Keşke Igor Tudor daha medeni şartlarda Galatasaray’a gelseydi. Devre arası bu değişim gerçekleşmiş olsa kimse ağzını açamazdı. Yönetim hata yaptı, Riekerink’e güvendi. Taraftar isyan edince Tudor’u getirmeye mecbur kaldılar. Karabükspor Başkanı Ferudun Tankut ile Galatasaray Başkanı Dursun Özbek oturup anlaşabilirdi ama olmadı. Bu işi fazla uzatmamak lazım.
Türkiye’de böyle transfer ilk defa mı oluyor? Üç büyük kulüpten hangisi olursa olsun sıkıştığı zaman Anadolu kulüplerinin gözünün yaşına bakmaz. Burada kulüplerin ne yapması gerekir? Anadolu takımlarının teknik direktörler ya da futbolcularla sözleşme yaparken her türlü olasılığı düşünmesi gerekir. Karabükspor, Tudor için ‘150 bin euroya serbest kalır’ maddesi koyacağına, o rakamı 5 milyon euro olarak yazsaydı, hocası hiçbir yere kıpırdayamazdı.
Yöneticilik zor iş... Risk her şeyde var. Onlar da bu riski alamadılar. Şimdi Galatasaray’ı eleştiriyorlar. Ama artık geçmiş olsun...
Başkan Dursun Özbek, Tudor yerine başka bir hoca getiremez miydi? Şimdi sizlere soruyorum. Kendi çocuklarından birisini getirdiğini düşünelim. Bülent Korkmaz, Hasan Şaş, Raşit Çetiner gibi. Florya’da bir sürü teknik direktörü yiyen futbolcular üç haftada o bizim yerli çocuklarımızı bitirirlerdi.
Tudor hırslı, disiplinli ve agresif... Florya’daki her şeye doymuş, yılda 3-5 milyon euro alıp hiçbir şey vermeyen futbolcularla ancak böyle bir hoca başa çıkabilirdi. Eskiden antrenmanlar ‘kuğu gölü balesi’ gibi yumuşak geçiyordu. Bu yüzden oyuncular sahada iyi mücadele edip koşamıyorlardı. Adam ikinci idmanını yaptırdı. Gidip görün kıran kırana geçiyor. Eminim bu yeni sistemden rahatsız olan, ayak uyduramayan futbolcular olacak. Belki olay da çıkacak. Ancak durum açık. Tudor’un sistemine ayak uyduramayanlar gidecek.
Galatasaray’ın başarılı olabilmesi için tek şart var: Riekerink’te olduğu gibi yöneticiler hocaya karışıp ‘Semih benim adamım, Sabri benim adamım’ diye müdahale ederlerse işte o zaman bu metiyeler yazdığımız yeni hoca ellerinde patlar. Durum yine hüsran olur.
Hakkını istemek hainlik mi oldu?
Tugay Kerimoğlu, Galatasaray’a çok büyük hizmetlerde bulunmuş, aslan gibi bir çocuktur. Antrenör olarak Mancini’nin yardımcısıydı. 2014 yılında Mancini ayrılınca Tugay’ın işine son verildi. 700 bin euro alacağını da istemedi, resmen sildi. Sadece 42 bin dolar olan hak ettiği primi talep etti.
Yıl 2017... Bugüne kadar o primi alamadı. Kulüpten bir kişi kendisini aramadı. Tugay da TFF’deki Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na müracaat ederek 42 bin doları istedi. Daha sonra kulüpten ‘sen neden bizi oraya şikayet ettin’ diye telefonlar geldi. O da şikayetini geri çekti ve Haziran-Ağustos aylarına iki senet alarak bu iş tatlıya bağlandı.
Şimdi burada sormak gerekiyor Tugay’ı hain ilan edenlere. Siz Galatasaray’a ne kadar hizmet ettiniz, neden sözünüzde durmuyorsunuz? Kulübü küçük düşürüyorsunuz? Bu büyük camiada en son hain olacak kişilerden biri Tugay Kerimoğlu’dur. Aynı sorun Umut Bulut’ta da yaşanıyor. O da alacaklarını tahsil etmek için TFF’ye şikayetçi oldu. Çok yakında Umut’u da hain ilan ederler.
Mustafa hoca heyecan kattı
Mustafa Denizli Türk futboluna çok büyük hizmetleri olan en iyi iki teknik direktörden biridir. Galatasaray onun kıymetini bilemedi. Bizans oyunlarıyla bu büyük hocayı kaçırdı. Önceki gün Denizli, Eskişehirspor ile anlaştı. Şu anda şehirde büyük heyecan var. Eminim, kırmızı-siyahlılar, Mustafa hocayla Süper Lig’e çıkacaklar.
