Doğu Ekspresi hakkında mutlaka bilmeniz gerekenler

Her bir yanı farklı kültürler, farklı medeniyetler görmüş Anadolu toprakları üzerinde yaşamış tüm topluluklar var oldukları dönemlerde bölgenin verimli coğrafyasında dünyanın her daim önde gelen milletleri arasında yer almıştır. Ülkemizin Doğu bölgesinde konumlanmış ve tarihe iz bırakmış medeniyetleri yakından görmek için kış aylarında Doğu Ekspresi ismiyle gündeme gelen macera dolu tren yolculuğu, Ankara’dan 25 saat süren Kars yolculuğu ile son zamanlarda oldukça popüler oldu. Hatta hafta sonlarına denk gelen günlerde yataklı vagondan yer bulmak için 1 ay öncesinden bilet almanız gerekiyor. Bir günden fazla süren tren yolculuğu maceraperestlerin kulağına çekici gelse de maharetin aslında tren yolculuğunda değil Kars’ın kendisinde olduğunu gittiklerinde anlayacaklardır.

Biletinizi 1 ay öncesinden almalısınız

Peki nelere dikkat etmeliyiz? Öncelikle güzergahınızı belirleyin. Vakit kısıtlı olanlar gidişi uçakla, dönüşü trenle veya gidişi trenle, dönüşü uçakla yapmayı tercih ediyor. Bütçesi kısıtlı olan özellikle öğrenci gezgin dostlarımız iki yolculuğu da trenle yapabiliyor. Tren Ankara’dan akşam saat 6’da hareket edip ertesi gün akşam 7’de Kars’a varıyor. Kars’tan sabah saat 8’de hareket eden tren ise ertesi gün sabah 9’da Ankara’ya varıyor. Programınızı kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Trenin 40’tan fazla gara uğradığını unutmayın. Yolculuğunuzu hafta sonu yapacaksanız biletinizi 1 ay öncesinden almak gerekebilir. Belirli zamanlarda turistik gezileri teşvik etmek amaçlı TCDD yataklı vagon sayısını arttırsa da takviminizi iyi ayarlamanız gerekir.

Menüye göz atın

Kompartımanınızda geçireceğiniz zaman içerisinde kitap okumak, bilgisayarınızı yanınızda ise film izlemek, müzik dinlemek ve çevreyi izlemek gibi sınırlı sayıda etkinliğiniz olacaktır. Daha önce 25 saat araçtan inmeden yolculuk yapma ihtimalinizin düşük olduğunu tahmin ederek sizlere öneride bulunacağım şeyler olacak. Tatile çıkarken yemek yeme ihtiyacınız acıktığınızda aklına gelir ve tercihinizi en yakındaki dinlenme tesislerinde yaparsınız. Ancak bu yolculukta öyle bir şansınız olmayacak. Ya sefer tasınızı çıkaracaksınız ya da yemekli vagonun size sunacağı kısıtlı imkânlara mahkum kalacaksınız. Yolculuk öncesi günün menüsüne göz atmanız yararınıza olacaktır. Burada bir dip not geçeyim. Erzurum tren istasyonuna varmadan 45 dakika önce vereceğiniz Cağ kebabı siparişlerinizi istasyona vardığınızda restoran kuryelerinden teslim alabilirsiniz.

'Yüzleşme' fırsatı

Yolculuğa başladığınız ilk saatlerde tatil arkadaşlarınızla tatilin hoş sohbetini yapıyor olabilirsiniz. Ardından kitap okumak, film izlemek, müzik dinlemek, trende gezinti yapmak gibi sınırlı sayıda yapacağınız aktivitelerden sonra kompartımanınızda size bolca zamanınız kalacaktır. Belki de bu yolculuğu, şehir yaşantısının hızına yetişemeyen insanlar olarak kendinizi düşünebileceğiniz, kendinizle yüzleşeceğiniz bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Sivas platolarının bozkırlarında saatlerce yol giderken, Fırat nehri kıyısından, Sarıkamış’ın karla kaplı bembeyaz düzlüğünden geçerken doğanın insana verdiği huzuru yakından hissedebilirsiniz.

Kars Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz

Kars’a vardığınızda birçok yerde Rus mimarisinden örnekler göreceksiniz. Şehrin görkemli binaları Rusların bölgeye hakimiyet kurduğu zamanlardan kalmış. Çoğu günümüzde ya devlet binası ya da otel olarak kullanılıyor. Küçük bir şehir olduğundan şehir içini gezmek 1 gününüzü almaz. Kars kalesine çıkarak şehri kuş bakışı görebilirsiniz. Bir avlunun içindeki cami ve kilise yapıları şehrin kültürel yapısını gözler önüne seriyor. Bunun somut örnekleri ise Kars Müzesi'nde sergileniyor. Milattan öncesi zamanlardan beri gelen tüm Kafkas medeniyetlerin günümüze ulaşan kalıntıların, yaşam şekillerini, geçim kaynaklarını ve inanışlarını müzeyi gezerek görebilirsiniz.

Kızak gezintisi, kayak, festival...

Buzla kaplı Çıldır Gölü üzerinde kızak gezintisine çıkabilirsiniz. Hele ki balık avcılığı yapan yerel halka denk gelirseniz bu ayrıcalığı yakından deneyimlemeniz tatilinizi eşsiz kılacaktır. Göl civarındaki restoranlarda yerel lezzetlerin tadına bakmadan geri dönmeyin. Bu lezzetlerin başında tandırda pişen kaz eti geliyor. Ayrıca Çıldır Gölü’nde, Selim’de, Sarıkamış’ta farklı zamanlarda düzenlenen Cirit festivallerine katılmanız farklılıklarla dolu tatilinize renk katacaktır. Sarıkamış Kış Turizmi Merkezinde becerilerinizen bağlı olarak kayak ve snowboard imkânlarından faydalanabilirsiniz.

Ani Harabeleri'ni görmeden dönmeyin

Son olarak yazının başında da belirttiğimiz gibi bölgenin tarihten beri büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptığı bilinen Ani Harabeleri'ni görmeden dönmek farklılıklarla dolu tatilinizi eksik bırakmak anlamına gelir. Şu an harabe olsalar bile hayranlık uyandıran ve ayakta kalan birkaç görkemli yapıyı görmek binlerce yıl öncesinde ihtişamlı bir devletin var olduğu izlenimini düşünmek işten bile değil. Bugün Ermenistan ile sınırımızı oluşturan Arapçay Kanyonu kıyısında konumlanan etrafı surlarla çevrili en az yüz bin kişinin yaşadığı şehir sırası ile Urartuların, Bagratlıların, Bizanslıların ve Selçukluların egemenliğinde yönetilmiştir. 1319 yılındaki depremden etkilenen şehir Timur’un sefer düzenleyip tahrip etmesinden sonra küçülmeye başlamış ve 1535 yılındaki Osmanlı – İran savaşları ile tamamen terk edilmiştir.

1001 kiliseli ve 40 kapılı şehir olarak bilinen Ani’de ayrıca 800 den fazla mağara bulunan bir yeraltı şehrinin de var olduğu bilinmektedir. Günümüzde egede bulunan antik şehirler kadar rağbet görmese de büyüleyici yapısı insanlığın nereden gelip nereye gittiğini de bir kez daha gözler önüne serecektir. Şimdiden iyi gezmeler!