Milliyet Executive Herkesin mesaisi biter, bizimki başlar...

Herkesin mesaisi biter, bizimki başlar...

09.11.2022 - 21:34 | Son Güncellenme:

Herkesin mesaisi biter bizimki başlar, onlarınki başladığında bizimki yine devam eder. Kültür - sanat hayatımın parçası, tutku duyduğum bir şeyi iş olarak yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Herkesin mesaisi biter, bizimki başlar...

Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM) Genel Müdürü Filiz Ova, “Kültür - sanat hayatımın parçası. Tutku duyduğum bir şeyi iş olarak yaptığım için çok şanslı hissediyorum” diyor. Herkesin mesaisi bitiyor, onlarınki başlıyor... 10. yılını kutlayan Zorlu PSM bugüne kadar 5 milyon sanatseveri çatısı altında ağırladı; tüm Türkiye’deki kültür-sanat faaliyetlerinin yüzde 15’lik bir hacmini karşılar hale geldi. Filiz Ova’ya Türkiye’deki kültür-sanat endüstrisinin son durumunu ve değişen trendleri sorduk...

Haberin Devamı

Avrupa’da sanatla iç içe yetiştiğinizi biliyoruz. Kariyeriniz nasıl şekillendi? İş yaşamınızda başlıca kilometre taşları neler oldu?

Almanya’da doğdum büyüdüm. Çocukların kendi yetenekleri doğrultusunda yetiştirildikleri bir okulda okudum. Benim de yeteneğim müzik ve tiyatro alanları üzerineydi. 8 yaşında keman çalmaya başladım ve 19 yaşına kadar devam ettim. Okulda orkestrada çaldım, konserler verdim. Bir dönem, gençlik filarmoni orkestrasına katıldım. Tiyatroda oynadım. Kısacası, çocukluğum ve gençliğim hep kültür sanatla geçti. Aslında kültür ve sanat her zaman doğal hayatımın hep bir parçası oldu. Dolayısıyla kariyerim de kültür sanat etrafında gelişti. Almanya’dayken benim için içgüdüsel olarak 2 şey vardı. Müzikle uğraşmak ve Türkiye’de yaşamak. Bütün kariyer, gelecek planlarımı Türkiye’ye gelmek üzerine kurdum, en büyük hedefim buydu. Kendime Almanya’da bir gelecek görmedim. Çok şanslıyım ki, şimdi Türkiye’deyim ve hayalimdeki mesleği yapıyorum. Türkiye’de meslek hayatına İKSV’de başladım. 2005’te İKSV’nin yaptığı “Şimdi Now” festivali vardı. Orada, rehberlik yaptım. Okulu bitirdiğim sırada da İKSV’de bir pozisyon açıldı, görüşmeye gittim. Kabul edildim ve hemen işe başladım. İKSV’den sonra İş Sanat’a geçince, müzik hayatımın merkezine oturdu. Şimdi de Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin Genel Müdürlüğü’nü yapıyorum. Harika bir ekiple çok güzel işler çıkarıyoruz.

Haberin Devamı

Tutkum işim, çok şanslıyım

Herkesin mesaisi biter, bizimki başlar...

Çoğu insanın mesai sonu kabul ettiği bir zaman diliminde ve hafta sonları daha aktif çalışıyorsunuz. Bu tempoyu nasıl ayarlıyorsunuz? İş ve özel yaşamınızı nasıl dengeliyorsunuz?

Evet, yoğun temposu olan bir mesleğimiz var. Herkesin mesaisi biter bizimki başlar, onlarınki başladığında bizimki yine devam eder. Ben bunu bir iş olarak görmüyorum... Kültür - sanat zaten dediğim gibi hayatımın bir parçası, tutku duyduğum bir şeyi iş olarak yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Türkiye’de kültür - sanat endüstrisinin büyüklüğü hakkında biraz bilgi verir misiniz? Zorlu PSM’nin buradaki ağırlığı nedir?

