Orhan Uluca

Orhan Uluca

devrimderki@gmail.com

Tüm Yazıları

Orhan Uluca

Sezonun başında 30’ların üzerine çıkan toplam gol sayısı hesap kitap işin içerisine girince 20’nin de altına düştü. 20 takımdan bu hafta sadece 6’sı rakip kalelere gol atma başarısı gösteremedi belki ama sadece 3 takım 1 gol barajını aşınca bu düşük gol ortalaması ortaya çıktı. Bazı takımların bazı takımlara karşı şansının tutmadığını söyleyebiliriz. Bir anlamda ligin geleneği, kendi içerisinde yarattığı dünyanın yazılı olmayan kuralları gibi işliyor. Dışarıdan bir örnek vermek gerekirse Köln birinci ve ikinci Bundesliga'da cirit ata dursun, Bayern Münih uzunca bir süre bu takımı üstelik evinde yenmeyi başaramamıştı, nedeni de yok aslında bu birbirlerinden farklı teknik adamların yönetiminde oynanan maçların hep aynı şekilde sonlanmasının. Milan 1998’den bu yana Cagliari’ye yenilmiyor ve yine son çeyrekte kazandığı penaltı ile yenilmemeyi başardı. Genoa tarihinde Parma’yı evinde sadece 1 kez yenebilmiş, ikincisi bu hafta da gerçekleşmedi. Catania tüm kulvarlarda hiçbir zaman Atalanta deplasmanında ligde kazanamadı ve bu hafta da bu gelenek devam etti.(6 mağlubiyet 7 beraberlik) Yine Pescara Serie A, B ve Kupa’da Palermo’yu deplasmanda hiçbir zaman yenemedi ve bu hafta da 73.dakikada öne geçtiği karşılaşmadan 80.dakikada yediği gol sonrası bir puanla yetinerek kazanamadı. Keza Fiorentina..

Haberin Devamı

Çorapla atılan gol!

Fiorentina bu hafta sonu karşılaştığı Juventus ile yaptığı son 23 karşılaşmanın sadece 1’inde galip gelebildi. Juventus sahanın içerisinde olanlardan bağımsız bir şekilde galip gelmeye zorunluydu sanki ve bu galibiyet atılan iki sıra dışı gol sonucu gerçekleşti. Vucinic bu sezon ligde ilk defa ceza sahası dışından gol atma başarısı gösterirken Matri’nin golü ise bize futbol dünyasının unutulan bir yıldızını hatırlattı. 1984 Avrupa Şampiyonası grup elemeleri maçında Sepp Piontek yönetimindeki Danimarka grubu İngiltere’nin önünde lider bitirdiğinde takımın en golcü oyuncusu 10 numara Preben Elkjaer olmuştu. Hızlı, seri, teknik ve haliyle çalımcı bir on numara olan Danimarkalı oyuncunun yolu o yılın sonunda Hellas Verona’ya düştü. Sürati ve tekniği ile önündeki adamı mutlaka geçen yetenekli futbolcunun belki de unutulmaz maçı 14 Ekim 1984 yılında Juventus’a karşı oynadığıdır zira bu karşılaşma içerisinde kaleciden aldığı topu sol çizgide kontrol edip çalımlarla ilerlediği vakit kramponu ayağından çıkmış ve içeriye girip golü attığında çoraplarla atılan gol olarak bir bakıma tarihe geçmişti. 29 yıl sonra o golün benzeri Fiorentina ağlarına gönderildi. İçeriye doğru şişirilen topa yükselen Matri’nin o karmaşa içerisinde kramponların birisi ayağından çıkar. Nerede olduğunu dahi bilmediği ayakkabısının tekini aramaya vakti olmadan Vidal’ın kendisine gönderdiği pasa doğru hamlesini çoraplarla yapar ve Elkjaer’den sonra ikinci kez Serie A’da çorapla atılan gol gerçekleşir. Bu sezon toplamda 6 golü olan Matri bunların beşini son beş haftada atarken dördünün asistini de Arturo Vidal yapması dikkat çekiciydi. Doksan dakikaya sayısız atak sığdıran Juve aradığı o nokta vuruşları yapacak santrforu içeriden yaratmış gibi sanki.

