Temcit pilavı gibi ne zaman kulüp sıkıntıya düşse Ünal Aysal lafı ortaya atılıyor. 17 kupa kazandırmış bir başkanı taraftar unutabilir mi? Mümkün mü bu...
Aysal, kulübe zarar verdiyse genel kurulda ibra edilmemesi gerekirdi. O günü hiç unutmuyorum. Herkes alkışlayarak Aysal’ı ibra etti. Fatih İşbecer, benim beğendiğim bir yöneticiydi. İşbecer, ‘Galatasaray’a kim zarar verdiyse, bulalım ve bu insanları deklare edelim’ dedi. Sonra ne oldu, Fatih İşbecer kendini bir anda kapının önünde buldu. Resmen istifa ettirildi.
Şimdi Aysal dönemine ait dosya Başkan Dursun Özbek’in elinde ve bugüne kadar hiçbir açıklama yapmadı. Geçmiş olsun... Artık bu saatten sonra her sıkıntıda Aysal’ı gündeme getirmek bana göre acizliktir. En önemlisi de Galatasaray’ın bugünkü sorunu Aysal değilki.
Karabük ile maç yapıyorsun. Senin takımın 105 km koşuyor, Karabük ise 119 km. Takımda bir santrfor var, Eren Derdiyok. O da kulübede oturuyor. Takım 85 dakikada mağlup duruma düşüyor, Teknik Direktör Riekerink hemen Eren’e sarılıp ‘Oyuna gir bizi kurtar’ diyor. Karabük maçının en iyisi Yasin, hırsıyla, attığı golle takımını rakip sahaya taşıyan tek futbolcu. Riekerink, Yasin’i oyundan alıyor. Rodrigues çok iyi bir transfer. Adam ‘Ben sol çizgi oyuncusuyum’ diyor. Bruma sahada dökülüyor, Riekerink onu çıkarıp Rodrigues’i sol kanada koyamıyor.
O kadar stoper transferi yapıldı, en büyük sorun yine defansta. Rakibin her atağı gol tehlikesi oluyor. Daha hâlâ bir çare bulunamadı. Sorunlar bunlar... Bunların tartışılması gerekirken, Aysal aşağı Aysal yukarı. Galatasaray camiası öyle bir yere geldi ki hiç kimse birbirini sevmiyor. Ve böyle devam ederse inanın Galatasaray bugünlerini bile çok arayacak.
Hakemler toparlanmalı
Süper Lig’de kıran kırana bir şampiyonluk mücadelesi var. İyi futbol olmasa da bütün takımların sahadaki mücadelesine saygı duymak gerekir. Kulüpler borca giriyor, bir sürü riskler alıyorlar. Ama şampiyon olmak için devamlı bir transfer hareketi var. Bunun tek sebebi şampiyonluk. Hakemlerimizin kötü niyetli olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Ama beceriksizler... Maçın skoruna etki eden öyle hatalar yapıyorlar ki bizler bile futboldan daha çok hakemleri konuşuyoruz.
Türkiye Futbol Federasyonu bu hakemlere ne yapabilir. MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nun yapabileceği tek şey var. Hata yapan hakemlerin ismi, cismi ne olursa olsun maç vermemek gerekiyor. Genç isimsiz hakemler kullanılmalı. Namoğlu bu cesareti göstermeli. Evet, bu hakemlerle sezon bitecek. Ama bu kadar hata yaparlarsa ligin sonunu nasıl göreceğiz, onu da bilemiyorum.
Rıdvan’a, Arda’ya Burak’a saygı
Anayasa’da referandum yapılacak. Her Türk vatandaşı gidip oy kullanacak. Bu Anayasa’ya ‘evet’ diyenler de olacak, ‘hayır’ diyenler de. Rıdvan, Arda ve Burak, ‘evet’ diyerek şimdiden fikirlerini söylediler diye sosyal medyada linç kampanyası yapılıyor. Bu çocuklar hain ilan ediliyor. Suçları ne? Terör örgütleri ile beraber iş mi yaptılar, 15 Temmuz darbesini yapanlarla gönül birliğinde mi bulundular.
Sadece ve sadece referandum için kendi fikirlerini söylediler. Biz özgür bir ülkeyiz. Hepimiz bu çocuklar gibi fikirlerimizi söylemeliyiz. Hayır diyenler vatansever olacak, ‘evet’ diyenler hain olacak. Olmaz böyle bir şey. Bu çocukları eleştirenlerin ellerini vicdanlarına koymaları gerekir.
Ekici delikanlıymış
Atatürk, ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ demiş. Tam Mehmet Ekici’yi tarif ediyor. Ekici, ‘Fenerbahçe’de oynamak istiyorum’ dedi. Kadro dışı kaldı. Yine de geri adım atmıyor, sözünden dönmüyor. Üstüne de ‘Ya Fenerbahçe forması giyerim ya futbolu bırakırım’ diyor. Gel de saygı duyma. Benim tanıdığım Aziz Yıldırım, Mehmet Ekici’yi yarı yolda bırakmaz. Ama şimdi, ama sezon sonunda Ekici mutlaka Fenerbahçe forması giyecektir.
