Orhan Uluca

Orhan Uluca

devrimderki@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

8.HAFTA


Juventus ligdeki yenilgisizlik serisini 47 maça çıkardı. Üstelik bunların 30 tanesi galibiyet. Şampiyonlar Ligi’nde de oldukça zorlu bir grubun içerisinde yer almasına rağmen ne geçen senenin Şampiyonlar Ligi Kupası’nı kaldıran Chelsea’ye ne de yenilgi nedir bilmeyen bir başka takım olan Lucescu’nun Shakhtar’ına yenildiler. İki maçta da geriye düşmelerine rağmen bir şekilde sahadan mağlup olmadan ayrılmayı bildiler. Napoli karşısında da Juventus takım savunması rakibine neredeyse pozisyon dahi vermedi. Oyuna sonradan giren Martin Caceres ve Paul Pogba’nın iki golüyle zorlu maçtan galip gelmesini yine başardılar. Üstelik ligin henüz sekizinci haftasında Juventus’ta tam 12 farklı oyuncu gol atmayı başardı. Napoli’de kaptan Paolo Cannavaro’nun 400.maçına çıktığı Juventus deplasmanında 6 galibiyet ve 1 beraberliğin arkasından sezonun ilk mağlubiyetini aldılar. PSV deplasmanında da bozguna uğrayan Napoli böylece ligde de yenilgiyle tanışmış oldular.
Haftanın diğer önemli karşılaşmasında Milan diğer maçların aksine mücadele gücü yüksek, saldırgan ve daha hareketli bir oyun sergilemesine rağmen Hernanes ve Candreva’nın golleri karşısında adeta yıkıldı. Hernanes’in çarpıp giren ve Candreva’nın doksana gönderdiği muazzam şutunda yapabilecekleri fazla bir şey yoktu. O iki gole kadar aslına bakarsanız iyi de oynayan Milan bir bakıma hak etmedikleri bir şekilde 2-0 yenik geriye düşünce maçı psikolojik olarak kaybettiler. Maçın ve günün adamı Candreva’nın müthiş pasına son günlerin durdurulamayan golcüsü Klose farkı ikinci yarının hemen başında üçe çıkarınca yapabilecekleri fazla bir şey kalmadı. Lazio bu sezon attığı 15 golün 11’ini maçın ilk yarılarında attı. Milan 3 farkla geriye düşmesine rağmen oyuna tutunmayı attıkları iki golle başardı belki ama puanı çıkaracak gole ulaşamadı. Henüz sekizinci haftada beş mağlubiyet aldılar ki 1941’de en son bu kadar kötü başlangıç yapmışlardı. Klose ise bu sezon toplamda 10. golüne ulaştı. Ligde 6, Avrupa Ligi’nde 1 ve Alman milli takımında ise 3 gol Alman forvet Hernanes ile beraber Lazio’nun attığı 15 golün 12’sinde pay sahibi olmayı başardı. Candreva’yı da eklerseniz bu üçlü Lazio’da bu sezona damgasını şimdiden vurdu. Hücum hattının güzelliğine rağmen Lazio’nun gücü ise takım savunmasından geliyor.
105.yılını kutlayan Atalanta, 10 kişi kalmasına rağmen üstelik geriden gelip kazanmayı bildi. Bir başka geri dönüşü ise Roma başardı. Genoa deplasmanında üstelik iki farkla geriye düşmesine rağmen 4-2 galip gelmeyi başararak Zeman’ın marjinal kimliğini korumayı başardılar. Totti’nin formu ve Osvaldo’nun golleri Roma’ya umut vermeye devam ediyor. İnter evinde ikinci galibiyetine kavuşurken Torino kalecisinin performansıyla Palermo deplasmanından puan çıkarmayı başardı.

HAFTANIN KARMASI
(3-4-3)
Jean-Francois Gillet
---
Andrea Ranocchia (İnter)
Andre Dias (Lazio)
Ivan Rodrigo Piris (Roma)
---
Antonio Candreva (Lazio)
Hernanes (Lazio)
Claudio Marchisio (Juventus)
Kwadwo Asamoah (Juventus)
---
Pablo Daniel Osvaldo (Roma)
Francesco Totti (Roma)
Amauri(Parma)

HAFTANIN TAKIMI
Roma

Genoa karşısında 2-0 geriye düşmesine rağmen dört gol atarak maçı çevirmesi takdire şayan. Üstelik Genoa’nın savunma gücünü, evinde oynadığını düşünürseniz Roma’nın başarısı daha iyi anlaşılır. Atılan goller kadar rakip savunmayı dağıtan organize atakların fazlalığı Roma’ya gelecek adına umut verdiğini de ekleyelim.

HAFTANIN YILDIZI
Antonio Candreva (Lazio)


Milan maçı eğer o olmasaydı çok daha zor geçebilirdi. Muazzam bir şut çıkararak farkı ikiye çıkarıp Klose’ye harika bir asist yaparak Lazio’nun galibiyetinde büyük pay sahibi oldu. Sadece bu karşılaşmada değil haftalardır iyi oynayan oyuncu bu hafta yıldızlaştı.

HAFTANIN GOLÜ
Pablo Daniel Osvaldo (Roma)


Candreva’nın muazzam şutu, Palacio’nun golü de çok güzel olsa da Roma’nın beraberlik golü sadece son vuruş değil hazırlanış itibariyle de çok güzeldi. Çizgiye atılan pasta ofsaytta bulunan oyuncunun topa müdahale etmemesi, arkadan gelen oyuncunun asisti ve her zaman olduğu gibi Osvaldo’nun şık vuruşu Genoa’yı psikolojik olarak bitirip Roma’ya “galip gelebiliriz” inancını yerleştirdi.