Siyaset 'Kürtleri MHP ile korkutmak bir taktik'

'Kürtleri MHP ile korkutmak bir taktik'

23.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Ak Parti’nin Kürt seçmenle ilişkisinde MHP ile kurduğu ittifakın “sorun” olduğu iddialarını reddeden Ak Partili Miroğlu, “MHP’yi Kürtlerle, Kürtleri MHP ile korkutmak bir siyasi taktik. Ama bu taktiğin bir karşılığı hiçbir zaman olmamıştır” dedi.

Kürtleri MHP ile korkutmak bir taktik

Ak Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Ak Parti-MHP ittifakının bölgede Kürt seçmen nezdinde tepki göreceği iddiasına karşılık Osmaniye’yi örnek gösterdi. Miroğlu, “MHP’yi Kürtlerle, Kürtleri MHP ile korkutmak bir taktik. Ama bu taktiğin bir karşılığı hiçbir zaman olmamıştır. Osmaniye’de 240 bine yakın Doğu-Güneydoğulu vatandaşımız yaşamaktadır. Hiçbir zaman biz Osmaniye’de etnik fay hatlarını kaşıyan, tetikleyen bir toplumsal hadiseye rastlamadık” diye konuştu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kararını açıkladıktan bir gün sonra topladığı milletvekillerine yaptığı en önemli uyarılardan biri, Doğu ve Güneydoğu illerinde çok çalışılması oldu. Çünkü Ak Parti’nin MHP ile kuracağı ittifakın, bölgede HDP ile yarışan Ak Parti’ye oy kaybettireceği iddia ediliyor.

‘Korkutma taktiği’

Ak Parti’nin Kürt milletvekillerinden, “Yeni Yüzyıl, Kürtler ve Bağımsızlık” kitabının da yazarı olan Miroğlu’na göre, MHP’yi Kürtlerle, Kürtleri MHP ile korkutmak bir taktik. “Bu taktiğin Türkiye siyasi tarihinde bir karşılığı hiçbir zaman olmamıştır” diyen Miroğlu, bu taktiğe karşı verilebilecek en ili örneğin ise MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye olduğunu belirtti. Miroğlu şöyle devam etti: “Nüfusu yaklaşık 500 bin olan Osmaniye’de 240 bine yakın Doğu-Güneydoğulu vatandaşımız yaşamaktadır. Hiçbir zaman biz Osmaniye’de etnik fay hatlarını kaşıyan, tetikleyen bir toplumsal hadiseye rastlamadık. HDP’li seçmenlerle MHP’li seçmenin iç içe yaşadıkları bütün yerlerde durum aşağı yukarı budur. Mersin’in 1 milyon nüfusu varsa bunun yarısı doğu-güneydoğuludur. Demek ki Türkiye’de belli korkular üzerinden siyaset yapmak isteyenlerin sürekli gündemde tuttukları bizim de dikkatimizi çektikleri bir korkuya ve korkutmaya dayalı siyaset tarzı bu.”

Haberin Devamı

Kürtler’in seçimlerde siyasi hafızalarına bakarak tercih yaptıklarını ve 90’lı yılların çok önemli olduğunu söyleyen Miroğlu, MHP’nin o dönemi zarar almadan ve vermeden atlattığını vurguladı. Miroğlu, “Bu dönemin politika yapıcılarına, devlet içerisinde örgütlenmiş ulusalcı, ittihatçı kesimlerine bakalım. Hiçbirinin Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’ye sızamadıklarını görüyoruz. 90’ların kollektif suçlarına karşı kıyamet kadar dava açıldı. Hiçbir zaman MHP’li politikacıların ismi bu davalarda geçmedi. Türk milliyetçiliği böylesi netameli bir süreci zarar almadan ve zarar vermeden atlatabilmiş bir milliyetçiliktir. Bunun sahada iyi anlatılması gerekiyor” dedi.

