O Tabak Bitecek!

Yemek ve uyku söz konusu ise muhakkak her annenin edeceği bir kaç cümle vardır. Ben ise yemek konusundan çok uyku konusundan muzdarip bir anne olarak sözlerimin (belki de sitemlerimin) çoğunu uyku kısmına ayırdığımı baştan söylemek isterim. Kızım Deniz Alya belli dönemler dışında beni yemek yeme konusunda çok fazla zorlamamıştır-belki de benim beklentim olması gereken düzeylerdeydi, o da bu düzeyi tatmin eden bir çocuk oldu diyebilirim. En azından geçirdiğimiz 2 buçuk sene için bu böyleydi.

Ancak yakın çevremde ve kendi danışanlarımda da gördüğüm anneler çocuklarını yetiştirirken en çok yemek konusunda sıkıntı yaşıyorlar . Ben 27 yaşındayım annem hala bu sıkıntı içinde, gözü hala tabağımda, tabağım bitmediğinde sitemli sözleri hala dilinde... Çünkü fiziksel sağlığımız yediklerimizle çok alakalı kabul ediyorum ancak psikolojik sağlığımız sadece yediklerimizden ibaret değil maalesef. Belki de bizim annelerimiz bunu gözden kaçırdılar. Ama şimdiki annelerin bu konuda daha dikkatli ve özenli olduklarını görebiliyorum ve bu beni mutlu ediyor.

Haberin Devamı

Yeme problemi yaşadıklarını söyleyen ebeveynlerin çocuklarına baktığımızda 3 tip problemi tespit etmek mümkün:

1.Seçici yeme

2.Az yeme

3.Destekli yeme

Bu sorunların temeli anlamaya çalışırken ise üç ana sebep üzerinden yeme bozukluklarına bakmak mümkün;

1. Organik sebepler

2. Psikolojik sebepler

3. Davranışsal sebepler

Organik sebepler

Öncelikli olarak bu problemlere organik yani fiziksel bir sorun sebep oluyor mu irdelenmelidir. Mesela reflüsü olan bir çocuğun yeme problemi yaşaması olası bir ihtimaldir. İnce motor kaslarında gelişim geriliği olan çocuğun yemeğini kendisi yemekte zorlanması veya otizm tanısı almış bir çocuğun seçici yeme problemi yaşaması kaçınılmaz olabilir. Bu nedenle, çocuk doktoru tarafından yapılacak olan tam tetkik ve tahliller sonrasında eğer fiziksel bir sebep bulunmazsa aileler diğer alanlara doğru yönlendirilmelidir. Bunlar ise psikolojik ve davranışsal alanlar olacaktır. Ya da bu üçünün etkileşiminin olduğu karmaşık bir tablo da söz konusu olabilir ve birçok uzmanla birden görüşmek gerekebilir.

Haberin Devamı

Psikolojik Sebepler

Psikolojik sebeplere baktığımızda çocuğun duygusal problemler yaşaması söz konusu olabilir. Belki çocuğunuz depresyonda ya da yoğun bir anksiyete içerisindedir ve belki de yeme alışkanlığını bunlar etkiliyordur. Örneğin, evde anne ya da babanın yokluğu, ölüm, boşanma, kardeş kıskançlığı, diğer bazı gerilim ve travmalar beraberinde yoğun bir korku, umutsuzluk, endişe ve stres getirdikleri için yeme dürtüsünü azaltıyor olabilir. Şehir değişikliği, ortam değişikliği, arkadaş problemleri, okul kaygısı, anne çocuk bağlanma problemleri vb. bu liste oldukça uzatılabilir. Yani temelde dediğimiz gibi çocuğa korku, endişe, stres ve umutsuzluk veren bir durum/olay söz konusu olabilir ve bunlar vücuda yaydıkları olumsuz kimyasallar sebebiyle yemek yeme arzusu nu baltalanıyor olabilir. Ancak bu sorunlar çözüldüğünde, ortadan kaldırıldığında yeme sorunu büyük ihtimalle ortadan kalkar ya da iyileşme gösterir. Eğer tam tersi kalkmıyorsa-yeme problemleri devam ediyorsa bu kez davranışsal alana doğru kaymak gerekmektedir.

