Geri Dön
Google medyayı nasıl dönüştürdü?

Google medyayı nasıl dönüştürdü?

Gelişen iletişim teknolojileriyle birlikte yeni dünya düzeninin odağı internet oldu. İnternetin yaygınlaşması, kullanıcıların farklı mecralarda ürettikleri bilgilerin tek bir noktada toplanmasını ve algoritmalar aracılığıyla ayrıştırılarak anlamlı bilgilere ulaşılmasını sağlamakta. Bu tarz üretim biçimlerine ve algoritmalara sahip olan şirketler öne çıkıyor. Google da bu şirketlerden biri. Gelin hep birlikte Google’ın ekonomi politiğine ve medyayı değiştirme gücüne Molatik olalım...

Aygül Atay
Aygül Atay

Yurt odasında başladı

Google, 1995 yılında Larry Page ve Sergey Brin tarafından Stanford Üniversitesi'nin yurt odasında 5 yılın sonunda oluşturulmuş bir sistem. Başlarda basit bir arama motoruyken günümüzde android telefonlarda da bulunan uygulamaları ya da Chrome gibi tarayıcıları bünyesine alarak büyük bir güç haline geldi Google. On yıl içinde Silikon Vadisi'nin en büyük oyuncularından biri haline gelen Google, 90'ların sonunda oluşturulan Altavista gibi arama motorlarının hızla önüne geçti. İki kişi tarafından oluşturulan bu şirket daha sonra yetenekli girişimcilerin de eklenmesiyle büyük bir ekibe dönüştü. İsmi 'Googol'dan gelmekte ve anlamı matematikten büyük sayılardan biri olarak bilinmekte. İki ortak da bu kelimenin söylenişini kolaylaştırmak adına 'Google' ismini tercih etti. Google artık bu sayı gibi kocaman bir şirket halini aldı. Yeni medya teknolojilerinin en büyük şirketlerinden biri olan Google'ın ekonomi politiğini açıklamak, yeni iletişim ortamlarının ard alanını analiz etmek açısından yerinde olacaktır.

Bilgiye sahip olan güce de sahip olur

Karl Marx, toplumların gelişmesini üretim gücüne bağlamıştır. Marx, bunu söylerken elbette kendi dönemindeki şartlara istinaden, maddi olan bir üretim biçiminden söz etmektedir. Başlarda sanayi üretimi belirleyiciyken daha sonraki dönemlerde bilginin üretimi öne çıkmıştır. Yani sanayi sonrası toplumda enformasyon çağı denilen, bilgi ve verinin öne çıktığı bir döneme geçilmiştir. 1990'lardan sonra internetin ticari bir araç olarak kullanılmasıyla, internetle birlikte başka sektörler de gelişmiştir. Bilgi teknolojilerine sahip olan ülkeler zenginleşmiş ve güce sahip olmuş, geriye kalan ülkeler de bu ülkelere bağımlı hale gelmişlerdir.

İnternet ve internetin oluşturduğu tüm gelişmeler, bireylerin hayatını öngörür hale gelmiştir. İnternetin kullanımının yayılmasıyla, bireylerin farklı mecralarda verileri bir havuzda toplanarak birikmektedir. Geliştirilen algoritmalar ve veri tabanlarıyla bu bilgiler işlenmekte ve sonucunda anlamlı bilgiler bütünü elde edilmektedir. Bununla birlikte tüketicilerin ayrılarak hedef kitleye ulaşma yolları kolaylaşmakta, algoritmalar aracılığıyla belirlenen kitlelere yönelik içerikler üretilmeye çalışılmaktadır. Bütün gelişmeler büyük veriye -big data- sahip olmanın aynı zamanda doğru algoritmalara sahip olmanın güce sahip olmaya eşdeğer olduğu sonucunu çıkarmaktadır. Sosyal medya, arama motorları, alışveriş siteleri gibi alanlardan büyük veriler elde edilmektedir. Veri kaynaklarına sahip olan şirketler artık her şeye sahiplerdir. Bu şirketler uluslarası pazarda da iletişim açısından da egemen güçlerden biri haline gelmiştir. Küresel iletişimde egemen olan isimler/şirketler, ekonomik, siyasal ve toplumsal alanda da etki yaratabilir. Çünkü onlar artık bütün dünyada kullanılmakta ve bütün verilere ulaşabilmektedir. Google da bu büyük şirketlerden biridir.

