Orhan Uluca

Orhan Uluca

devrimderki@gmail.com

Tüm Yazıları

22.HAFTA

Mauro İcardi

Messi’nin memleketi Arjantin’den. Yine Messi’nin doğduğu Rosario’da 1993 yılında dünyaya geldi. Yine Messi gibi ama ondan daha erken bir yaşta İspanya’nın yolunu tuttu. UD Vecindario kulübünde futbola başladı ve genç takımlarda 500’ün üzerinde gol attı. 6 yaşında geldiği İspanya’da bu goller dikkatleri onun üzerine çekti. 15 yaşında Barcelona ve Real Madrid’in yanı sıra Valencia, Sevilla, Espanyol, Arsenal ve Liverpool onu almak için büyük bir yarışa tutuştu. Bu savaşı kazanan Barça olunca yine Messi gibi bu kulüple 2013 yılına kadar sürecek bir sözleşme imzaladı. Genç yetenek Mauro İcardi! Barça akademisinden Sampdoria’ya önce altı aylığına kiralandı ve Arjantinli yıldız adayı genç takımda forma giydiği 19 maçta 13 gol atınca yeni kulübü onu bonservisiyle beraber almakta gecikmedi. Mayıs 2012’de A takımla ilk kez Juve Stabia karşısında 75.dakikada oyuna dahil olan İcardi on dakika sonra ilk resmi golünü atmayı başardı. Juventus’u bu sezon sahasında Sampdoria devirirken onun yine iki golü vardı. Bu hafta ise Pescara karşısında elde edilen altı gollük galibiyetin içerisinde dört gol birden atarak İnter ve Roma başta olmak üzere bütün İtalyan devlerin ilgisini çekmeyi de başardı. Aslında tarih tekerrür ediyordu. İcardi İspanya’da devlerin ilgisini genç takımlarda attığı yüzlerce golle çekmişti ve Serie A’da 16 maçta 7 gol 2 asistlik performansının ardından yine devler onun başına üşüşmüştü. Bu yetenek henüz 20 yaşını dahi doldurmuş değil. Öncesinde Fabreagas, Pique gibi pek çok yeteneği dışarı salan Barça akademisi anlaşılan o ki İcardi de hata yapmıştı. Bir önceki hafta buraya konu ettiğimiz bir başka genç yetenek Paul Pogba da bonservisi elinde Manchester United’ın rezerve takımından Juventus’a geliyordu. Keza Hannover’de Diouf Manchester United’dan, Mainz’da son günlerin formda forveti Adam Szalai ise Real Madrid’in altyapısından transfer edildi. Burada altı çizilmesi gereken büyük bütçeli takımların dahi izleme komitelerinin başarılı atılımları sonucu geleceğe damga vuracak yıldızları yine büyük bütçeli takımların altyapılarından bedelsiz olarak kendi takımlarına kazandırmalarıdır. Paul Poba, Mauro İcardi ya da Adam Szalai.. Bunlar kulüplerin bonservisine milyon avro vererek alamayacakları yıldız oyuncuları öncesinde keşfedip bedavaya aldıkları yıldızlar. Umalım ki bu haftanın attığı dört golle tüm dikkatleri üzerine çeken Mauro İcardi’nin transfer hikâyesi ülkemize de örnek olur.

