Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bilal Meşe’yi tanımayanlar için söylüyorum, dünyanın en vicdanlı insanıdır. Kesinlikle hiç kimseyi kırmaz, küçüğüne büyüğüne herkese saygılıdır. 44 senelik gazeteci, yazılmaması gerekenleri bugüne kadar yazmadı. Bu başına gelenleri hiç hak etmedi.
Arda Turan, hepimizin ‘prens’ ilan ettiği bir futbolcu. İnanın Arda’yı Bilal dahil hepimiz öyle bir koruma altına almıştık ki o sahada tekme yediği ya da düştüğü zaman bizim canımız yanıyordu. Arda, Meşe’ye o küfürleri nasıl etti, gırtlağına nasıl sarıldı inanın şaşkınım, bilemiyorum.
Yanlış tanımışız, şimdiye kadar görmediğimiz yüzünü insanlara gösterdi. Bu hiç hoş değil. Bilal Meşe gibi bir ağabeyine saldırıcaksa bunu daha çok düşünmesi lazımdı. Veya başkasına kızıp, Bilal’i cezalandırmaması gerekirdi. Git kimden intikam almak istiyorsan onun gırtlağına sarıl, ona küfür et. Bilal Meşe’ye mi gücün yetiyor! Mertlik, delikanlılık bu değil.
Yanlış yaptı Arda. Bunun telafisi yok. Onu 80 milyon kişi seviyordu, milli kahraman olarak ilan ediyordu. Böyle bir insanın kendini kontrol etmesi lazımdı. Bilal’in, ailesinin, çocuğunun günahı, suçu ne? Kötü şeyler oluyor futbolumuzda. Kimse kusura bakmasın. Gökhan Töre de cezalandırılmalıydı. Ne demek tabanca çekmek milli takım kampında. Volkan Demirel mahyacılık yaptı, Vedat Danacı’yı evinden aldıracaktı. Volkan Babacan gazeteci dövdü, sonra olay Yalçın’ın başına patladı.
Bilal Meşe de ben de, Arda’yı herkesten ayrı yere koyuyorduk. İnanın yüreğim yanıyor. Bilal’e çok üzüldüm, iki gece uyku uyuyamadım. Aynı şekilde Arda’ya da üzüldüm. Dünyanın en büyük takımında oynuyorsun, Milli Takım’ın da kaptanısın... Nasıl böyle bir şey yaparsın? Hele hele kafile uçağında nasıl böyle şeyler yaşanır?
Fatih Terim’in olduğu yerde böyle şeyler olmazdı. Demek ki o da artık bazı şeyleri ya yitirdi ya da elinden kaçırdı. Bunun dönüşü yok. Üzüntümü başka türlü ifade edemiyorum.

Haberin Devamı

Sinan’ın amacı ne?
Sinan Gümüş’ün kendi tabiri, televizyonda duydum. Herkes ona ‘Robben Sinan’ diyormuş. Son üç hafta forma giydi ve goller attı. Her neyse lig bitti ertesi gün, gazetelerde manşet ‘Sinan’ı Benfica istiyor. 3,5 milyon euro bonservis veriyor. Daha bir sürü isteyen kulüpler var’ diye.
Bu haberlerin kaynağı belli ki Sinan’ın menajeri... Sinan, futbol hayatını devam ettirmek istiyorsa menajer oyunlarına değil, futbol oyununa adapte olması lazım. Bu yapılan Galatasaray Kulübü’ne hakarettir. Sinan’ın kulüple iki sene daha sözleşmesi var. İşte bazı menajerler var futbolcuları parlatıp, tepelere çıkarır. Bazıları var Sinan’ın menajeri gibi, kendi oyuncusunu rezil eder.
Türkiye’nin bu büyük sorunu... Kulüplerimizin bu tür menajerleri kapıdan içeri sokmaması lazım. Futbolcuların da menajerlerle mukavele imzalarken 40 kere düşünmeleri gerekiyor. Düşünmezlerse Sinan’ın başına gelen rezaleti onlar da yaşarlar.

Haberin Devamı

Zehirlenip ölüyorduk
Futbol dünyanın en güzel oyunu. Ama maalesef biz bu güzel oyunu berbat etmek için elbirliğiyle her şeyi yapıyoruz. Pazar günü Antalya’ya gittim. Göztepe ile Eskişehirspor’un oynadığı finali seyretmeye. Stat harika, rüya gibi. İki takım taraftarı da bayram yeri gibi süslemişler her yeri. Bir kişilik boş yer yok. Maç başlayıncaya kadar her şey çok güzeldi.
Düdük çaldıktan hemen sonra meşale atma yarışı başladı. Her taraf duman, zehir... Protokoldekiler içeri girdiler, kapılar kapandı. Çocukları olanlar stadın içinde dumansız bir yer aradılar. Bizler basın tribününde gömleklerimizle ağzımızı, burnumuzu kapadık. Ve ilk yarı 17 dakika uzadı. Tam üç kere durdu. Maçın hakemi Ali Palabıyık neden bu maçı oynattı. Türkiye’nin en iyi hakemi, iyi de maç yönetti, hatasızdı. Maçı bir kere değil, iki kere durdurdu. Üçüncü kez durdurduğu zaman topu alıp neden soyunma odasına gitmedi? Neden ertesi gün seyircisiz devam etmedi maça kaldığı yerden?
Eğer maçı tatil etse federasyon ‘neden tatil ettin mi’ diyecekti. Futbolculara günah değil mi? Koştukları zaman zehir yutuyorlar. Tribünden çocuğunu kaçırmaya çalışan anneye, babaya günah değil mi?
Olmaz... Bir yerden başlamak lazım. Bunun sonu gelmeyecek. Üç kez seyircsiz oynatırsın, herkes anlar. O kadar meşale nasıl tribünlere giriyor. Ekmeklerin içinde girmiş, yapılan açıklama bu. Kaç tane ekmek girdi. Emniyet, soruşturma açacakmış polislere. Bunların hepsi hikaye. Biz stada girerken, cebimizdeki demir paralar, çakmaklar alınıyor, basın mensubu olduğumuz halde. Demek ki bu adamların bir torpili var.
Maçtan hiç keyif almadım. Ben de herkes gibi canımla uğraştım. Ne şartlarla olursa olsun bu insanlara tolerans gösterilmemesi gerekir.