Milliyet Executive Kariyer hayatında 4 duygusal eşik

Kariyer hayatında 4 duygusal eşik

11.03.2024 - 06:07 | Son Güncellenme:

Bir araştırma, güçlü profesyonellerin kariyerleri boyunca dört farklı duygusal aşamadan geçerek iniş ve çıkışlar yaşadığını ortaya koydu. İşte ayrıntılar...

Kariyer hayatında 4 duygusal eşik

Ofiste geçireceğiniz bir gün duygusal açıdan inişli çıkışlı bir maraton gibi gelebilir; aslında bu durum muhtemelen tüm kariyeriniz için de geçerli. Bir araştırma, güçlü profesyonellerin kariyerleri boyunca dört farklı duygusal aşamadan geçerek iniş ve çıkışlar yaşadığını ortaya koydu. Mashable Türkiye'nin Daily Mail'den aktardığı habere göre, yeni olasılıklar için heyecanlanan bir acemiden, sistemle ilgili hayal kırıklığına uğramış deneyimli bir uzmana kadar hepimiz kendimizi bu adımlardan birinde görebiliriz. Habere göre, Bath Üniversitesi öncülüğünde yürütülen araştırmada araştırmacılar, kariyerlerinin çeşitli aşamalarındaki 50 avukatla görüşmeler gerçekleştirdi. Araştırmanın başyazarı Dr. Stefanie Gustafsson, ilerleme yönündeki yoğun taleplerin işe karşı güçlü bir duygusal bağlılık yarattığını öne sürüyor. Orijinal çalışma avukatlara odaklanmış olsa da Dr. Gustafsson, öğrendiklerinin neredeyse tüm mesleklere eşit şekilde uygulanabileceğine inanıyor.

Haberin Devamı

Adım 1: Tozpembe bir dünya!

Araştırmaya göre kariyerlerinin başlangıcındaki katılımcıların duyguları ağırlıklı olarak heyecan ve beklentiden oluşmakta. Şirketin yöneticileri ve kıdemlileri bu aşamada genç çalışana akıl hocalığı yapıyor, yol gösteriyor ve olumlu teşvikler sağlıyor. Katılımcılar arasından bir hukuk bürosu ortağı şöyle diyor: Genç yıldız adaylarımıza göz kulak olmak konusunda çok istekliyim ve bunun bir parçası da onlara birer yıldız adayı olduklarını hissettirmek. Bu hedef en başından itibaren hayati önem taşıyor ve yeni işe alınan kişilere sıkı çalışmaya, adanmışlığa ve fedakarlığa değer vermeleri öğretiliyor. Araştırmacılar ayrıca bu aşamadaki insanların işe öncelik vermek için ailelerini veya sosyal hayatlarını ikinci plana atmaya başladıklarını da belirtiyor. Hatta bu bireylere genellikle en az eşleri ve aile üyeleri kadar, meslektaşları ve yöneticileri de duygusal destek sağlıyor.

Haberin Devamı

Adım 2: Bir sıkıntı var ama...

Daha önce kendimizi değerli hissettiğimiz ve heyecan duyduğumuz kariyerimizin bir sonraki aşaması endişe ve korku aşamasıdır. Bu aşamada araştırmacılar, insanların duygularının büyük ölçüde olumsuz hale geldiğini buldu. Terfi mücadelesi yoğunlaştıkça, bir zamanlar akıl hocası ve rol modeli olan kıdemliler ve yöneticiler, artık yükselmeyi engelleyen, 'köşeleri tutan bekçiler' haline gelmekte. Araştırmacılar, hukuk bürolarında ortak adaylarının, mevcut ortakların oyu ile seçilmesi nedeniyle ortaya çıkan onay sürecinin yorucu ve stresli olduğunu keşfetti. Seçim süreçlerinde kıdemli meslektaşların yanında sürekli olarak en iyi davranışı gösterme ihtiyacı stresi artırmakta. Bu terfi stresi ya da örneğin başka işlerde kadroya girme stresi çok yorucu olabiliyor. Bir katılımcı "Neredeyse bir yıl boyunca bir kez bile rahat hissedemedim" diyerek zorlu süreci anlatıyor. Başarısız süreçler ise utanca ve çalışılan yerden ayrılmaya neden olabiliyor...

Adım 3: Kazanmanın haklı gururu!

Ancak bazen tüm bu stres ve sıkı çalışma karşılığını verir ve duygusal kariyerimizin üçüncü aşamasına ulaşabiliriz. Sonunda büyük terfiyi kazandığımızdan dolayı hislerimize gurur ve sevinç duyguları hakim oluyor. Önceki aşamanın tüm korkusundan sonra 'nihayet başardım' hissi çok güçlü bir duygusal tepki yaratır. Araştırmacılar, bu aşamada avukatların şirketle olan duygusal bağının derinleştiği sonucuna ulaştı. Bu aşamada, ekibin kıdemli üyelerine daha bağlı olduğumuzu hissediyoruz ve sonunda onları bekçiler yerine yoldaşlar olarak görüyoruz. Bu noktada ihmal ettiğimiz ailemiz ve arkadaşlarımızla telafi turlarına başlıyoruz!

Haberin Devamı

Adım 4: Bu ne? Dünün aynısı...

Fakat üçüncü aşamanın getirdiği tüm olumlu duygular sonsuza kadar süremezler. Çok geçmeden sevinç duygularımızın yerini hayal kırıklığı alabiliyor... Zira çokça çabalayıp ulaşılan noktadan sonra pek bir değişiklik olmuyor. Katılımcı avukatlardan biri şöyle dile getiriyor: Çok büyük bir değişiklik bekliyordum ama aslında hedefe vardığımda, bana daha fazla para ödeniyor ama hiçbir şey değişmedi. Sonunda bu avukatlar da kendi kıdemsiz avukat ekiplerine odaklanıyor, yıldız avına çıkıyor, gelecek neslin akıl hocası olmak ve döngüyü yeniden başlatmak için işe koyuluyor. Dr. Gustafsson, söz konusu çalışmanın yüksek stres getiren mesleklerde çalışanların duygusal ihtiyaçlarını desteklemek için bir aydınlatıcı olarak kullanılması gerektiğini aktarıyor ve şöyle noktalıyor: "İK ve yöneticiler, özellikle başa çıkma becerilerini geliştirme noktasında başarının kutlandığı başarısızlığın ise sıklıkla yaftalandığı kültürlerde çalışanlara destek sağlamayı düşünmeli ve onların stresini anlamalı."