Murat Özken

Murat Özken

murat.ozken@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2004 yerel seçimlerinin hemen öncesiydi.
Ege TV muhabiriydim.
Bugün, Kanal 35 Haber Müdürlüğü görevini yürüten Fiko (Fikret Yüce) kardeşim de kameraman o zaman...
Beraber, her gün bir ilçeyi geziyor, sokaklarda, meydanlarda vatandaşlarla röportajlar yapıyoruz.
Halk, mevcut belediye hizmetlerini değerlendiriyor, taleplerini sıralıyor, oy verirken hangi kriterleri gözeteceğini filan anlatıyor.
Bir gün, Narlıdere’deyiz...
Yaşlı bir amca, belediye hizmetlerinden memnun olmadığını anlatıyor.
Olamaz mı, gayet doğal değil mi?
Memnun olan da vardır, olmayan da; bu, her ilçe için geçerli.
Derken; birden ortaya çıkan birkaç kişi...
Önce o vatandaşa seslerini yükseltti, ardından bize yöneldi.
Mikrofonu tutmalar, kameranın vizörünü elle kapatmalar, itip kakmalar filan...
Bir yandan da, “Kim gönderdi sizi? Kimin adamısınız” türünden sözler.
Hani uysak, tekme-tokat gireceğiz birbirimize.
Anladık ki CHP’liymiş bu arkadaşlar, akılları sıra cengaverlik yapıyorlar.
* * *
Birkaç gün önce...
Yıllardır bitmeyen metro inşaatı nedeniyle mağduriyetin feriştahını yaşayan Hatay sakinlerinden küçük bir grup, şantiye sahasında toplandı, “Yeter artık, bitsin bu çile” dedi.
Defalarca, bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından, “Şu ay, şu gün bitecek” diye sözler verildiğini, hiçbirinin tutmadığını vurguladı, esnaf ve vatandaş.
Çeşitli basın kuruluşlarından arkadaşlarımız da oradaydı haliyle, haber yapmak için.
Derken, yine birden ortaya çıkan birkaç kişi...
Önce vatandaşlara sözlü tacizde bulundu.
Onları, “AKP’nin yönlendirdiğini” iddia ettiler.
Ardından da, basın mensuplarını, ‘yandaş’ olmakla suçladılar.
(İzmirlilerin duyarlılıklarına her platformda, sonuna kadar sahip çıkan İzmir basınına söyleniyor bu! Yorumu siz yapın.)
Arbede çıkacaktı ki, polis müdahale etti.
Etmese; koca koca insanlar, geçmişten gram ders almadıklarını sergilercesine, kafa-göz girecekler birbirlerine.
* * *
2004 yerel seçimini, Narlıdere’de, mevcut başkan Abdül Batur, yine uzak arayla kazandı.
Fakat şu noktaya dikkat...
Batur, ne o vatandaş konuştu diye kaybetti; ne de o kendini bilmezler sayesinde kazandı.
Aynı şekilde...
Birkaç ay sonra genel seçim var; CHP, İzmir’de kazansa ya da kaybetse...
Ne birkaç Hatay sakini tepki gösterdi diye kaybeder; ne de orada cengaverliğe soyunanlar sayesinde kazanır.
Şu ‘demokrasi’ denen olguyu, taşra zihniyetiyle algılamayı bir bıraksak...
Karşıt fikirlerin ‘normal’ olduğunu, olması gerektiğini kabul etsek...
Tahammül göstermeyi öğrensek...
İnanın, hepimiz için daha ‘huzurlu, akıllı, refahlı’ yaşamın ilk adımı, işte o gün atılmış olacak.