Haberin Devamı

Petkovic istikrarı

Haberin Devamı

Lazio sezon başı pek çok otorite tarafından orta sıralara demir atacak takım olarak algılandı. Pek de haksız sayılmazlardı zira kadro kalitesi açısından Juventus ve Napoli’nin gerisindeyken Milan ve İnter kadar dahi şans tanınmıyordu onlara. Üstelik “yaşlı” Klose ve yetenek Hernanes’in dışında konuşulan büyük bir yıldızları da yoktu. Lige muazzam bir giriş yaptılar. Oynadıkları oyunun bir diğer adı “sonuç futbolu”. Öyle ki atak üzerine atak geliştirmiyor, kaleye gidişleri yeter seviyede hıza sahip değil ama golü bulduğu anda kalesini gole kapatma konusunda da hüner sahibiydi. Teknik adamın imzasını taşıtan başarılı saha içi organizasyonu ve takım savunmasıyla puanları toplaması önemli bir ayrıntıdır zira biz bu adama Samsunspor’un başında dahi bir sene dayanamadık. Napoli karşısında Klose’den de yoksun olmasının yanı sıra son dönemde düşen performansı nedeniyle Lazio’nun maçı kaybedecekleri konuşuluyordu. Doğrusunu söylemek benim de beklentim bu yöndeydi ama “Petkovic” fark yarattı. Beklentileri boşa çıkaracak düzenleme içerisine girdi. Campagnaro’nun muhteşem golü 87’de geldi ve onları üç puandan etti belki ama doksan dakikanın öne çıkan takımı Napoli değil Lazio oldu. Üstelik bu güzel oyun tamamen Petkovic’in eseriydi. Klose’nin yerine oynayan Floccari’nin performansı, Hernanes’in etkinliği bir yana geride duruma göre dörtlü ve üçlü defansa da geçiş yapılmasının yanı sıra adam markajını da barındıran farklı bir savunma stratejisi Napoli’yi durdurdu. Gonzalez ve Ledesma’nın agresif oyunu, ön alanda ligin başından bu yana görülmemiş pres Napoli’yi fazlasıyla şaşırttı. Direklerden dönen toplar farkın açılmasını engelledi. Campagnaro sahanın içerisinde hareketliliği Lazio’nun dengesini bozarken attığı o muhteşem gol ise tekrar tekrar seyredilesidir.

Rossi’nin hareketi Osvaldo’nun lakayıtlığı

22 Aralık 2012’de Milan’ı 4-2 ile yendiği günden bu yana Roma’nın galibiyeti yok. Zeman gitti değişen yine çok bir şey olmadı diyebiliriz sonuca bakarak ama Roma skorun içerdiği durumun ötesinde çok da güzel bir maç çıkardı aslında. Aurelio Andreazzoli’nin ilk defa Roma bençinde takımı yönettiği maça sarı kırmızılılar yeni 3-5-2 dizilimi ile başladı. Atak üstüne atak geliştirirken pek çok pozisyondan yararlanılamadı. Sergio Romero bu haftanın tartışmasız en iyi kaleci performansını gösterdi. Özellikle genç yetenek Erik Lamela’nın futbolu büyüleyiciydi. Maçın ikinci devresi Sampdoria’da oyuna giren Torino’dan devre arası transfer edilen Gianluca Sansone maçın gidişatını değiştirdi. Muazzam bir gol ve iki asist. Lakin bu zamana kadar yakalanılan pozisyonlar, kaçan goller sonucu Roma kendi sonunu kendisi hazırladı. Estigaribbia’nın golüyle öne geçen Sampdoria Osvaldo’nun lakaytça kullandığı penaltıyı kaçırması sonrası galibiyete uzandı. Sansone’nun muazzam frikiği sonucu ikiye çıkan farkı Lamela 1’e indirse de son günlerde adı İnter ile anılan ve bonservisine 15 milyon avronun verildiği söylenilen genç yetenek İcardi’nin golü Roma’nın puan hayalini sona erdirdi.