Haberin Devamı

***

Haberin Devamı

Juventus uzun zamandır sorun yaşıyor. Neden derseniz eğer bu takımın vazgeçilmez iki oyuncusu var. Pirlo ve Chiellini. Bunun dışında en önemli sorunu ise “bitirici forvet” eksikliği. Genoa maçında hem Pirlo hem Chiellini sakatlığından dolayı forma giyemediği gibi bitirici forvet eksikliği de giderilememişti. Anelka kalitesi asla tartışılmayan bir oyuncu olsa da bu oyun sisteminin gerektirdiği “son vuruş ustası” golcü tarifini tam anlamıyla karşılamıyor. En azından eldeki diğer forvetlere göre çok daha klas dokunuşlara sahip olması takımın performansına olumlu anlamda etki edecektir belki ama böylesine pozisyonu bol, organizasyonu güzel takımın skora bu güzel oyunu daha iyi yansıtması için farklı bir forvet tipine ihtiyacı var. Roma’dan oynayan Osvaldo gibi örnek vermek gerekirse eğer. Davide Ballardini’nin ilk defa takımın başında çıktığı Genoa agresif bir şekilde oyuna başlasa da sindirmeleri çok uzun sürmedi. Üst üste pozisyonlar buldu belki ama değerlendirme konusunda her zamanki gibi sorunlar yaşadılar. Pogba’nın nefis asisti güme gitti. Nihayetinde gol artık topun kaleden başka bir yere gidebilecek durumda olmadığı noktada geldi. Chiellini’nin olmadığı maçlarda kaybettiği puanlar oldukça fazla ve bu hafta yenilen golde ise eksikliği yine çok net kendisini gösterdi. Genoa’nın golünde Juve ceza sahasının içerisinde 7 tane siyah beyazlı oyuncu vardı ve ortayı yapanın dışında Genoa’lı 3 oyuncu’dan birisi olan Borriello kafayı vurarak puanı almayı başardı. Bireysel hata elbette burada önemli bir faktör ama organizasyon konusunda çekilen sıkıntı da aynı şekilde Chiellini’sizliğin bir getirisi.

Haberin Devamı

***

Lazio her kulvarda geçerli olmak üzere 10 galibiyet 6 beraberliğin ardından 17.maçında yenilgiyle tanışıp yenilgisizlik serisini Chievo karşısında sonlandırdı. Ligdeki 9 maçlık yenilmezliği de sona erdi. Savunma ve orta saha arasındaki uyum ne kadar iyiyse üçüncü bölge ile takımın geri kalan kısmının uyumu da o kadar kötü. Eğer ilk golü atmayı başarırlarsa maçı savunmasıyla koparmaları zor olmuyor ve fakat Chievo gibi gol yemeden bitirdiği maç sayısı bir hayli fazla olan takım söz konusu olduğunda yediği golü üç puana dönüştürmesi kolay olmayacaktı. Kağıt üzerinde özellikle Chievo’nun Stefano Sorrentino’yu satmasının ardından Sergio Pellissier, Luciano, Boukary Drame, Rinaldo Cruzado, Mamadou Samassa ve Nicolas Frey’in sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyeceği maçta üç puan cepte algısı yaratmış olmalı ki Juventus ile kupada oynayacağı maç nedeniyle Klose’nin de olmadığı karşılaşmada Hernanes gibi oyuncularını dinlendirmeyi seçti. Bu hata onlara pahalıya mal oldu. Thereau’nun çizgide iki Lazio savunma oyuncusunu birbirine tokuşturmasının ardından çıkardığı topa Jokic’in müthiş şutu direkten dönse de Paloschi’nin tamamlaması üç puanı getirdi Chievo’ya.

**

2012 Mart’ından bu yana evinde yenilgi yüzü görmeyen Parma sonunda bu serisini Napoli karşısında kaybetti. Son dönemde evinde oynadığı pek çok karşılaşmada olduğu gibi Blerim Dzemaili’nin muhteşem asistini Hamsik gole çevirince maçı uzunca bir süre geride götürdü. Karşılaşmanın sonlarına doğru klasikleşen Parma golü geldi belki ama hesap edilemeyen gol canavarı Cavani’nin son dakikada ortaya çıkıp ligin evinde yenilgisi olmayan tek takımının aldım dediği o puanı çalmasıydı. Juventus,Lazio, Roma ve İnter gibi rakiplerinin puan kaybettiği bu haftayı üç puan alarak kapatan Napoli zirve yarışını da kızıştırdı

