Mustafa Denizli ve Fatih Terim, Türk futboluna 30 senedir teknik direktör olarak çok büyük hizmetleri olan iki değerli isim... İkisinin de yabancı kuralı için görüşleri aynı. Yabancı serbest bırakılsın, kısıtlama kesinlikle futbolumuza zarar verir.
TFF’nin Riva’daki merkezinde Şenol Güneş’in basın toplantısına gittim, “Yabancı kuralı için siz ne düşünüyorsunuz?” diye sordum. Milli takımın gündemi değişmesin diye bu soruya Arnavutluk ve Moldova maçlarından sonra cevap vereceğini söyledi ve ekledi: “Türk futbolunun sorunu yabancılar değil.”
Yıldırım Demirören federasyonunun en büyük katkılarından biri, yabancı kuralını çıkarmasıydı. Ancak bütün herkesin ağzında bu konu var. Ben tam tersini düşünüyorum. Kulüplerin 14 yabancıyı kadrolarında bulundurma mecburiyeti yok. Ama 14 yerliyi kadrolarında bulundurma zorunluluğu var. Şimdi bütün herkese soruyorum, bütün takımların kadrolarında 14 tane yerli futbolcu var. Bunlar yabancılarla ne kadar rekabete giriyorlar? Hiç kusura bakmasınlar, çoğu girmiyor ve aldıkları parayı da hak ettiklerini düşünmüyorum.
Hocalarınız sizleri oynatmak istiyor. Biraz kendilerini gösterseler ya da sıksalar yabancılar kulübede oturacak, yerliler ilk on birde sahaya çıkacak. Ama bunu yapmıyorlar. Kendilerini zorlamıyorlar.
Düşünün yabancı sayısı 5’e indirildi. Size garanti veriyorum kulüplerimiz mali konuda daha çok zarar görür. Yabancılar futbolumuza heyecan ve rekabet getirdi. O zaman yerlilerin kalite olarak en kötüsü bile, 5 yıllık mukavele yapacak, Tarık Çamdal gibi olacak. Yattıkları yerde para kazanacak. Bu sıkıntıları Galatasaray da, Fenerbahçe de, Beşiktaş da, Trabzonspor da, diğer kulüpler de çekiyor.
Baskı Diagne’yi frenliyor
Bizim huyumuzdur hemen futbolcuya çamur atarız ve bitirmeye çalışırız. Hagi için de zamanında ‘Bastonla mı oynayacak?’ diyorlardı. Sonra herkes nasıl oynadığını gördü.
Diagne, taraftarı olmayan bir kulüpten geldi. Baskıyı bir tek hocasından görüyordu. Soldan Trezeguet, sağdan Koita, ortadan Panelka, Sadiku, Tarkan... Bu oyuncular onu devamlı topla buluşturuyordu. Diagne de çok rahat goller atıyordu. 18 dışından bile öyle vuruşlar yapıyordu ki kaleci kıpırdayamıyordu bile... Şimdi ise çok büyük bir kulübe geldi, çılgın bir taraftarı var. Sadece maçta değil, karşılaşma olmadığı günlerde bile baskı altında.
Önce şunu söyleyeyim, Onyekuru ve Feghouli’nin yaptığı ortalar kafasının üç metre üstünden gidiyor. Hedef santrforlarını topla kesinlikle buluşturamıyorlar. Belhanda ve Ndiaye bir tek gollük pas vermiyorlar. Mariano’nun yaptığı ortalar ise havadan değil yerden gidiyor.
Bu şartlar altında ne yapabilir Diagne?
Öztürk’ü harcamayın
Son iki senede büyük çıkış yapan en iyi hakem Ümit Öztürk’tür. Bu çocuğa yapıştırmak istedikleri lekelerle alakası yoktur.
Galatasaray-Trabzon maçında Diagne’ye ikinci sarı kartı göstermemiş, Trabzon’un penaltısını vermemiş. İnanın çok ayıp. Ben o maçı canlı seyrettim. Diagne’nin pozisyonu gibi 10 tane kartlık pozisyonda bordo-mavili ve sarı-kırmızılı futbolculara kart çıkarmadı. Penaltıda ise milletin abartmasına bakmayın... Penaltı mı? Penaltı.
Burada hiçbir hakemi suçlamak istemiyorum. Yaptıkları hataları da tek tek söylemek istemiyorum. Bir sıralama yapsak bu sezonki hataları yazsam Ümit Öztürk son sırada yer alır. Yedi maçtır dinlendiriliyor ama bu hafta Avrupa’da maç yönetti.
Öztürk’e ceza Namoğlu zamanında verildi. Beyaz sayfa açan yeni MHK’nin bunu kaldırması gerekir.