Bir kültür oluştu

Arama motorunun kullanımı günden güne yaygınlaşırken, zamanla arama motoru kavramı Google ile özdeşleştirilmiştir. Google'ın ücretsiz olması ve bir sürü bilgiyi tek tıkla gözler önüne sermesi kullanıcıların oldukça ilgisini çekmiştir. Zamanla dijital dünyada gerek bilgiye ulaşım gerekse insanların birbirine ulaşımı konusunda aracı olan Google, birçok kişi için tercih edilen arama motoru olmuştur. Bu bağlamda dünya artık Scwartz'ın deyimiyle 'Google'ın dünyası'dır. Google yalnızca bir arama motoru değil, bir kültür haline gelmiştir. "Googlelamak" olarak isimlendirilen bu davranış, yaşamın içindeki bir devamlılığa dönüşmüştür. Artık kültür alanımızın içine girerek başlı başına bir kültür olarak nitelendirileceğimiz bir şey ortaya çıkmıştır, o da Google'dır. Gündelik yaşam pratikleri kültürel alanları yansıtmaktadır. Bu anlamda 'Google kültürü' olarak adlandırılabilecek bir gündelik yaşam pratiği oluşmuştur. Artık aradığımız her şey oradadır. Siber kültür olarak isimlendirilen ağların etkileşim biçiminin kültürü, günümüzde daha da özelleşerek aynı zamanda da globalleşerek Google odağında toplanmıştır. Yani Google artık hayatımızın her alanını düzenleme biçimimizden, algılayış biçimimize kadar etki etmektedir.

'Üretüketici' kullanıcılar...

Google kurumlar ve kişiler arası verileri ulaştırmada bir köprü niteliği taşırken, bunu ücretsiz yapmasıyla oldukça ilgi çekmektedir. Fakat aslında adeta bir medium olarak Google, bunu yaparken pazardan en büyük payı kendisi almaktadır. Kullanıcıların bilgilerini depolayarak bunu yapmaktadır. Kullanıcılar o sırada bunun farkında olmasa bile aslında tüketirken de oluşan ve işlenen birçok verinin de üreticileri ta kendileridir. Daha sonra kullanıcı bilgileri ve kapsamlı algoritması sayesinde Google bu verileri işleyip reklam pazarında satmaktadır. Bu şekilde Google en büyük kazanımı yarattığı bu kitle sayesinde kazanımlamaktadır, Fuchs'ın deyimiyle 'üretüketici' kavramı ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde bu üreten tüketicilerin üretim sürecine dâhil edilmesiyle kapitalizmin döngüsü tamamlanmaktadır. Google Books ile kullanıcılar ağa kitaplar yükleyerek bu sistem içinde aynı zamanda üretici konuma gelmiştir. Ayrıca bulut sistemiyle birçok verinin depolanması imkânını yaratan Google, Gmail ve Google Plus gibi sitelerle de bu amaca yönelik veriler elde etmektedir. Google daha sonra Android telefonlarda veri tabanını sağlamak ve alanını genişletmek adına Chrome ile işbirliği yapmıştır. Çünkü uygulamaların kullanılması Google'ın başarısının devamlılığı için oldukça gereklidir. Çünkü reklam için bu verilere ihtiyacı vardır. Başka türlü reklam satma gibi bir şansı yoktur.

Google'ın başarısızlığı

Google'ın başarısızlığı sosyal medya uygulamaları yönündendir. Facebook'a rakip olarak Google uygulamasını oluşturmuştur. Facebook'un öne çıkmasının sebeplerinden biri sosyal bağlam içinde kullanıcıların bilgilerine ulaşma arzını sağlayarak veri tabanını kuvvetlendirmiştir. İnsanların sosyalleşmek için adım attıkları bu platformda, üye olurken birçok bilgilerini girmeleri Facebook'un 'big data'sı açısından oldukça önemlidir. Çok daha fazla kişiselleşmiş bir platformdur ve kişisel bilgiler fazladır. Kullanıcılar bu mecraya üye olurken kişisel bilgilerini işlemektedir. Bu açıdan Facebook, Google için büyük bir veri tabanı niteliğindedir. Burada büyük bir platform rekabeti söz konusudur. Jan Van Dijk, bunun temel uygulama ve reklam satmak olduğundan bahseder. Dijk açısından, bu konunun tabanında web'in üç güçlü kanunu bulunmaktadır. Birincisi ağların dışsallığı kanunu, yani ağa çok kişi katılırsa ağa katılan kişi sayısının artacağını açıklayan kanundur. İkincisi ağ genişlemesi, yani web'in genişlemesiyle ve uygulamaların çoğalmasıyla kullanıcıların bunları kullanma ihtiyacının artması yönündeki kanundur. Güven kazanmak bu açıdan önemlidir. Google'ın bu kadar çok uygulama oluşturmasının sebebi de aslında budur. Üçüncüsü de ağlardaki güç kanunudur, yani her kullanıcının popüler olana yönlendirilmesi meselesidir. Google tüketicileri metalaştırmaktadır. Hem onların verileri, hem de bu veriler sonucu oluşturulan reklamlarla bunu yapmaktadır. Google, hassas kişisel verilere ulaşırken, Drive hesabı gibi özellikler aracılığıyla bireylere gizlilik politikasını ve kullanım şartlarını onaylatmakta ve daha sonra kullanıcıların her türlü verilerine ulaşabilmektedir. Çerezler gibi bildirimleri kullanıcıların karşısına çıkararak, bunları bir şekilde kabul ettirerek ve bu verileri, kişisel bilgileri şirketlere satarak kullanıcıları kapitalist pazarın bir metası haline getirmektedir. Tabii bu sebeple verilerin gizliliği de sorgulanan bir nokta haline gelmektedir. Google bunu rıza üretimi yoluyla yaptığı için kapitalizmin stratejileri ile Google'ın stratejileri birbirine oldukça benzemektedir.

