Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üzülerek de olsa Galatasaray’ı eleştirmeye mecbur kalıyorum. İçimde, “Bu kulüp düzelir” diye ufacık bir umut dahi yok. Bir avuç azınlık, 112 yıllık kulübü felakete götürüyor.
Florya ile Riva satıldı. 500 milyon lira para alındı. Değişen ne oldu? Yine borç 500 milyon dolar. Peki satılacak başka bir şey kaldı mı? Bir tek ada kaldı. Duygun Yarsuvat zamanında personelde büyük bir operasyon yapıldı. Çalışan sayısı bin 500’e düşmüştü. Şu an çalışan sayısı ise bin 700... Güya tasarruf yapılıyor. O azınlık, Başkan Dursun Özbek’e baskı yaparak, tehdit ederek kendi adamlarını kulüpte işe aldırıp, ballı maaş verdiriyorlar.
Şöyle anlatayım... Galatasaray TV’yi daha önce idare eden 15 bin lira alıyordu. Şimdi yerine gelen 30 bin lira alıyor. Bunun yanında program kalitesi düştü, 25 milyon taraftar kulübün televizyonunu seyretmiyor bile...
Mustafa Denizli gibi büyük bir isim teknik direktörlüğe getirildi. Peki Denizli, Galatasaray’da başarısız mı oldu? Tabii ki hayır... Bu azınlığın inine elini soktu. O zamanki gazetede yazılan manşetleri okuyorum, ‘Birinci raundu Denizli kazandı, ikinci raund bakalım ne olacak?’ diyordu. İkinci raundu biliyorsunuz, Denizli, “Ne haliniz varsa görün” dedi ve gitti. Yine Denizli zamanında bazı futbolcularla bir olup hocayı başarısız yapma operasyonunu harika uyguladılar. Bugün başkan Dursun Özbek çok eleştiriliyor. Görevini bırakıp gitse, yerine kim gelirse gelsin akıbeti aynı olur. Bu azınlık kendi istekleri olmadığı sürece orada hiçbir başkanı rahat çalıştırmaz.
Devam ediyorum... Alp Yalman, Levent Nazifoğlu, Florya’ya neden getirildi, niye gönderildi? Getiren belli de gönderen meçhul. Her taşın altından bu azınlık çıkıyor.
Başkan adayı çıkmaz
Bugün Galatasaray’da başkan kim olursa olsun, bu felaketi önleyemez. Her zaman söylüyorum, Galatasaray’ın sorunu başkan değil, bu azınlık... Kellesini ortaya koyarak, ‘Ben bu azınlığı kulübe sokmayacağım’ diyen bir aday çıksa başkan seçilir. Ama diyorum ya, kocaman bir yüreği olacak.
Adnan Polat’ın parçalanarak gönderilmesi kulübü bölmüştür. Şu anda taraftar da bölünmüş durumda... Mutlu bir kişi yok.
Kulüpte bir kuruş para yok. Daha hâlâ abuk sabuk transferler yapılıp yararlanılamayacak futbolculara milyon eurolar ödeniyor. Bundan herkes mutsuz oluyor.
Bugün mali kongre var. Taraftarı bir tek şey mutlu eder. O da başkan Özbek’in genel kurul kararı alması. O azınlık, başkana bunu da yaptırmaz.
Son söz olarak daha kötü bir şey söyleyeceğim... Galatasaray böyle idare edilirse çok değil, en geç üç sene sonra yabancı birilerine satılır.

Futbol şehri Eskişehir
Mustafa Denizli’nin Eskişehirspor’a teknik direktör olması, TFF 1. Lig’e olan ilgiyi çok artırdı. Pazar günü arkadaşım Turan Babataş ile Pendik’ten hızlı trene bindim. İnanın 250 km süratle gidiyor. Ne bir tekerlek, ne bir rüzgar sesi, 2,5 saatte Eskişehir’e geldik.
Şehiri Göztepe ve Eskişehir taraftarları rengarenk yapmışlar. Ne bir kavga, ne bir küfür, ne de bir tartışma... Bu futbol medeniyetinin Eskişehir’e gelmesinde başkan Halil Ünal’ın çok büyük payı var. Daha sonra maça gittik. Statta 28 bin taraftar vardı. Devletimiz muhteşem bir stat yapmış. İnanın kendimi İngiltere’de bir statta zannettim. Maçtan sonra yine trenle İstanbul’a döndüm. Eskişehir’e gidiş geliş tren bileti 56 TL. Çok güzel bir gün geçirdim.
TFF 1. Lig’de öyle bir rekabet var ki Süper Lig’in üzerinde... Düşmeye aday takım, şampiyonluğa oynayan takımı rahatlıkla farklı skorla yenebiliyor.
Son olarak şunu söyleyeyim... TFF 1. Lig’de, Süper Lig kalitesinin üzerinde rekabet var.