Taş yerinde ağırdır... Fatih Terim’in alnına da Galatasaray yazılmış. İtalya’da Fiorentina ve Milan’ı çalıştırdı, milli takımda görev yaptı ama hedef şampiyonluksa Galatasaray’daki kadar hiçbir yerde başarılı olamadı.
Dönüyorum, dolaşıyorum ‘kaybolan yıllar’ diyorum. Bugün Alex Ferguson’un Manchester United’da yaptıklarını, Terim Galatasaray’da yapabilirdi. Her neyse şimdi öyle bir zamanda göreve geldi ki kulübün kendisine, kendisinin de kulübe çok ihtiyacı vardı. Sonuçta sevgililer buluştu.
Galatasaray futbol takımı yıllardır topal. Taraftar rahat değil. İyi teknik direktörler de geldi ama Türkiye şartlarında başarılı olamadılar. Taraftarın Terim’e verdiği desteği hiçbiri bulamadı.
Şimdi iyi bir kadro var. Bu kadronun işlenmesi lazım. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Tabii ki sorunlar yaşanacak. Ama bundan sonra taraftar futbolcusunu yuhalamayacak ya da futbolcu formasını çıkarıp yere atmayacak, kendi seyircisi önünde oynayıp, deplasmanlarda yatmayacak, saçma sapan kartlar görmeyecek...
İzmir’de takımın karşılanışına bakın, yer yerinden oynadı. Bu da neyi gösteriyor, 30 milyon taraftar Fatih Terim’e inanıyor, güveniyor, çok iyi şeyler yapacağını düşünüyor. Süper ligimiz, Avrupa’nın en zor liginden biri. Uluslararası başarımız fazla olmasa da düşecek takımlar bile sahada kıyasıya savaş veriyor. Yabancı hocalar bunun bilincinde değil. ‘Ben taktiğimi veririm, takımım oynar’ düşüncesiyle başarı gelmiyor. Tekniğin ne olursa olsun, savaşmazsan ne kadar yıldız olursan ol sıfırsın. Antalya kampında Fatih Terim bunu futbolculara aşılamış.
Aldığım haberlere göre önümüzdeki hafta bir sol bek bir de Gomis’in yanına forvet gelecekmiş. Başkan Dursun Özbek bunun sözünü vermiş. Takım şampiyon olur mu, bunu bilemiyorum. Ama deplasmanda olsun, ama iç sahada olsun Galatasaraylı futbolcu kazanmak için savaş verecek, bu kesin.
Bir başka konu ise kulüpte Terim’den rahatsız olanlar var. Bunlar başka hocalara yaptıkları gibi ‘Ali Cengiz’ oyunları yapamazlar, güçleri yetmez. Taraftar da buna müsaade etmez. Artık Fatih Terim ile beraber Galatasaray’da yeni bir sayfa açılıyor. İlerleyen günlerde daha net yorumlar yapacağız.
Tepki oyları yetmez
Galatasaray’da yarın başkanlık seçimi var. Kulüp için büyük gün. İki tane aday var. Biri şu anda başkan. Diğeri bütün adaylar kaçarken aday olan Mustafa Cengiz. İktidarda olan daima seçimlerde avantajlıdır. Ben şimdiye kadar kaybedeni görmedim.
Dursun Özbek kötü adam mı? Tabii ki değil. Bir tek suçu var, 537 yıllık kulübün sembolü olan liseye ve Galatasaray’a zarar veren insanları etrafından uzaklaştıramaması. Bunu yapsa seçimi kazanamayacak. Çünkü bunların çoğu ballı maaş alıyor. Ve Dursun Özbek seçimi alsın diye savaş veriyorlar. Başkan Özbek de bu durumda çaresiz.
Zarar veren gruba tepki gösterenler Mustafa Cengiz’e oy verecek. Sayıları az değil. Bu Cengiz’e seçimi kazandırır mı orasını bilmiyorum. Ama zor... Kim başkan seçilirse seçilsin, artık herkesin ona destek olması gerekir. Başka aday var mı? Dursun Özbek ve Mustafa Cengiz... ‘Aday olacağım’ diyenlerin hepsi kaçtı. Sadece dedikodu yapıyorlar. Kongre üyelerini suçlayanlara soruyorum. İki adaydan biri seçecekler. Bu yüzden tartışmalar bitmeli.
Kucaklaşmak çok mu zordu?
Türk insanının kahraman olarak gördüğü Barcelonalı Arda Turan, Medipol Başakşehirli oldu. Transferde Başkan Göksel Gümüşdağ’ın çok büyük emeği var. Resmen Arda’nın ortada kalmasını istemedi. Arda’yı uzun senelerdir tanırım. Bilal Meşe de, Fatih Terim de çok iyi tanır ve bilir. Hepimiz bir aileydik.
Ben bir tek şeyi merak ediyorum. Arda, ‘Hocam hepimizin hataları oldu. Gel bu küslüğü bitirelim’ deyip boynuna sarılamaz mıydı? Bilal Meşe’ye ‘Sen bana 15 sene laf söyletmedin. Hep beni kahraman ilan ettin. O gün uçakta çok sinirliydim. Senden özür diliyorum’ diyemez miydi?
Bunları yapsaydı, Galatasaray ya da Beşiktaş, Arda’yı almak için Başakşehir’in yaptığı fedakârlığı yapmaz mıydı? Her neyse şu anda yapılacak bir şey yok. Dilerim Başkan Gümüşdağ’ı ve hocası Abdullah Avcı’yı mahcup edecek bir hareket yapmaz.
