes uyuyunca kendime bir kahve yapıp mutfakta yazıyorum. Yazdığım dönem diğer işleri rölantide yürütüyorum. İşler çok yoğunlaştığında çocuklar için ailemden destek alıyorum. Çocuklarla vakit geçirirken işi askıya alıyorum. Olduğu kadar kavramıyla barıştıkça her şeyi yapıyorum ama hiçbir şey yapamıyorum hissi gitgide azalıyor sanırım.

Haberin Devamı

Genç bir girişimcisiniz aynı zamanda, bu alanlarda kadın olarak var olmanın zorluklarını nasıl bertaraf ediyorsunuz?

Girişimcilik özelinde düşünmeye gerek yok aslında yaşadığımız coğrafyada kadın olmak hemen her alanda zor. Bu zorlukların zorluk olduklarını anlamak bile büyük mesele, çünkü küçük bir kız çocuğu olduğumuzdan beri bunları hem ailemizde hem dışarıda sürekli gördüğümüz için normali bu sanıyoruz. Bir kadın dışarıda ne kadar yoğun çalışırsa çalışsın evdeki organizasyonun birincil sorumlusu sayılıyor mesela. Ama diğer taraftan “ev işi” tüm yüküne rağmen görünmez, değersiz bir şeymiş gibi algılanıyor. Evi idare etmenin, çocuk bakmanın önüne “sadece” ekleniyor, ama bir kadın çocuksuzsa eksik, ev işlerini delege edip kariyer odaklı yaşıyorsa bencil oluyor. Yani günün sonunda bir kadın hangi yolu seçerse seçsin, birileri parmak sallıyor. Bu zorlukları bir gecede bertaraf etmek mümkün değil ama en azından ben bu konuda konuşarak, yazarak, paylaşarak dilim döndüğünce insanların farkındalığını arttırmaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

Size dışarıdan baktığımızda, sosyal medya hesabınızı incelediğimizde ancak bu kadar tanımlayabiliyoruz. Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız, hayat amacınız, yolunuz, sizi siz yapan şeyler nelerdir?

Bu sorduğunuz soruları ben de kendime sık sık soruyorum ve cevapları da yıllar içinde benimle birlikte değişiyor. Zaman en büyük meselem. Elimdeki bu değerli ve bir o kadar kısıtlı kaynağı hakkını vererek kullanmaya çalışıyorum. Kendimle bağlantı kurmayı çok önemsiyorum, özellikle son yıllarda. Sürüklenmek istemiyorum. Neyi neden yaptığımı bilmek, ihtiyaçlarımı gözetmek, içgörüyle yaşamak istiyorum. Bunun için kendimle çalışıyorum, okuyorum, yazıyorum, dinliyorum. Okuduğumu, yazdığımı, dinlediğimi hikayeme değer veren insanlarla paylaşıyorum. İnsan olarak sürekli iyileşme niyetinde olmayı, hata yapınca özür dilemeyi önemsiyorum. Ailemi önemsiyorum. Anne olmak bu hayatta başıma gelen en dönüştürücü şey. Sihir gibi. Kimliğimin tam ortasında o var. Annelikte yaşadığım alternatifsiz kaynak olmanın getirdiği gurur ve ağırlık hissi çok yoğun. Bir yandan geç yaşta yaşanan yeni bir duygu bulmanın şaşkınlığı ve acemiliği de var. Her şeyi hissettim sanıyorsun ama hepsi bunun yanında şekilsiz kalıyor bir anda. Kendimi tanımladığım şeyleri düşününce ilk aklıma gelenler bunlar.

Haberin Devamı

Çocuklar annelerinin çiçeği burnunda bir yazar olduğunun farkındalar mı? Gündelik hayatınıza sirayet etti mi hikaye anlatıcısı olmak?

Çınar biliyor, beraber kutladık hatta ama Nil pek farkında değil. Çınar’a hikaye okumaya daha bir yaşına gelmeden başlamıştım. Şimdi de her gece uyumadan önce kitap okuyorum, sonra masal anlatıyorum. Nasıl bir masal olacağı ile ilgili direktifleri Çınar verdiğinden, genelde uzaylılarla kaplanların çarpışması gibi şeyler oluyor. Edebi değeri tartışılır ama yaratıcılık konusunda oldukça iyi hikayeler çıkardığımı söyleyebilirim.

Öykülerinizde kız çocuğu olmak teması çok öne çıkıyor. Şimdi bir imkan olsa o yaşlarınızla karşılaşsanız kendinize neler söylersiniz?

Bir şey söylemeden önce uzun uzun sarılırım. Performans gösteremediğin, beceremediğin, kaybettiğin zamanlar bile değerlisin derim. Bir tek sen değilsin. Herkes utanıyor, korkuyor, güvensiz hissediyor. Yetişkinler bile. Hatta en çok onlar. Ne hissediyorsan o gerçek. Kendin dışında kimsenin hislerinin sorumluluğu sende değil derim. Sonra bir daha sarılırım.

O Zaman Gerçeği Nasıl Öğreneceğiz?’i yazarından dinleyelim desek, nasıl tarif edersiniz?

Bu kesinlikle merakla ilgili bir kitap. Çocukluktan sonra büyük oranda kaybettiğimiz anlamaya ve anlamlandırmaya karşı duyulan o saf merak. Yetişkinlerin göremediklerini apaçık gören, duyamadıklarına kulak veren, hayatı anlamaya çalışan kız çocuklarının hikayeleri.

Yazdığım tüm o süre boyunca bu kız çocukları elimden tutup, beni girmek istemediğim kapılardan geçirdiler, yürümek istemediğim yollara soktular, yaralarımı görmeme, gördüklerimi iyileştirmeme yardımcı oldular. Umarım okuyan herkese en az bana dokundukları gibi dokunurlar.