Haberin Devamı

Türkiye’de kültür-sanat endüstrisinin büyüklüğünü ve ekonomik olarak ne ifade ettiğini anlamak için TÜİK verilerinden yararlanabiliriz. 2020 yılına ilişkin kültür ekonomisi ve kültürel istihdam verilerine göre, kültür harcamaları 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5.9 artarak 60 milyar 346 milyon 102 bin liraya yükseldi. Kültürel sektörlerde faaliyet gösteren girişimlerin cirosu 2020’de 2019’a kıyasla yüzde 6.8 artarak 89 milyar 938 milyon 70 bin lira oldu. 2013 yılından kurulan dolayısıyla çok genç aynı zamanda çok dinamik bir kurumuz, bugüne kadar 5 milyondan fazla sanatseveri Zorlu PSM çatısı altında ağırladık. Bu zamana kadar geniş içerik yelpazemiz sayesinde farklı kitlelere ulaşarak bir performans sanatları merkezinden beklenenin de ötesine geçtik. Bugün tüm Türkiye’deki kültür-sanat faaliyetlerinin yaklaşık yüzde 15’lik bir hacmini PSM karşılıyor. Bu oldukça önemli bir oran.

Dövizdeki hareketlilik birçok ekonomiyi olumsuz olarak etkiledi, yurt dışından çok sayıda sanatçı getiren, yurt dışı bağlantılı birçok etkinlik düzenleyen bir kurum olarak bu durum sizi nasıl etkiliyor?

Haberin Devamı

Elbette birçok sektörü olduğu gibi dövizdeki bu hareketlilik kültür sanat sektörünü de etkiledi. Özellikle bizim gibi dünyaca ünlü sanatçıları, müzikalleri, grupları sahnelerinde ağırlayan kurumlar için bu durum daha da zor bir hal aldı. Çünkü bu sanatçıları getirtmek çok ciddi bir maliyet. Ve bu maliyet ister istemez bilet fiyatlarında artışa neden oluyor. Çünkü yurtdışından gelen her sanatçı, grup ya da performans ekibi döviz üzerinden çalışıyor. Durum böyle olunca maliyetlerimiz de değişiyor. Ancak biz kurum olarak kültür sanatı bir toplumun temel ihtiyacı olarak gördüğümüz için insanların sahnelenen eserlere erişimini sağlamak üzere biletlerin fiyatlandırılmasında elimizden gelen tüm özveriyi göstererek kurdaki hızlı yükselişi olabilecek en makul seviyede yansıtmaya çalışıyoruz.

Kültür endüstrisi toplumsal kalkınmanın olmazsa olmazı

Ekonominin ve toplumun iyileşmesinde ‘yaratıcı ekonomilerin - endüstrilerin’ rolü nedir? Siz nasıl bir işlev üstleniyorsunuz?

Haberin Devamı

Kültür sanat-eğlence sektörünün pandemi öncesi canlılığına kavuşması, gelişimi ve sürdürülebilirliği için daha istikrarlı projelere, desteklere ihtiyaç var. Bu alanda yaşanan kaybın en kısa zamanda telafi edileceğine inanıyorum çünkü pandemi ile birlikte bu konuda bir farkındalık oluştuğuna ve kurumların bu alana daha fazla yatırım yapmaya başladığına şahitlik ediyoruz. Yeni dünya düzeninde artık şu bir gerçek, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma için kültürün ve kültürel çalışmaların da desteklenmesi gerekiyor. Çünkü Yaratıcı Kültür Endüstrisi günümüzde toplumsal kalkınmanın olmazsa olmazı haline gelmiş durumda.

Tiyatroyla tanıştırıyor

Biz de Zorlu PSM olarak, grubumuzun Akıllı Hayat 2030 stratejisi doğrultusunda kültür sanatın sürdürülebilirliği için yeni projeler hayata geçiriyoruz. Tiyatro alanında sürdürülebilirliği sağlamak üzere PSM Atölye’yi geçen sezon başlattık, bu sezon da devam ediyoruz. Tiyatroya yeni yetenekler kazandırmayı hedeflediğimiz projede ücretsiz olarak 7 aylık bir teorik ve pratik eğitim modülü oluşturduk. Türkiye’nin önemli isimleri ve uluslararası isimler eğitmen kadrosunda yer alıyor. Ayrıca kültürel katılımı kolaylaştırmak da öncelikli hedeflerimiz arasında. Bu çalışmalardan birisi kısa bir süre önce, SosyalBen ve Toplum Gönüllüleri Vakfı ile birlikte hayata geçirdiğimiz “İlk konserim, ilk tiyatrom PSM’de” projesi. Zorlu PSM olarak bu projeyle, 10. sezonumuzda İstanbul’da dezavantajlı bölgelerde yaşayan hayatında hiç konsere ya da tiyatroya gidememiş yetişkinleri ve çocukları sahnelerimizdeki konserlerde ve tiyatrolarda ağırlamaya başladık. Zorlu Grubu’nun Akıllı Hayat kapsamında büyük önem verdiği erişilebilirlik alanında da adım atarak iş ortağımız Turkcell’in Hayat Ortağım projesi ile yeni bir iş birliğine gittik. Peter Pan ve Varolmayan Ülke müzikalimize sesli betimleme özelliği getirdik. Böylece görme engelli sanatseverler bir tiyatro oyununu sesli betimlemeyle izledi.

