Obezite ve Gebelik – Olması da Zor, Olduğunda da Zor

Obezite günümüzde tüm dünyada gittikçe daha da artan bir sorun haline gelmektedir. Bugün gelişmiş ülkelerde ki kadınların ortalama üçte biri fazla kilolu yada obezite sınırları içinde yer alıyor. Dolayısıyla bu kilolarla gebe kalmaya çalışan, bunu başaran ve başaramayan birçok kadın mevcut. Bugün bu kadınları konuşacağız.

Obezite:

Obezite söz konusu olunca artık herkes gibi siz de bunun yol açacağı ana sorunları ezbere biliyorsunuzdur. Klasik olarak şişman bir kişinin daha yüksek kalp krizi geçirme riskinin olduğunu, ya da bel fıtığı ve diz problemlerine aday olabileceği hatta ve hatta obezitenin olmazsa olmazı olarak neredeyse şişman herkesin ciddi oranda şeker hastalığına aday olduğunu hepimiz biliyoruz.

Haberin Devamı

Bugün obezitenin sizin de çok aklınıza gelmemiş olabilecek başka bir yanınından bahsetmek istiyoruz:

Fazla kilolarınız hamile kalmanıza engel oluyor olabilir!

Sevgili hanımlar yalnız sizin için söylemiyorum bunu; eşlerinizin de fazla kiloları erkek kısırlığına yol açabilmektedir. Bu yazıyı lütfen eşlerinizle birlikte okuyun!

Kadın obezitesi, elbette hamile kalan ve bebeğin hayatından sorumlu olan anne olduğu için çok çok önemlidir. Günümüzde doğurma çağındaki kadınlarda obezite oranı geçmiş yılların çok üzerindedir ve emin olun büyük bir hızla da artmaya devam etmektedir. Bu nedenle obezitesi olan hanımlarda gebelik üzerine çalışan hekimlerin bu konunun gerektirdiği bilgi ve donanıma sahip olması hem gebeliğin gerçekleşebilmesi ve hem de sağlıklı bir doğumla neticelenmesi açısından hayati önem arz etmektedir.

Gebelikte obezitenin neden olabileceği başlıca komplikasyonlar arasında
Gestasyonel Diyabet (yani hamilelik şekeri),
Eklampsi/Preeklampsi (Hamileliğin Hipertansiyonu),
Pıhtılaşma sorunları sayılabilir.

Obezitenin doğum sürecine olan olumsuz etkileri ise,
Kasılmaların gecikmesi yada tam oluşmaması (bu nedenle ilaçlarla uyarılmasının gerekmesi),
Erken zar yırtılması,
Sefalopelvik disproporsiyon (bebeğin başının annenin doğum kanalından büyük olması ve bebeğin kanala girememesi),
Sezeryan olasılığının artması,
Doğum esnasında bebeğin ve annenin hayati tehlikesinin daha yüksek olması sayılabilir.

Annenin Obezitesinin bebeğe olan olumsuz etkileri ise;
Makrozomi (İri Bebek),
Omuz Distosisi (bebeğin iriliğinden dolayı omuzunun annenin kemiklerine takılması),
Gestasyonel Yaşa Göre Büyüme Geriliği,
Geç Bebek Ölümü,
Doğumsal Anomali Riskinde Artış (özellikle Nöral Tüp Defektleri gibi omurilik sorunları)

Haberin Devamı

Obezite Gebeliği Nasıl Etkiler?

1. Obezite hormonlarınızın dengesini bozar!

Vücut ağırlığınız fala kilolu kategorisine girmeye başladıkça (VKI 25–29.9 kg/m2) vücudunuzda hormonal değişiklikler olmaya başlar. Hormonlarınızın doğal dengesi bozulunca, gebeliğin oluşması zorlaşır.

2. Obezite İnsülin Direncine neden olur.

Obezite ile birlikte hormonal dengenin bozulması insülin direncine neden olur. Bu şeker hastalığına giden yolda en önemli risk faktörüdür - ama aynı zamanda adet düzeninizi bozarak gebeliği zorlaştırır hatta engelleyebilir. İnsülin direnci “anovulasyon” oluşturur yani vücudunuz yumurta üretemez hale gelir.

Haberin Devamı

3. Obezite hem doğal yolla hem de tıbbi olarak gebe kalmayı zorlaştırır.

Obezite hamile kalmayı çok zorlaştırır. Bunun doğal yolla yada invitro fertilizasyon (IVF) dediğimiz yapay döllenme ile olması da fark etmez. Yani obezitesi olanlar için IVF daha akıllıca yada Pratik gibi bir önerme pek de doğru değildir. Obezite aynı zamanda düşük riskini de arttırır. Bu durum vücudunuzun bozulan hormonal dengesi dolayısıyla, düşük kaliteli yumurta üretmesiyle alakalı bir sorundur.

