Ödev Yapmak Sevilebilir mi?

Ne yazsam diye düşünürken hem öğretmen hem öğrenci olan değerli bir okurumdan “ödevi öcü olmaktan, zor olmaktan nasıl çıkarabiliriz” diye bir soru geldi. Ben de ihtiyacı olanlar için bu konuya dair fikirlerimi paylaşmak istedim. Ödev dediğimizde aklımıza hemen okul ödevleri geliyor; ama tek ödevimiz bu değil. Yaşamda da bazı ödevlerimiz var. Sosyal bir varlık olarak, insan olarak yerine getirmemizin zorunlu değil de sorumlu olduğumuz evrensel ahlak ilkelerini uygulamak ve kendimizi bilmek için aklımızı kullanmak. Ama bugünün ana konusu: okul hayatından gelen ödevi nasıl isteyerek yapabiliriz…

Haberin Devamı

Öncelikle ödev kavramının kişide göreceli bir anlamı vardır ki bu da ödevi o kişi için sevimli ya da sevimsiz yapar. Sevimliyse motivasyonumuz yüksek olur, istekli bir şekilde ödeve yaklaşabiliriz. Sevimsiz bir anlam olduğunda kaçmak isteriz ama zorunluluk varsa ıstırap halinde yaklaşırız. Ancak ıstırap içindeyken beynimiz öğrenmeye direnç gösterdiğinden ya öğrenemeyiz ya da gereğinden fazla zaman harcarız. O zaman sorumuz şu: “Ödevin bende yarattığı anlamı değiştirebilir miyim?” Cevap: EVET (İstersek bunu yapabiliriz).

Zorunluluk getiren her şey bizim tarafımızdan tepkiyle karşılanacağı için ödev konusunda bir anlam değişikliği yaparken öncelikle onu zorunluluktan çıkartabiliriz. Mesela kendi rızamızla ödevin bizim sorumluluğumuz olduğunun seçimini yapabiliriz. Eğer zorunluluktan çıkaramıyorsak ödevden de vazgeçemiyoruz demektir; o zaman ödevin anlamını daha olumlu bir yere taşıma çabasına girebiliriz. Tabii ödevden vazgeçebilirim diyorsanız hemen vazgeçin ve sonrasında olacakların da sorumluluğunu alın derim :) Yok vazgeçemiyorsak ödevi severek yapmanın ya da en azından bizim için olumlu bir amaca bağlayacak bir köprü görevi gördüğünün anlamını yaratmanın yollarını aramalıyız.

Tekrar anlam değişikliğine dönersek; ödev bizi belirli bir amaca ulaştırmak için aracı olmaktadır. Peki, neye ulaştıracaktır? İyi bir not, sınıfı geçmek, okulu bitirmek, duruma-bilgiye hâkim olmak, bilen olmak… gibi. Sorumuz şu: Ödev yapmak (ya da ders çalışmak) bana ne sağlar? Bana ne kazandırır? Muhakkak kayda değer birkaç cevabınız vardır. Eğer ödev yapmak (ders çalışmak) sınavlardan rahat geçmemi, dolayısıyla vaktinde okulu bitirmemi ve yaz tatilini uzun uzun yapmamı; ileride de mesleğimi çok daha iyi icra etmemi sağlayacaksa bütün bunlar olduğunda ne hissederim sorusunu sorup bedenimizde hoşluk yaratan duyguyla temas ederek motivasyon fitilimizin ucunu ateşleyebiliriz.

Haberin Devamı

Eğer bir durum kaçınılmazsa acı çeke çeke kendimize ıstırap yaratmak yerine durumu kabul edip o duruma karşı olan tepkimizi, bakış açımızı değiştirebilme irademizi kullanmak çok daha akıllıca olacaktır. Ünlü filozoflardan Epiktetos’un yaşam felsefesi yöntemi gibi: “Başıma gelenin ne olduğu değil, benim onunla nasıl baş ettiğim önemli. Benim kontrolümde olan durumları çaba ve emek harcayarak değiştirebilirim, kontrolümde olmayanları kabul eder ona verdiğim anlamı ve tepkimi değiştirebilirim.” İşte bu bakış açısıyla ödevle ilgili bir değişiklik yapabiliyorsanız yapın, yapamıyorsanız ödeve verdiğiniz anlamı, ödeve olan bakış açınızı değiştirin. :)

Haberin Devamı

Diğer yaklaşım da ödevi biri size vermeden önce siz seçebilirsiniz. “Ödevi (ders çalışmayı) kendi irademle bana ileride fayda sağlayacağı için kendim seçiyorum” zihniyetine geçebilirsiniz. Yazacaklarım şimdilik bu kadar :) Her insan kendi içinde ayrı bir dünyaya ve ayrı nörolojik bağlantılara sahip olduğu için mümkün olduğu kadar genel yöntemler sunmaya çalıştım. Umarım bu yılki okul döneminde bazı kişilerin daha rahat ödev yapmasına ve ders çalışmasına vesile olabilmişimdir. :)

Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu

www.arzubiyiklioglu.com

instagram.com/arzu.biyiklioglu/

facebook.com/arzubiyikliogluofficial/