Google ve reklam

Google, hedefli reklam gibi birçok özellik sayesinde reklamverenler açısında oldukça kârlı seçenekler oluşturmuştur. İki sistem de Google'ın elindedir. Google reklamverenden, Adwors yani tıklama başına ödeme, Adsense ile de gösteriminden gelir sağlamaktadır. Site trafiği için SEO (Search Engine Optimisation) ve anahtar kelimeler satın almak durumunda olan reklamverenler, reklam gelirlerini yükseltmek için de Google'a ihtiyaç duymaktadır. Fuchs bu şekilde kâr ya da reklam amaçlı kullanıcı bilgilerinin satılmasıyla, kullanıcıların metalaştığını ve sömürüldüğünü savunur. Google, kullanıcı bilgileriyle bireyleri gözetim altına alarak, onların davranışlarını kâr odaklı dönüştürmek için stratejiler geliştirmektedir. Bu ekonomik amaçlı bir gözetimdir.

Medyayı dönüştürdü

Google'ın, SEO (Search Engine Optimisation) ya da Google Search Console gibi özellikleri SEM (Search Engine Marketing) yani arama motoru pazarlaması gibi bir alanı da ortaya çıkarmıştır. SEO yani arama motoru optimizasyonu, anahtar kelime, güncel olma, alakalı olma ve güvenilirlik gibi kriterlerle arama motoru üzerinden ücretsiz trafik oluşturmak adına yapılan çalışmalardır. Kullanıcıların ya da reklam verenlerin trafik oluşturmak adına yaptığı bu işlemin ticari bir boyutu da mevcuttur. Google'ın asıl kârı, bilgiyi paraya çevirmesidir. Burada bilgi olarak adlandırılan, kullanıcı bilgileridir. Kullanıcı bilgilerinin Google'a sunulmasıyla karşılıklı kârlılık durumu elde edilmektedir. Google'ın gelirlerinden biri de internet sitelerinin onun reklamlarını yayınlamak durumunda kalmasıyla oluşur. Google'ın internet reklam sektöründeki payı oldukça büyüktür. Bu sebeple koşulsuz Google haber ve internet medyasını oldukça etkilemektedir. Çünkü algoritmadan dolayı medya içerikleri de yer yer manipüle edilerek şeffaflığını yitirmektedir. Bu anlamda Google medyayı dönüştürmüştür. Google aracılığıyla ortaya çıkan yeni sistemde medya içerikleri de tıklanmak ve gelir elde etmek amacıyla oluşturulmakta bu durum da medya içeriğinin yapısını değiştirmektedir. Google algoritmasının sürekli değişmesi ve şeffatlık açısından sorunlar yaratmasından ötürü bu durum internet haberlerini de etkilemiştir. "Son dakika" gibi başlıklar ve Google'ın sunduğu anahtar kelime özelliğiyle ön plana çıkan sahte haberler de haberciliğe yansıyan olumsuz etkilerdendir. Artık haberin içeriğinden çok tıklanma oranı önemli hale gelerek, tıklanmak uğruna haber içerikleri manipüle edilerek, haber özellikleri taşımayan içerikler de haber olarak sunulmaktadır. Arama motoru odaklı bir habercilik anlayışı ortaya çıkmıştır.

Google medyayı nasıl dönüştürdü

Anahtar kelimeler aracılığıyla...

Medya sadece ideoloji üretmez, aynı zamanda kapitalizmin satış çabasına hizmet eden ekonomik bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda Google da medyanın ideolojisi ile benzeşmekte ve bir 'medium' olarak, kapitalist ideolojiye hizmet eden bir araç halinde işlemektedir. Google bunu iki biçimde gerçekleştirir. Birincisi ağdaki içerikleri dizinleyerek, ikinci olarak da veri için içerik oluşturmuş olan kişileri ücretsiz olarak Google çalışanı yaparak gerçekleştirir. Anahtar kelimeler aracılığıyla ağını günden güne geliştirir. Aynı zamanda verileri ayrıştırarak reklam verenlere satmaktadır. Google'ın bir diğer özelliği olan güncelleme yapabilme özelliğiyle bireyler ücretsiz bir biçimde Google'ın hatalarını düzeltmekte ve ona hizmet etmiş olmaktadır.

Benzer İçerikler