‘Hedefleri belediyeler’

HDP’nin seçim stratejisinin hedefinde belediyeleri yönetmenin olacağını belirten Miroğlu, “Belki Meclis’te bir grup kurmaktan bile daha önemli bir şey bu. Grubunun olup olmaması HDP için önemli evet. Ama onlar açısından yerel yönetimler üzerinden PKK’nin kendini tekrar reorganize etmesi daha önemli bir siyasi hedef” vurgulamasını yaptı. Seçmeni belediye hizmetleri açısından geçmiş ve bugün arasında muhasebeye davet etmek gerektiğini belirten Miroğlu, “HDP geleneğinden gelen partilerin, 15 sene bölgedeki belediyeleri yönetiyor olmalarına rağmen, hizmet konusunda neredeyse sıfır mesafe katettiklerini halkımıza hatırlatmamız lazım” dedi.

‘MHP için fırsat’

Bahçeli’nin “Sorun varsa bu sorunların çözümü için gereken herşeyi birlikte yapabiliriz” mesajı verdiğine dikkat çeken Miroğlu, “Cumhur İttifakı, MHP için de bence bir fırsat. Bu bölgedeki örgütlenme yapısı ve teşkilatları zayıf kalmışsa, bu ittifak MHP için bir fırsata dönüşebilir. Bunu bölgede kendisini halka, seçmenlere anlatarak yapacak” görüşünü dile getirdi.

Haberin Devamı

‘HDP erimedi’

Miroğlu’na göre, HDP’nin düşürülen ve tutuklu milletvekillikleri üzerinden yürüteceği bir “mağduriyet” kampanyasının bölgede karşılığı olmayacak. “Mağduriyetlerin müsebbibi olarak hükümeti ve devleti görmüyorlar. ‘Siz ettiniz, siz buldunuz’ yaklaşımı söz konusu. Dolayısıyla 90’larda HDP’nin mağdur olduğu yıllardaki gibi sonuç alabilecekleri kanaatinde değilim” diyen Miroğlu, buna karşın, HDP oylarında bir erime de beklemediğini belirtti. Miroğlu, “Hepimizi şaşırtacak bir erime söz konusu değil.

Çünkü burada güçlü bir hikaye var. Hikaye evet sarsıldı, demokrasiye, sivil siyasete hizmet etmeyeceği görüldü. Paradigma çöktü ama her şeyden önce hikayenin yarattığı büyük bir trajedi, acı, yas var. İnsanlar belki de bu trajedinin gölgesinde kalarak gidip oy kullanacaklar. Ama bu bir siyasi tercih falan olmayacak. 30 yıldır peşinde koştuğunuz bir hikayeyi bir seçim daha desteklemiş olacaksınız o kadar” dedi.

Haberin Devamı

‘Ankara-Erbil ilişkileri artık normalleşmeli’

Ak Parti’nin HDP’ye oy veren, PKK’nın üzdüğü kesimlerin güvenini sağlaması gerektiğini kaydeden Miroğlu, “Eğer bölgeyi kısmen HDP’ye oy veren bir seçmen kitlesi ile tarif ediyorsak, bu kitlenin hangi söylemlere bakacağına da karar vermemiz lâzım” dedi. Miroğlu’na göre seçim sürecinde siyasi söylemlerde Ankara-Erbil ilişkilerinin normalleşerek muhafazakar Kürt seçmeni tatmin edecek düzeye gelmesi belirleyici olarak etmenlerden biri. Miroğlu, bunun için KDP ve KYB’nin siyasi bürolarının tekrar faaliyete geçmesine izin verilmesi, Habur’dan geçiş ücretlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Afrin anlatılmalı

Miroğlu, “Türkiye’nin sahada olmasının yolu Erbil ile normal ilişkilerin başlamasına bağlı” ifadesini kullandı. Ak Parti’nin seçim sürecinde güvenilir adaylar çıkarmasının da önemli olduğunu vurgulayan Miroğlu, “Güven politikasını sahada temsil edebilecek adayların olması çok önemli” diye konuştu.

Haberin Devamı

Afrin Harekatı’nın, orada ve Türkiye’de yaşayan Kürtlere karşı açılmış bir savaş olmadığının sürekli gündemde tutulması gerektiğini söyleyen Miroğlu, “Afrin dünyaya Türklerin Vietnamı olarak sunulmaya çalışıldı. Süreç başladığında ‘Afrin Kürtlerin özgürleşmesini sağlayabilir’ demiştim. Yanılmadığımı görüyorum. Kürt toplumunun özgürleşmesi, PKK hegemonyasının Irak, Türkiye ve Suriye’de kırılmasına bağlı” dedi.