Önder Özen

Önder Özen

onder.ozen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üzülerek ve biraz da utanarak son bir süredir gazeteleri iyi takip etmediğimi söylemek zorundayım. Bu yüzden hangi gazete ne durumda çok iyi bilmiyorum. Ancak şunu gayet iyi biliyorum; çocukluğumda Milliyet okuru olmak bile saygın bir durumdu. Dilerim yazarı olmak da öyle olur...

İlginç bir ilk yarı yaşadık. Son şampiyonumuz ligde ve Avrupa’da iki üçüncülükle hayal kırıklığı yarattı. Beşiktaş olgun oyuncularla güçlendirdiği kadrosuyla ligimizin ‘hızlı treni’ oldu. Fenerbahçe ise yavaş başladığı ligi güçlü oyunlar oynayarak bitirdi.

Haberin Devamı

Devre arasında takımlar Antalya’da çalışırken, yöneticiler de transfer masasında mesaiye kaldılar. Bu boşlukta ligin ilk üç sırasına bir göz attık...

BEŞİKTAŞ; BU SENE O SENE Mİ?

Beşiktaşlı taraftarlar son üç sezona başlarken umutlarını şöyle dile getirdiler; Bu sene o sene!

Umut etmekte haklılar. Zira takımın çekirdeği giderek olgunlaşıyor. Bu sezon ayrıca Gomez, Rodolfo ve Beck gibi üç olgun oyuncu ve koşarak Beşiktaş’a gelen Quaresma da kadroda. Şenol Güneş’in oyun anlayışıyla, takımın enerjisi çok başarılı bir ilk yarı performansı üretti. Savunmada zaman zaman arızalar oluşsa da her sorunun üstesinden gelebilecek bir hücum hattı var Beşiktaş’ın. Eğer bu sene o seneyse sezonun hikayesi muhtemelen 1-2-3 gol yetmez mottosuyla anlatılacak. Peki bu kadroya takviye gerekli mi? Bir bakalım...

Orta saha ve hücum hattında hem sahadakiler, hem de kulübeden gelenler maksimuma yakın performansla ilk yarıyı tamamladı. Şenol hoca en çok burada rahat. Töre, Olcay ve Quaresma üçlüsünden ikisi sahada, biri ise kulübede kalıyor ancak hiçbiri için yedek diyemeyiz. Yedek diyebileceğimiz Kerim 205 dakikaya 3 gol, 1 asist sığdırmış.

Kıyaslarsak; Beşiktaş’ın son tercihi Kerim’le Galatasaray’ın ilk tercihi Yasin (1230 dk) aynı sayıda tabela yapmış. Üşenmeyip bir kıyas daha yapalım; Fenerbahçe’de hücuma en yakın orta saha oyuncusu Diego 1 gol, 3 asistle ilk yarıyı bitirmiş. Nispeten kaleye daha uzak oynayan Oğuzhan ise 5 gol ve 5 asistin sahibi. Bu kıyaslamalar hücum zenginliğini ve üretkenliği göstermek için yeterli olsa gerek.

Haberin Devamı

Transfere gelirsek; Şubat’ta Tolgay, Mart’ta Veli takıma dönüyor. Nisan’da ise asrın transferi var; Beşiktaş evine dönüyor. Nisan ve Mayıs’ta Beşiktaş’a 11 sağlam oyuncu yetebilir. Ancak ikinci yarının ilk 8-10 maçı için mutlaka 3. stoper alınmalı. Kaleye sanırım tartışmaları bitirecek bir transfer düşünülüyor. Bu kadarı, bu seneyi, o sene yapabilir.

FENERBAHÇE; MAYIS HASAT MEVSİMİ OLABİLİR Mİ?

Fenerbahçe yönetimi görülmemiş transferlerle, şahane bir takım teslim etti Pereria’ya. Olgun, sert ve güçlü bir ekip oluştu. Öyle ki Fatih hocanın, ölüm-kalım maçlarında gözü kapalı sahaya sürdüğü Şener ve Caner bazen ısınmaya bile kalkamıyor.
Asları ve yedekleriyle her şeyin üstesinden gelebilecek bu kadro sezona çok yavaş başladı. Normaldir. Yeni 10-12 yeni transfer ile yeni ve yabancı bir hoca için biraz zaman verilmeli. Sayın Başkan 10 hafta zaman verdi ve söylenenler doğruysa Mersin deplasmanından önce küçük bir toplantıyla Fenerbahçe’ye ivme kazandıran hamleyi yapmış oldu. Bazen gerekir bu. Mersin deplasmanıyla birlikte daha üretken bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Takım savunması zaten beton gibi. Değil gol atmak, pozisyon üretmek bile çok zor Fenerbahçe’ye karşı.
Avrupa’da devam edilmesi ise takım yönetimi açısından çok büyük avantaj. Avrupa serüveni takım içi dengeleri korumak, rekabeti güçlendirmek ve asık suratlı oyuncu sayısını azaltmak için iyi bir fırsat olabilir. Ancak daha da önemlisi Fenerbahçe bu sezon Avrupa’da sonuna kadar gidebilir. Ligde akıcı oyunu engelleyen savunmacı orta saha tercihleri Avrupa’da çok iş görür. Aykut Kocaman’la çıtayı yarı finale koymuş olan sarı-lacivertliler bu kez çok daha güçlü ve zengin bir kadroya sahip. Neden olmasın?
Transfer ihtiyacı sorusuna ise kestirmeden ‘hayır yok’ cevabı verebiliriz. Belki bir üçüncü santrafor. Hepsi bu. Takımın tek ihtiyacı Pereria’nın korkacak bir şey olmadığını görmesi. Bunu gördüğünde Mayıs ayı, Fenerbahçe için hasat mevsimi olabilir.
GALATASARAY; ÇÖKÜŞ MÜ, BAŞLANGIÇ MI?
Son sezonun üç kupalı şampiyonu Galatasaray çok tuhaf bir ilk yarı izletti. ŞL grubunda üçüncülük makul olabilir. Ancak oynanan oyunlar yakışmadı Avrupa fatihine. Ligde ise özellikle son haftalarda epey geriye düştü puan olarak. Bu da olabilir. Fakat Hamza hocanın ayrılışı daha şık olabilirdi.
İlk yarı boyunca epey yara aldı Galatasaray. Şimdi yaraları sarma zamanı. Görev, ustalığını defalarca ispat etmiş Mustafa Denizli’nin. İlk basın toplantısında söylediği gibi baskıya alışık bir teknik adam. Hepimizin merak ettiği ise yaraları sararken ‘budama mı yapacak yoksa pansuman mı’ bekleyip göreceğiz.
Aslında elinde Muslera, Chedjou, Selçuk, Senijder ve Burak gibi uluslararası deneyim ve kaliteye sahip şampiyon sporcular var. Ancak takım sahada ‘duygusu düşük’ görünüyor. Mustafa hocanın, takımı ayağa kaldırması için önce duyguyu yükseltmesi gerekiyor. Bu konunda tek bırakılmamalı.
Zira takım içinde duygu yükselişi biraz da transferlere bağlı. Burada top yönetimde. Yapılacak transferler Galatasaray’ı düzlüğe çıkarabilir. Şampiyon yapmasa da da yarışın içinde ve diri tutabilir. Aksi halde son şampiyon maddi ve manevi büyük bir çöküntü yaşayabilir. Önümüzdeki günlerde bu bir çöküş mü yoksa başlangıç mı hep birlikte izleyeceğiz.