Akşam yatarken Denayer, sabah kalkıyorsun Asamoah transfer edilmiş. Hayatımda ilk defa böyle bir şey görüyorum. Başkan Dursun Özbek takımı baştan aşağı değiştirdi. Kulüp tarihinin en iyi transferlerini yaptı. Şampiyonlar Ligi’nde oynayıp başarılı olacak bir kadro kurdu. Şimdi de övgüler alıyor.
Kendisine ‘Baron Başkan’ diyorlar. İnsanın nasıl gücüne gidiyor değil mi? Bundan altı ay ya da bir sene önce başkan yine Dursun Özbek değil miydi? Adamı resmen linç ettiler. Ağza alınmayacak laflar söylediler. Divan kurullarında parçaladılar. Şimdi o insanlar başkanı alkışlıyor.
Tabii bir kısım insanlar, küçük düşünenler, ‘Bu transferlere ne gerek vardı. Galatasaray battı’ diyecek. Bunun önüne hiç kimse geçemez. Ama bir gerçek var, küçülerek kulüpler borçlarını ödeyemez. Başkan bu gerçeği sonunda gördü.
Kombineler kapış kapış satılıyor. Store’lar tıklım tıklım... Yeter ki storelara bakan yöneticiler ürün yetiştirebilsinler. Avrupa televizyonları Galatasaray’dan, Gomis’ten, Fernando’dan, Belhanda’dan bahsediyor. Eminim sponsorlar çok büyük para vererek kulübü rahatlatacaklar.
Evet borçlar büyüdü. Ama şimdi oluk oluk para gelecek. Hatta gelmeye başladı. O beğenmedikleri, bir sürü laf ettikleri başkan kulübün önünü açtı, ufkunu değiştirdi. Sosyal medyada 25 milyon taraftar ‘Başkan Özbek’ diye çığlık atıyorlar.
Kulübüne, futbolcusuna öyle bir sahip çıkıyorlar ki saygı duymamak elde değil. Biraz daha ileriye gideyim... Başkana eskiden olduğu gibi en ufak hakaret edecek kişi adeta yandı.
Galatasaray taraftarının bütünleştiğini görüyorum. Demek ki iyi takım kurarsan, ahlaklı ve yıldız futbolcular alırsan bazı şeyleri başarabiliyorsun. Başkan hem kendi önünü açtı, hem de kulübün. Bundan sonra kulübün önü açık. Bu gücün karşısında artık eleştiri yapanların durabileceğini sanmıyorum.
Milli takım hepimizin
Fatih Terim ayrılabilir. Lucescu ya da bir başkası gelebilir. Beni çok fazla ilgilendirmiyor. Ben Türküm... Ay-yıldızlı forma için her şeyi yaparım. Evet, milli takımda kırgınlıklar, dargınlıklar, bir sürü olaylar yaşandı. Bunların hepsi geride kaldı. Bir daha o yaşananları ağzıma bile almam.
Şimdi yarın akşam Ukrayna ile deplasmanda oynayacağız. Allah’tan tek şey istiyorum. Yenilenmiş, huzur bulmuş futbolcular bize orada zafer yaşatsın. Ukrayna maçını kazanırsak salı günü Eskişehir’de tarihimizin en önemli maçlarından birini oynayacağız. Hırvatistan’ın da elimizden kurtulacağını sanmıyorum. Lucescu’nun seçtiği kadroyu eleştirilenler olabilir. Ama ben bu kadronun bizi Dünya Kupası’na götüreceğine adım gibi inanıyorum.
Yüce Tudor
Östersunds maçından sonraki eleştirileri unutamıyorum. Türkiye’de hangi hocaya, ‘Kendini Galatasaray’ı çalıştırmak için yeterli buluyor musun?’ diye sorulmuş. Evet bir tek Tudor’a soruldu. Ve adam sinirlenmeden medenice cevap verdi, kaçmadı. Galatasaray’a geliş biçimi rahatsızlık verse de hep bir tek şey söyledi. Geçen seneki takım için, ‘Bu takım benim istediğim oyunculardan kurulmadı. Daha fazlasını yapamıyorum’ itirafında bulundu. Yalan söylemedi.
Evet şimdi Başkan Dursun Özbek, Tudor’un istediği takımı kurdu. Hırvat hoca da bu takıma ligde oynanan üç maçtaki görüntüsüyle harika mücadele ettiriyor, iyi futbol oynattırıyor. Ve şu anda takımın gerçek potansiyelinin bu olduğuna ben inanmıyorum. Yüzde 60’lardalar daha...
Bu arkadaşlık, bu sevgi, hoca ile futbolcuların bütünleşmesi devam ettiği sürece çok daha iyi futbol ortaya koyacaklarını düşünüyorum.