 Arşiv kayıtları ekstra gelir olabilir

Zorlu Performans Sanatları Merkezi 10. yaşını kutluyor. 10 senede kültür - sanat hayatında neler farklılaştı? Değişen trendler var mı?

knolojiyle birlikte her alanda olduğu gibi kültür sanat alanında da birçok değişim ve dönüşüme tanıklık ediyoruz. Aslında sanat, geçmişten günümüze teknolojik gelişmelerden oldukça etkilenmiş ve teknolojinin etkisiyle de dönüşmüştür. Ancak bu değişim pandemi ile çok daha hızlı bir dönüşüm içine girdi. Artık dijital ortamlar sanat için kullanılmaya başlandı ve sanat günlük hayatın içine yerleşme imkânı buldu. Yani şunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz, teknoloji ve dijital devrimle sanat ve kültürün üretim ve tüketim şekli farklılaştı. Hepimizin konuştuğu metaverse de yaşam alanımızın sanal dünyaya taşınmasıyla tetiklendi ve gelişti. Gösterileri, konserleri, toplantıları nasıl daha katılımcı hale getirebiliriz ihtiyacıyla hepimiz metaverse dünyasını konuşmaya başladık. Dijital devrimle birlikte sanat ve kültürün üretim ve tüketim şekli farklılaşıyor. Blok zinciri, NFT ve token piyasaları büyürken, yaratıcı hakların korunması ve kullanım ve paylaşım haklarının düzenlenmesi çok büyük bir gereklilik. Dijital mecralar ekstra bir gelir kaynağına da dönüşüyor. Örneğin arşiv kayıtlarına ücretli erişimin birer gelir kaynağı olacağını, tüm dünyada önem kazanacağını düşünüyorum. Bunu halihazırda sürdüren kurumlara yenileri eklenecek ve geliri koltuk sayısıyla sınırlı olan birçok kurum ve topluluk ekstra bir fon sağlamış olacak.

Canlı performansın gücü

Aslında biz dijital dünyayla yaratıcı endüstrilerin kesişeceği alanların da farkındaydık. Dijitalin hayatımıza ve sanata etkilerini ele alan toplantılar düzenliyor, bu alandaki yaratıcılardan oluşan komüniteleri oluşturmaya dönük çalışmalar yürütüyorduk. Geçtiğimiz eylül ayında 10. sezon açılış konserimizi gerçekleştiren Fazıl Say’a Yapay Zeka Veri Heykeli eseriyle eşlik eden değerli yeni medya sanatçımız Refik Anadol ile yollarımız da ilk kez Digilogue Summit’te kesişmişti. Bu yıl 20-21 Ekim’de 5. kez gerçekleştirdiğimiz Digilogue Summit’te en basit anlatımıyla insan ve teknoloji ilişkisine cevap arandı. Son olarak şunu söylemek isterim, pandemi sonrası dünya çapındaki araştırmalarda da karşımıza çıkan, bizim de sahnelerimizde gözlemlediğimiz, tüm bu gelişmelerle birlikte canlı performansların gücü ve yarattığı etki her zaman farklı bir yerde olacak gibi.

Dünyaları değiştiriyor

Her yeni sezonu programlarken nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?

Zorlu PSM, Zorlu Ailesi tarafından kültür sanatın dönüştürücü gücüne olan inançla açılan bir kurum. Açıldığımız günden bu yana Türkiye’nin kültür-sanat hayatına yön veren bir kurum olduk. Yeni sezonlarımızı programlarken hep seyircilerimizi daha iyisiyle buluşturma arzusuyla hareket ediyoruz. Önemli olan, hangi alanda olursa olsun, katılımcının şahit olduğu performansla “dünyasını değiştirmek”.