Galatasaray’ın, Ziraat Türkiye Kupası’nda Akhisar’a elenmesine mazeret aramıyorum. Ama bazı gerçekler var, onları da hepimiz görüyoruz. Başakşehir maçındaki ilk 11’i düşünün. Sıradaki karşılaşmalarda Fatih Terim bu futbolcularla şampiyonluk yarışına devam edecek.
Yedek kulübesine bakıyorum; Selçuk İnan, sonradan oyuna girer, otuz dakika kadar oynar. Tolga Ciğerci, çaresizlikten oyuna alınan bir futbolcu. Yeteneği, tekniği sınırlı. Bir de Sinan Gümüş’ü koymak lazım. Son 20 dakika sahaya sürülebilir. Eğrisi doğrusuna gelirse gol de atabilir. Biraz da Maicon. Ama şu anda çok formsuz.
Şampiyonluğa oynayan bir takımın kaliteli yedekleri olmazsa hedefe ulaşması zor. Fatih hoca da bunu düşünerek Akhisar karşısında rotasyon yaptı. Ama kalite ortada. Muslera ve Fernando harici oyuncuların hepsi yedek. Ve bas bas bağırıyorlar, ‘Biz Galatasaray’ın ayarında değiliz’ diye...
Tersini düşünün tam kadro Akhisar önüne çıktı Galatasaray ve finale yükseldi. 72 saat sonra aynı kadro Alanyaspor ile oynayacak. Kadro kırılgan, bu şimdi dile gelmiyor. Üç günde bir maç oynayacak futbolcu sayısı çok az. Hoca kafasında bir tercih yaptı. ‘Kupa mı, lig mi’ diye. O Süper Lig şampiyonluğunu seçti. Bana göre de doğrusunu yaptı. Evet, Alanya karşılaşması bu sezonun en zor maçlarından biri olacak. Yorumlara bakıyorum, ‘Alanya, Başakşehir’e 4 gol atmış. Galatasaray kupadan elenmiş, morali bozukmuş. Alanya’ya yenilip yarıştan kopacakmış’ deniyor.
Böyle bir algı operasyonu var mı? Ben böyle bir şey söylemeye kalksam utanırım, insan içine çıkamam. Bazıları da ‘Feghouli ile Belhanda futbolcu değil. Terim’in kontenjanından oynuyor’ diyorlar. Bunu da gördük! Bu iki oyuncu olmayınca Akhisar karşısında gol pozisyonuna giremeyen bir takım vardı sahada. Tam kadrolu sarı-kırmızılıların galibiyet şansı mı daha çok, yoksa Alanya kendi sahasında oynayacağı maçta favori mi? Böyle bir şey olabilir mi? Evet Galatasaray yenilebilir. Ama maçın her zaman favorisi Galatasaray’dır. Böyle yorumlar yapılsa daha hoş olur.
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nu kutluyorum. Hakem atamalarında artık hata yapmıyorlar. Alanya maçının hakemi Ümit Öztürk, gençler içinde gördüğünü çalan, maçı yakından takip eden en formda isim. Sarı-kırmızılılar şampiyonluk yarışında devam etmek istiyorsa kazanmak zorunda. İşin özü bu.
Ballı maaşçılar boş durmuyor
Galatasaray ile ticaret yapacak, kulüpten yüksek maaş alacak, üye profiline ihtiyaç yok artık. Kulübe maddi, manevi fayda sağlayacak, her açıdan katkı verecek üyeler gerekiyor. Bir takım imtiyazlı üyelerin, yüksek maaşlarla, astronomik komisyonlarla ya da hak edilmemiş şöhretlerle beslendikleri çiftlik olmayacak Galatasaray Kulübü...
Taraftarından kulüp üyesine, yöneticisinden başkanına kadar kulübe destek olan profile ihtiyaç var. Herkes aklını başına toplamalı. Artık Galatasaray’da kulüp olanaklarından çıkar sağlama devri sona ermiştir. Başkan Mustafa Cengiz’in görevi birleştirici, dürüst isimlerle yönetimini takviye ederek en sağlam ekibi kurmak ve suistimallerin üstüne kararlılıkla gitmektir.
Kulüp üyelerinin Galatasaray ile akçeli ilişki içinde olmalarının sakıncalarını defalarca anlattık. İşte bu sakıncanın en büyük kanıtı da kulüp aleyhine tazminat davası açıp 450 bin lira isteyerek mahkemeye veren Ali Öğüdücü vakasıdır. Yıllarca kulüpten yüksek maaş alan Öğüdücü işine son verildikten sonra mali genel kurulda kürsüye çıkıp kulübün sorunlarıyla hiç ilgisi olmayan ve tamamen kendi mağduriyetini anlatan bir konuşma yaparak alkış almıştır. Fakat bu konuşmada Galatasaray’ı mahkemeye verdiğini, tazminat davası açtığını anlatmamıştır. Çalınan tırlardan, raicinin üç katına kiralanan depolardan bahsetmemiştir. Yazık bu Galatasaray’a.
Kızlar destan yazdı
Yeri geldi, 5 ay maaş almadılar, sakatlıklar yaşadılar, kendi liglerinde tutunamadılar. Ama Türkiye’ye Eurocup’ı getirdiler. Galatasaray’ın altın kızlarına teşekkür ediyoruz, sağolsunlar varolsunlar, ellerine ayaklarına sağlık...
