Birinci sınıf takımların ikinci kalite mücadelesiydi sanki...
Halbuki, şampiyonluk için oynayan, hatta bu sonuçla ve maç fazlasıyla liderliğe oturan Medipol Başakşehir bir yanda, Erol Bulut ile takdir gören Evkur Yeni Malatyaspor da diğer taraftaydı.
İlk yarıda golün dışında aman aman bir pozisyon görülmezken, iki taraf da cılız şutlarla birbirini yokladı. Ancak Visca’nın pozisyon üretme mahareti dün de kendini gösterdi. Attığı usta işi top, Elia’nın önüne öyle bir geldi ki, sanki geometrik hesaplamalarla adrese gönderilmişti. Hesapla-kitapla Ertaç’ın ulaşamayacağı noktadan geçir ve son haftaların gol ustası Elia ile buluştur... Bravo doğrusu...
Ev sahibinde Arda’ya yer bulma düşüncesi mi, yoksa Akhisar maçının ikinci yarısındaki takım portresi mi Mahmut Tekdemir’i stopere çekti, bunu en iyi tabii ki Abdullah Avcı bilir. Ancak kazanan her zaman haklı olduğuna göre Avcı’ya da “Neden?” demek de gereksiz...
Malatyasporlular ise çizgisini hiç bozmadan, askeri bir disiplin içinde nöbetini tuttu! Çünkü Başakşehir karşısında haddini bilmek her şeyden önemliydi. Bunu da en iyi bilen Erol Bulut’tu. Gilberto’nun girişiyle forveti ikiledi ama nafile...
İkinci yarıyı ne siz sorun ne ben yazayım. Durgun, cansız ve futbolu mikroskopla arayabileceğimiz bir 45 dakika... Başakşehir eğer golü ilk yarıda bulamamış olsa, ikinci devre böyle mi geçerdi? Sanmam.
Ancak gücü ekonomik kullanma düşüncesi, skoru korumanın gayreti ve yerini bulan doğru paslarla bunları yapabilmesi Başakşehir adına kabul edilebilir. Fakat Malatyaspor ne yaptı? Hiçbir şey... Rakibi bu kadar iyi tanıyan bir teknik adamın takımı bu olmamalıydı. Adam markajının kendisine yeterli olacağını düşünmüş ama nasıl gol atacağını hesaplayamamıştı. Duran bir toptan, biraz da tesadüfen bulabilirlerse ne ala... Aksi takdirde olgun ataklar (İlk yarıdaki birkaç pozisyon hariç) yok denecek kadar azdı.
Ne olursa olsun, nasıl kazanırsa kazansın, kazandı işte... Bu dakikadan sonra Başakşehir’i eleştirmek biraz insafsızlık olsa gerek... Üç büyüklere kafa tutan, liderliği -maç fazlasıyla da olsa yakalayan- bir takım için 90 dakika sonunda söylenecek tek söz, “Tebrikler” olur.