4. Obezite erkeklerin üretkenliğini de bozar.

Her ne kadar infertilite ağırlıklı olarak kadın cinsiyetin bir kusuruymuş gibi bir algı olsa da, aslında erkeklerde obezite birçok farklı nedenle kaliteli döllemeyi olanaksızlaştırır. Erkeklerde fazla yağ dokusu birikimi, testesteron hormonunu azaltır. Ayrıca obezitenin boyutu arttıkça hem gömük erkeklik organı hem de sertleşme güçlüğüne neden olarak sağlıklı bir cinsel bileşmeyi engeller.

5. Kalıcı ve Etkin Kilo Kaybı bu anlatılanların hepsini tam olarak düzeltir.

Hiç merek etmeyin. Obezitenin tedavisiyle yukarıda anlattığımız herşey, tamamen düzelir. Kilo vermeye başladıkça hormonal düzensizlikler ve obeziteye bağlı ortaya çıkan sorunlar tek tek düzelmeye başlar. Tabii bunun en temel yolu yaşam şeklinizi düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile değiştirmenizin olduğunu unutmamanız gerekir. Eğer obeziteniz var ve anllattığımız sorunları yaşıyorsanız, profesyonel bir yardım için bir uzman hekime danışmanızda fayda olacaktır.

Obezite ve Hamilelik ile ilgili Söylentiler ve Gerçekler?

Birçok fazla kilolu kadında vitamin eksikliği görülür.

DOĞRU!

Şişman kadınların %40’ında demir eksikliği, %24’ünde folik asit eksikliği ve %4’ünde B12 eksikliği görülür. Bu önemli çünkü özellikle Folik Asit başta olmak üzere belirli vitaminler, yenidoğanlarda omurga sorunları ve kalp hastalıklarının oluşmasını engeller. Kalsiyum ve demir gibi diğer mineraller, gebelik boyunca fetüsün gelişmesi için gereklidir.

Unutmayın ki vitamin eksiklikleri yemeğin miktarı ile değil, kalitesi ile alakalıdır. Obezitesi olan insanlar sebze, meyve ve kompleks karbonhidratlardan ziyade, hamurişleri, tatlılar ve rafine gıdalar gibi kalorisi yüksek ama besinsel değeri düşük yiyecekler ile beslenme eğilimindedirler.

Kilolu kadınlar hamileliklerinde daha fazla kilo almalıdırlar.

Bu Bir Yanlış İnanıştır!

Uluslararası saygın bir toplum sağlığı araştırma kuruluşu olan Institude of Health (IOM), “Hamilelikte Kilo Alımı” konusundaki kılavuzunu 2009 yılında yeniden düzenleyerek yayınladı. Bu kılavuzda gebelik esnasında alınması gereken kilo miktarının 7-10 kg arasında olması önerisi, 4,5-5 kg düzeyini aşmaması olarak yeniden güncellendi.

Geçmiş araştırmalarda, obezite varken hamile kalan ve gebelik süresince aşırı kilo alan annelerin çok yüksek komplikasyon oranlarına sahip oldukları anlaşılmıştır. Bunların başlıcaları olarak erken doğum tıbbi gereksinimi, sezeryan doğum ihtiyacı, doğum kasışmalarının gecikmesi ve ilaçlarla uyarılmak zorunda kalınması, gebelik yaşına göre iri bebekler ve bebekte hipoglisemi sayılabilir.

Eğer bir anne adayı obezitesi ile hamile kalmış ise, daha ilk muayeneden itibaren doktoru gözetiminde planlı bir kilo yönetimi programı ile izlenmelidir. Gebelik boyunca kontrolsüz kilo alımı önlenen şişman kadınların, sağlıklı bir gebelik yaşama oranlarının arttığı çok net gösterilmiştir.

Eğer obeziteniz var ve hemile kalmak istiyorsanız, öncelikle kalıcı ve etkin bir kilo kaybı için araştırma yapmalısınız. Diyet ve egzersiz öncelikli ve her tedavinin ayrılmaz parçasıdır. Diyet ve egzersizin tek başına yetmediği durumlarda, kilo düzeyinizin gerekliliğine göre Mide Botoksu ve Mide Balonu gibi endoskopik yöntemler ile Morbid Obeziteniz varsa Obezite Cerrahisi’ne kadar uzanan çok çeşitli, etkin kilo kaybı elde edeceğiniz yöntemleri konusunda uzman ve deneyimli hekimlerle birlikte güvenle uygulayarak, kendinizi sağlıklı bir bebek için hazırlayabilirsiniz.

Şişman annelerde erken doğum riski, normale göre daha yüksektir.

Yanlış Bilgi!

Şişman kadınlarda tıbbi gereksinim nedeniyle erken doğum oranları göreceli daha yüksektir. Bunların nedenleri arasında pek anlaşılabilir olarak, annenin gebelik diyabeti, annenin hipertansiyonu gibi anneye ait faktörler sayılabilir. Ancak bu tıbbi gereklilikler dışında, tam da beklenenin tersine, obezitesi olan annelerdeki kendiliğinden oluşan erken doğum riski normal kilodaki annelerden %20 oranında daha düşüktür! Bunu izah edebilecek bir tıbbi bulgu da elimizde yoktur. Bilimsel olarak gösterilmiş olmasa da, şişman kadınların içinde bulunduğu hormonal süreçlerin bunda rolü olabileceği düşünülmektedir.