***

Roma’da Zeman gollü maçlara kaldığı yerden devam ediyor. Evinde oynadığı ilk Bologna maçı 5 gollü geçmiş, iki farklı geriye düşen Bologna’nın maçı 3-2 kazanmasıyla ilk şokunu yaşamıştı Zeman. İlk maçta olduğu gibi Bologna maçında açılışı yine Florenzi yaptı. Asist Totti. Akabinde Bologna maçı yine ilk maçın skoruna getirse de Tachtsidis’in golü Bologna’nın galibiyetine engel oldu. Öne geçtiği karşılaşmalardan bu müsabakaya beraber Roma 18 puan kaybetmiş oldu.

***

İnter Chievu’nun harika frikiğiyle Torino karşısında öne geçmiş olsa da iki puan bırakmak durumunda kaldı. Daha doğru bir ifadeyle yaşlı kurt Zanetti’nin sağdan çıkarmasıyla son dakikada bir puanı kurtardı dersek yanılmış olmaz. Haftalardır galibiyet yüzü göremeyen Atalanta deplasmanında Milan El Sharaawy’nin golüyle üç puanı hanesine yazdırdı.

HAFTANIN KARMASI

(3-4-3)

Stefano Sorrentino(Palermo)

***

Nicola Legrottaglie(Catania)

Massimo Donati (Palermo)

Leonardo Bonucci(Juventus)

***

Stephan Lichtsteiner(Juventus)

Marek Hamsik(Napoli)

Alessandro Diamanti(Bologna)

Cyril Thereau(Chievo)

***

Ricardo Meggiorini(Torino)

Mauro İcardi(Sampdoria)

Alberto Gilardino (Bologna)

HAFTANIN TAKIMI

Sampdoria

Juventus’u deplasmanda devirip Milan ile sahasında golsüz berabere kalarak çıkışını sürdüren Sampdoria deplasmanda Siena’ya yenilmiş olsa dahi Pescara karşısında gol şovu yapıp altı gol birden atarak haftanın en etkili performansını göstermiş oldu.

HAFTANIN FUTBOLCUSU

Mauro İcardi

Sampdoria’nın etkili futbolunda onun attığı dört golün önemi büyük. Özellikle bu gollerden ikisi tam anlamıyla santrfor becerisi isteyen nitelikte gollerdi. Juventus’u deplasmanda attığı iki golle takımın devirmesinde payı olan genç yetenek Pescara’yı da gole boğarak hem kendisinin hem de takımının çıkışını sürdürdü.

HAFTANIN GOLÜ

Manolo Gabbiadini (Bologna)

Chievu’nun frikiği güzeldi. Mauro İcardi’nin topu önüne alıp hızıyla önündeki savunmacıyı geçip attığı bireysel beceri açısından çok şıktı. Lakin bu haftanın golü Bologna’dan Manolo Gabbiadini’nin Roma’ya attığı şık vuruştu. Ceza sahasının içerisinde sırtı dönük bir şekilde topu alıp kalecinin ve savunmanın beklemediği köşeye topu yuvarlaması çok şıktı.

HAFTANIN OLAYI

Andreas Granqvist’in eli!

Juventus karşısında Genoa’da Borriello’nun beraberliği sağlamasının ardından tüm gücüyle Lichtsteiner kenarından yüklenen Juventus aslında aradığı golü de bulacaktı eğer Galatasaray’ın da uzun süre ilgilendiği Granqvist’in eli araya girmeseydi. Sağdan gelen ortaya ellerini kaldırıp topun arkada bekleyen iki Juventus’lu oyuncuya geçmesine engel olan Granqvist’in bu müdahalesine penaltı çalınmadığı gibi Marco Guida’nın bu kararına sert bir şekilde itirazda bulunan Conte ve Bonucci de iki maç ve 10 bin avro para cezasına çaptırıldılar