Haberin Devamı

Davranışsal Sebepler

Kızım her anneanne ve babaanne ziyareti sonrasında eve döndüğümüzde büyük bir stres içine düşer ve beraberinde yaklaşık bir hafta kadar süren yeme problemleri yaşar. Yemek yemeyi reddeder ya da kendisi yemeyi istemez ve bizim yedirmemizi bekler. Biz bu duruma alıştık ve artık eskisi kadar reaksiyon göstermiyoruz. Çok az esnemeler yapsak da yemek yemeyle alakalı kurallarımızı fazla değiştirmeden ama ona da yemesi konusunda baskı yapmadan onun stres seviyesinin normale dönmesini bekliyoruz. Peki beklemezsek ne oluyor ortaya nur topu gibi davranışsal kökenli bir problem çıkıyor. Yani anne babanın davranışlarından kaynaklı bir yeme sorunu var ve bu sorunların tespit edilip çözülmesi gerekiyor.

Bu sebeple ben bazı maddeler halinde nasıl davranmamız/davranmamız gerektiğini kendi annelik ve uzman bakış açımı harmanlayarak sunmak istiyorum. Umarım bu sıkıntıyı yaşayan tüm anne babalara fayda sağlar.

-Bırakın kirlensin

Çok mu titizsiniz? Çocuğumu ya da evimi kirli görmeye dayanamıyorum mu diyorsunuz? Ya da temizlik yapmaktan canınız çıkıyor ve kendinize iş çıkartmak istemiyor musunuz? Siz değilseniz bile eşiniz, anneniz, arkadaşınız ya da bir komşunuz çok titiz ve bakışları sizi rahatsız mı ediyor? Bu soruların yanıtı evetse bir süre en azından çocuğunuz biraz daha büyüyene kadar temizlikle ilgili hassasiyetlerinizi aşağıya çekmelisiniz. Çünkü çocuk büyütürken evin temiz kalması hayal gibi bir şeydir. Ek gıdayla tanıştığınız andan itibaren bırakın yiyeceklerle kirlensin çocuğunuz. Yıkarsınız geçer. Mama sandalyesinin altına bir örtü serin onu da yıkayın o da geçer tertemiz olur. Ancak zihnimizi yıkamamız mümkün değil. Çocuğumuzun zihnini "yemek yemek kirli bir eylemdir" gibi yargılarla kirletmeyelim. Ne kadar titiz olsak da bir süre bu yanımızı törpülemeye çalışalım. Unutmayalım ki titizlik bulaşıcıdır. Çocuğunuza da bulaşabilir ve onu yiyeceklere dokunmaktan, yemek yerken zevk almaktan alıkoyabilir.

-Teklif edin, ısrar değil

Tadına bakmasını isteyin, ama sevmediyse ısrar etmeyin. Bir daha ki sefere o yiyeceği farklı versiyonlara sokarak şansınızı tekrar deneyin. Bence 6-7 yaşına kadar teklif etmekten vazgeçmeyin. Çünkü damak tadı zaman içerisinde genişleyebilir ve yeni tatlara fırsat verebilirler.

-Kurallarınız olsun

Her alanda olduğu gibi yemek konusunda da belli başlı net kurallarınız olsun ve bunlara sadık kalın. Mesela, yemek mama sandalyesinde yenilir, yarım saat içerisinde yemek yemeyi bitirmeliyiz, masadaki her şeyin tadına bakmalıyız vb.

-Örnek olun

Bırakın masada herkes kendi tabağıyla meşgul olsun. Çok gerekmedikçe müdahale etmeyin ve kendi tabağınızı zevkle bitirmeye bakın. Arada yediklerinize basit övgüler yapın ve onu teşvik etmeye çalışın. Özellikle onun bazı yemekleri yemesini gerçekten çok istiyorsanız, işe onları kendiniz sık sık ve zevkle tüketmeye çalışın.

