Galatasaray Yönetimi iyi transferler yapıp şampiyonluk yarışının içinde olmak istiyor. Peki bu nasıl olacak? Önce şunu söyleyeyim; bütün hesaplar Podolski’nin Çin’e gidip kulübüne 7 milyon euro kazandırması üzerine yapıldı.
Peki gider mi? Bunu bilemiyorum. Podolski, Alman basınına, “Çin çok uzak. Ben iki saatte Almanya’ya gidiyorum. Mukavelemin sonuna kadar Galatasaray’da kalacağım” diyor. Karakter olarak ‘kulübüm benden para kazansın’ düşüncesinde olan bir oyuncu değil. Gitse bile o 7 milyon euronun 4’ünü cebine indirir.
Yönetim böyle bir oyuncuya güvenip nasıl transfer yapabilir? Bu takımın şampiyon olması için en az 5 futbolcuya ihtiyacı var.
Defans evlere şenlik, rakibin her atağı gol oluyor. Muslera bile buna çare olamıyor. Sağ bek yok. Eren, beklenen performansı gösteremiyor. En ufak bir gayreti de yok. Bu 5 futbolcuyu Galatasaray nasıl transfer edecek?
Ben yönetimin yerinde olsam transfere para harcamak yerine, önce futbolcumun parasını öderim. Takımın içinde huzuru sağlarım, ‘Madem Galatasaray forması giyiyorsunuz, çıkın adam gibi oynayın’ derim. Bunu söyleyecek bir teknik direktör yok. Takımı toparlayacak bir sportif direktör de yok. Riekerink’in futbol aklıyla Ronaldo’yu, Messi’yi transfer etsen ne olur?
Biliyorum... Başkan Dursun Özbek sabahlara kadar uyumuyor. Çok sıkıntı çekiyor. Taraftarı heyecanlandırmak için bir şeyler yapmak istiyor. Ama unutulmamalı. UEFA’nın pençesi üzerlerinde. Limit aşılırsa gelecek sezon da Galatasaray’ı Avrupa kupalarına almayacaklar. Galatasaraylı yöneticilerin bu transfer konusunu daha akılcı düşünmeleri gerekir.
Yasin’e neden ceza verdiniz?
Dünyada hiçbir kulüpte Yasin Öztekin ile yaşanan ceza skandalı gerçekleşmez. Riekerink, Yasin’i kadro dışı bırakıyor. Yönetim de bunu deklare edip Yasin’in süresiz kadro dışı kaldığını açıklıyor. Takım bunun üzerine hazırlık kampına gidiyor. Yasin, İstanbul’da yatıyor.
Aradan bir hafta geçiyor, Yasin’in affedileceğini yöneticiler açıklıyor. Peki o zaman siz nasıl yöneticisiniz? Bir daha bu teknik direktör kime söz geçirebilir diye sormazlar mı?
Bakın Fenerbahçe, Mehmet Ekici takasında Aatıf’ı kullanacaktı. Aatıf ‘gitmiyorum’ dedi. Yönetim, Aatıf’ı A2 takımına gönderdi. Teknik Direktör Advocaat, ‘olmaz böyle bir şey. Aatıf, A Takımı’nda benimle çalışacak. Ben onu kullanacağım’ dedi. Hem Aatıf’ı kazandı, hem de Fenerbahçe’deki problemi bitirdi. İşte Galatasaray’ın eksikliği bu. Yöneticiler bunu yapamıyor.
Yasin’in oynadığı ilk maçta Riekerink, onu oyundan aldığı zaman oyuncusu kendisini iterek ‘beni çıkaramazsın’ derse hiç kimse Yasin’e kızmasın. Hatta saygı duysun!
Rodrigues ses getirir
Galatasaray, Rodrigues’i alarak iyi bir transfer yaptı. Rodrigues, Bruma’nın daha akıllısı. Kanatları iyi kullanıyor, iyi orta yapıyor ve arkadaşlarına mükemmel gol pasları veriyor. Dilerim, takımın içindeki dengeleri bozmaz. O da Bruma’yı örnek alırsa bonservisine verilen 3,5 milyon euro çöpe gider.
Topuz’un rövanşı
Hatırlarsanız Mehmet Topuz, Beşiktaş ile ön mukavele imzalayıp, ‘Kanım siyah-beyaz akıyor’ demişti. Dört gün sonra bir baktık ki Fenerbahçe ile sözleşme imzaladı. Şimdi Trabzonsporlu Mehmet Ekici, ‘Fenerbahçe’ye gelmek istiyorum’ dedi. Kulüpler pazarlığa oturdu, Aatıf takası kabul etmeyince transfer olmadı.
Beşiktaş, 200 bin euro karşılığında Olcay Şahan’ı Trabzonspor’a vererek, Mehmet Ekici’nin sezon sonu transferini büyük ölçüde gerçekleştirdi. Dilerim Ekici, Beşiktaş’a katkı sağlar. Onun da sonu Mehmet Topuz gibi olmaz.
