Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray’da, Divan Kurulu kulübün en saygın birimidir. İyiye gitmeyen bir şey olduğu zaman etkili müdahale edebilecek tek yerdir. Hepsi de saygın insanlardır. Başta İrfan Aktar olmak üzere, Hayri Kozak ve diğerleri herkesin saygı duyduğu kişilerdir. Eski başkan Ünal Aysal, ‘Divan Kurulu beni eleştiriyorsa bu saygın kurumun karşısında duramam istifa ederim’ dedi ve görevi bıraktı.
Bugün kulüpte sorunlar yaşanıyor. Hem de çok büyük sorunlar... Yöneticiler istifa ediyor. Riva ile Florya satılıyor. Ada, Galatasaray’ın diyemeyeceğimiz noktaya geldi. Sakat futbolcular alınıp, çok büyük paralar veriliyor. Bonservisi elinde olan futbolculara, bonservis parası verilip transfer ediliyor. Florya’da 6 ayda bir teknik direktör değişiyor. Tribünde 10 yaşındaki çocuk hüngür hüngür ağlıyor. Önümüzdeki sezon Avrupa kupasına gidebilmek için Fenerbahçe’nin, Başakşehir’i elemesi gerekiyor. Kongre üyeleri birbirine düşmüş, taraftar ikiye bölünmüş. Mali sıkıntı en üst seviyede. Florya’da yerli futbolcuların paralarını alamadıkları söyleniyor. Alp Yalman-Levent Nazifoğlu ekibi getiriliyor, üç ay sonra gönderiliyor.
Avrupa kupalarında yoksun... Türkiye Kupası’nda yoksun. Şu anda ligin dördüncüsüsün. Derbi kazanamıyorsun. Duygun Yarsuvat başkan zamanında personel sayısı bin 500’e düşürülmüştü. Bugün yine bin 700’e çıktı. Bir sürü ballı maaş alanlar, kulüpte işe yerleştirildi. Yani her şey karman çorman... Ve herkes susuyor. Divan Kurulu’ndaki büyüklerimiz buna sessiz kalmamalı. Bakın Galatasaray uçuruma gidiyor. Bunu benim gibi herkes biliyor. Ben Başkan Dursun Özbek için ‘kötü insan’ demiyorum. Sadece baskı altında diyorum. Bu baskı yüzünden Galatasaray’ın menfaatlerini iyi koruyamadığını düşünüyorum.
Kulübün bu baskıcılardan, statükoculardan kurtulmadan düzlüğe çıkamayacağını her platformda söylüyorum. Ve buradan da daha açık konuşmaya utanıyorum.
Disiplin Kurulu o da Galatasaray’ın kalbi. En önemli birimlerinden biri. Galatasaray’ın forma dolu tırları çalınıyor, store’larda yolsuzluklar yapılıyor, Çatalca’da yılda bir milyon euro verilip depolar tutulup hortumlanıyor ve bu insanlar hiçbir ceza görmüyor, disiplin kuruluna verilmiyor. Dün altı kongre üyesi sanık sandalyesine oturtulup disinline verildi.
Sebeplerini buradan söylemeyeceğim. Çünkü söylersem sebepleri çok komik, bana yakışmaz... Kulübü soyanlar kurula verilmezken, eleştiri yaptı diye bu altı kongre üyesinin cezalandırılması kulübe bir şey kazandırmaz. Sadece bölünmeyi hızlandırır. İnanın çok üzülüyorum. Başkan Özbek’e de üzülüyorum. Böyle olmamalıydı. Gidişat iyi değil.

Kalbimiz duracak
Türkiye 1. Ligi, Süper Lig’in çok üstünde... Hem kalite olarak hem heyecan olarak. Mustafa Denizli’nin Eskişehirspor’a gitmesi, lige olan ilgiyi artırdı. Ne yalan söyliyeyim, pazar günü derbiden önce bütün basın mensupları TT Arena’da derbiden daha çok 1. Lig’i konuştuk. Yeni Malatyaspor, Eskişehirspor, Sivasspor, Giresunspor, Ümraniyespor, Göztepe kıran kırana öyle bir mücadele ediyorlar ki hepsini alkışlıyorum. Düşmesi kesinleşmiş takımlar, play-off’a kalmak için mücadele eden takımları rahat rahat yenebiliyorlar. Böyle bir lig seyrediyoruz.

Fatih Terim gelmemeli
Fatih Terim’in ismi geçtiği zaman benim yüreğim hızlı atmaya başlar. Türkiye’nin en başarılı hocalarından Mustafa Denizli bugünkü yönetime güvenerek Galatasaray’ın başına geldi. Yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Herhalde hayatında bu kadar yalnızlık çektiği bir dönem olmamıştır. Sonunda canını kurtarmak için istifa etti, gitti...
Bu, Fatih Terim için ders olmalı. Evet, Florya’daki toparlanmayı Terim’den başka başaracak bir tek hoca şu anda yok... Galatasaraylıların sosyal alemde olsun, dışarıda olsun Terim için kalpleri atıyor. Ama bu ortamda Terim gelmiş olsa onun da akibetinin Mustafa Denizli’den farklı olacağını düşünmüyorum.
Hatta daha kesin söyleyeyim... Hem kendisi hem Galatasaray daha büyük yara alır. Evet, Terim Galatasaray’a gelmeli. Ama nasıl... İyi, sağlam bir yönetim, güvenebileceği güçlü insanlarla yola çıkmalı. Şu an için Terim’in ismini telaffuz etmek bana göre hayal gibi bir şey.