Geçerli olmayan en güzel gol

Cagliari geçtiğimiz hafta sonu Roma’ya çıkarttığı zorluğu bu hafta da Milan’a karşı sahneledi. Geçen haftanın en etkili performansını sergileyen Radja Nainggolan’nın cezalı olması Cagliari’yi etkiledi. Özellikle ön oyuncularının hareketliliği pek çok pozisyonu yaratsa da bitirici vuruş açısından sorunlu olmaları Milan’a karşı bir gol ile sınırlı aldı üretimleri. İbarbo belki Cagliari’yi öne geçiren akıl dolu bir kafa golü attı ama pek çok fırsattan da yararlanamadı. Milan yine son dakika penaltısı ile puanı kopardı. Penaltıya sebebiyet veren Balotelli son derece stresli ortamda öylesine sakin vuruşlar yapıyor ki bugüne kadar hiçbir penaltıyı kaçırmamasına şaşırmıyoruz. Aynı zamanda Cagliari maçında topun dışarıdan çevrilmesi sonucu sayılmayan bir golü var ki yılın golüne aday rahatlıkla olabilirdi. Yazık oldu..

HAFTANIN KARMASI

(3-4-3)

Sergio Romero (Sampdoria)

***

Nicolas Spolli (Catania)

Hugo Campagnaro (Napoli)

Andrea Ranocchia (İnter)

***

Alessandro Diamanti (Bologna)

Arturo Vidal (Juventus)

Daniela Conti (Cagliari)

Andrea Bertolacci (Genoa)

***

Erik Lamela (Roma)

Sergio Floccari (Lazio)

Gianluca Sansone (Sampdoria)

HAFTANIN TAKIMI

Juventus

Atılan iki gol her ne kadar sıra dışı olsa da Fiorentina’nın maç boyunca tehditkâr bir tutum içerisinde olamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Juventus kötü dönemini sonlandırmış ve belki de tam da olması gereken zaman içerisinde yeniden form tutmuş, yukarıya doğru her kulvarda koşacak konuma geldi.

HAFTANIN FUTBOLCUSU

Gianluca Sansone

Haftanın takımı üç gollü Roma galibiyetine rağmen Sampdoria değildi zira bu oyuncu oyuna giresiye kadar Roma’nın net üstünlüğü söz konusuydu. Sansone’nin oyuna girişi, iki asisti ve muazzam bir frikiği sonucu Sampdoria üç puanı Roma’dan almayı başardı. Yeni transfer ilk maçında deyim yerindeyse mini bir bir şov yaptı.

HAFTANIN GOLÜ

Hugo Campagnaro (Napoli)

Lazio baskın oynadığı karşılaşmada fırsatları değerlendiremeyince maçın sonlarına doğru bir farkla üstün olarak girdi. İşte bu noktada beraberliği sağlayan Hugo Campagnaro öyle güzel gol attı ki sadece bu haftanın değil yılın da en güzel beş golü arasına rahatlıkla girebilir. Havaya sıçrayıp voleyi son derece bilinçli bir şekilde vurup topu kalenin en ulaşılmaz bölgesine gönderdi. Muazzam bir gol attı savunma oyuncusu..

HAFTANIN OLAYLARI

Osvaldo & Rossi & Balotelli

Roma maçında kazanılan penaltıyı kullanma konusunda ısrar etmesi bir yana böylesine lakayt bir şekilde kullanarak takımını golden ve belki de puandan etmesi Totti’yi fazlasıyla sinirlendirdi. Diğer açıdan Fiorentina’da oldukça başarılı bir şekilde yol alırken oyundan aldığı oyuncusuyla yumruk yumruğa giderek takımından kovulmuş olan Delio Rossi de akıllanmış değil zira Romalı oyuncularla yaşadığı polemik bir yana orta parmağını diğerlerinden ayırarak göstermesi, bunu da yayıncı kuruluşun yakalaması başına dert açacak gibi duruyor. Son olarak ceza sahası içerisinde yaka paça indirilerek penaltıya sebebiyet verip takımına bir puan kazandıran Balotelli’nin çizgi dışından topun geldiği gerekçesiyle sayılmayan bir golü var ki mutlaka izlemelisiniz.