Astım ve Uyku Apnesi gibi obeziteye bağlı ortaya çıkan solunumsal sorunlar, akciğer dışı gebelik sorunlarına (sezeryan ihtiyacı ve gebelik yüksek tansiyonu gibi) daha çok yol açabilmektedir.

Tamamen Doğru!

Şişman kadınlarda solunumsal problemler doğal olarak daha fazla görülür. Bunun en temel nedeni artan karın içi yağlanma nedeniyle, akciğerin körük gibi karın içine doğru açılmasını sağlayan diyafram kasının, obezite nedeniyle kısıtlanmasıdır. Yani obezite, bir şekilde akciğerin genişleyerek havayla dolmasını kısıtlayan “Kısıtlayıcı bir Süreç” olarak tarif edilebilinir. Bu kilolarıyla hamile kalan kadınlarda, örneğin var olan astımın % 30’lara varan bir alevlenmesinin olduğu tespit edilmiştir. Bu normal kilodaki astımlı hastalardan bir buçuk kat daha fazladır.

Tıpkı obezitenin kontrol altına alınması gerektiği gibi, hamile kalmayı planlayan şişman ve solunum problemli annelerde bu sorunlara yönelik önlemlerinde multidisipliner bir yaklaşımla kontrol altına alınarak gebe kalınması önerilmektedir. Bütün bunların altında yatan neden olan obezitenin etkin kontrolü, tek başına birçok sorunu çözer.

Şişman kadınlarda emzirme oranları daha yüksektir.

Yok öyle birşey!

Şişman annelerin emzirme oranları genele göre daha düşüktür. Şişman annelerin sadece %80’i emzirmeye başlayabilir ve %50’sinden azı bunu 6 ay kadar devam ettirebilir. Bu genellikle doğum sonrası kiloların verilememesi ile de alakalı olup, annelerin bu konuda desteklenmesi önemlidir.

Şişman anneler için emzirme çok zorlu bir iş olabilmektedir. Her ne kadar meme boyutları büyük de olsa, sütleri geç oluşur ve miktarı azdır. Yaygın olarak şişman annelerin, bereket ve bollukla özdeşleştirilmelerine rağmen, memenin boyutu ve annenin şişmanlığı ile bebeğin sağlılık gelişiminin bir ilgisinin olmadığını artık çok net olarak biliyoruz.

Şişmanlık nedneiyle erken doğan bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde uzun dönem küvözde bakılmak zorunda kalarak, daha ilk dakikalardan itibaen annelerinde ayrı kalmaktadırlar. Bu nedenle yeterli uyarıyı almayan ve zaten üretkenliği kısıtlanmış olan şişman annelerin süt verme ihtimalleri daha da azalmaktadır.

Bu annelere doğumdan bile önce bir takım emzirme teknikleri eğitimi ve meme boşaltma pratikleri kazandırılmalıdır. bebebğinden ayrı kalan annelerin, bebeği varmışcasına, düzenli olarak meme pompalarıyla süt sağmaları, yakında gelecek olan bebeğe kendilerini hazır tutmalarına olanak tanıyacaktır.

Obezite Cerrahisi ve Gebelik

Buraya kadar Obezitenin hem hamile kalmaya nasıl engel olduğunu hem de obeziteyle hamile kalındığında hem annenin hem de bebeğin ne kadar riskli bir süreçle karşı karşıya kaldıklarını çok açık anlattım. Bu nedenle eğer obeziteniz varsa, lütfen planlı bir gebelik için bilinçli adımlar atın. Gebe kaldıktan sonra değil, gebe kalmayı planlamaya başladığınız anda bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurun. Obezitenizin durumuna göre kilo verme programınızın planlamasını kadın hastalıkları ve doğum uzmanınız ile birlikte, endokrinoloji uzmanı, diyetisyen ve gerekiyorsa obezite cerrahisi uzmanınız birlikte yapmalıdır.

Obezitenin temel tedavisi diyet ve egzersizdir. Bunun yetersiz kaldığı durumlarda, eğer vücut kitle indeksiniz 35 kg/m2 üzerinde ise ve eşlik eden sağlık sorunları varsa, etkin ve kalıcı bir kilo kaybı için obezite cerrahisi konusunda bilgi almanız, sağlıklı ve etkili bir hamilelik sürecine size en doğru şekilde yönlendirecek bir tedaviyi tanımanıza olanak tanır.

Daha önce çeşitli obezite cerrahisis ameliyatlarından birisi ile kilo vererek hamile kalmış kadınların, öncelikle obezite cerrahları ile görüşmeleri ve kadın doğum uzmanlarına destek olacak şekilde beslenme ve vitamin desteği konularında önerilerinin alınmasını sağlamaları yeterlidir. Obezitesinden etkin kurtulmuş bir anne, her zaman için eski halinden çok çok daha kolay, güvenli ve sağlıklı bir hamilelik süreci yaşar.

Size de sağlıklı, mutlu ve kolay bir gebelik süreci yaşamanızı dilerim.

Dr. Tuğrul Demirel
Genel Cerrahi Uzmanı
Obezite ve Diyabet Cerrahisi