-Rahatlayın

Bu konuda gerginseniz rahatlamanın yollarını arayın. Belki bir süre başka bir aile ferdine bu sorumluluğu vermek ve uzaklaşmak iyi gelebilir. Ya da düşünce şeklinizde sıkıntılar varsa onları değiştirmeyi deneyin. Bu konuyu takıntı haline getirerek çocuğunuz ile aranızda mesafe yaratmasına izin vermeyin.

-Algınızı kontrol edin

Belki de çocuğunuzun ihtiyacından fazla tabağı doldurup ona ulaşamayacağı bir hedef veriyorsunuz. Minik hedeflerle işe başlayın. Unutmayın önemli olan onun çok yemesi değil, kendi kontrolünde ihtiyaç duyduğu kadar yemesidir.

-Rutinleri es geçmeyin

Bir bebeğin ve çocuğun vazgeçilmez döngüleri, rutinler, rutinler, rutinler... Rutinlerinize eksiksiz ve saatinde uymaya özen gösterin. Bu çocuğunuzu daha iyi ve güvende hissettirecek, iştahlı bir şekilde yemek yemesine yardımcı olacaktır.

-Ailecek masada olun

Bir aile rutinini küçük yaşlardan itibaren oluşturulabilir. Özellikle akşamları tüm aile üyelerinin aynı masada olması, arada sohbet ederek yemeklerin yenmesi yeme eylemini daha da keyifli hale getirebilir. Ancak sadece yetişkinler kendi aranızda sohbet ederek ilerlerseniz muhtemelen o tabak bitmez üstüne üstlük farklı konuşma ve davranışlarla çocuğunuz dikkatleri üzerine çekmeye çalışabilir. Onu da sohbetinize dahil edin, gün içinde ne yaptığını sorun ve anlattığında dinleyin.

-Görmezden gelin

Ama tüm olumlu tutumlarımıza rağmen bazen her şey hayal edildiği gibi gitmez. Çocuğunuz sınırlarınızı farklı farklı şeylerle sınamayı hedef haline getirerek yeme eylemini sabote edebilir. Soğuk kanlı olun ve görmezden gelin. Unutmayın tepki de çoğu zaman çok iyi bir pekiştireçtir ve davranışın sönümlenmesine izin vermez. Sabote beklenenden uzun sürüyorsa yemeğine devam edip etmediğini sorun hayır cevabını alıyorsanız siz bitirene kadar odasında oyalanabileceğini söyleyin ve bir daha ki öğüne kadar ara öğünler de dahil herhangi bir atıştırmalık vermeyin.

-Acıktığında yesin

Acıkmadığını söylüyorsa ısrar etmeyin. Açlık ve tokluk onun himayesinde olmalı. Bir daha ki öğüne kadar ara öğün ve atıştırmalıkları kaldırmayı unutmayın. Muhtemelen diğer öğün saati gelmeden acıktığını söyleyecektir. Bunu ifade ettiğinde geri çevirmeyin bir ana öğünle karnını doyurmasını sağlayın.

-Küçük sürprizler yapın

Bazen onu mutlu edecek sürprizleri yemek sonuna ekleyin. Sürekli olmayan arada bir verilen ödüller teşvik edicidir.

-Sabırlı olun

Çocuğunuzun yaşına/ayına göre gelişim özelliklerinin farkında olun ve gelişiminin üzerinde beklentilere girmeyin. Ayrıca her eğitim bir öğrenme sürecidir. Zaman ve çokça sabır gerektirir. Başlarda çok kirli zamanlar sizi beklese de çocuğunuzun kendi çatal ve kaşığını kullanarak dökmeden saçmadan karnını doyurduğu günleri hayal edin.

-BLW'u araştırın

Bu konuda yazılmış bir çok kitap ve kaynak mevcut. Okuyun, araştırın tam olmasa da yarım BLW uygulayın ama deneyin. Çocuğunuza ve kendinize bir şans verin. Unutmayın önemli olan mükemmel olması değil, deniyor olması-olmanızdır.

Kolaylıklar dilerim,

Sevgiyle,

Nuray ER

https://psikolognurayer.blogspot.com.tr/

https://www.instagram.com/psikolognurayer/
nurayerr@gmail.com