Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Riva’daki o muhteşem, dünya çapındaki tesisten sonra futbolumuz için aldığı en önemli karar, 14 yabancı kuralıdır.
Sabaha kadar bu kuralı herkesle tartışırım. Kural ne diyor? İstersen kadronda 14 yabancı bulundurabilirsin, istemezsen yerli futbolcularla devam edersin. Gayet net ve açık... Yabancı oyuncuları kadronda tutmak zorundasın diye bir madde var mı? Yok... O zaman durum nereye geliyor, bizim Türk futbolculara. Kendilerini zorlayacaklar, rekabet edecekler. Kulüp yöneticileri de yabancı oyuncu tercihini yerliden yana kullanacak.
Ama bakıyoruz bizim futbolcularımızın bir kısmı, ‘Ben yılda 2-3 milyon euro alıyorum. Oynasam ya da oynamasam bu parayı kazanacağım. Niye kendimi zorlayıp yabancılarla rekabet edeyim’ diye düşünüyor. Bu gerçek. Böyle olunca yönetim yerli futbolculara güvenmeyip yabancı getiriyor.
Selçuk İnan gibi Türkiye’de orta saha oyuncusu var mı? Yok... Ama Selçuk ne yapıyor, takımına ne katkı veriyor. Sıfır... Bugün Selçuk’un performans düşüklüğü yüzünden Galatasaray Yönetimi, Fernando ve Ndiaye’yi aldı. Burada bütün suç Selçuk İnan’ın. Bakın milli takımdaki formasını da kaybetti. Ama gerçeklerin hâlâ farkında değil.
Sinan Gümüş... Var mı böyle bir yetenek? Yok. Sinan ne yapıyor rekabet ediyor mu yabancılarla? Hayır. Tesadüfen bir gol atıyor, onda da taraftara gitmiyor, afra tafra yapıyor. Yönetim ne yapıyor, Rodrigues’in yanına bir de Feghouli’yi alıyor. Yerli futbolcular bu durumda kızmayacak.
Geçen gün bir tweet okudum. Osmanlıspor’da oynayan Serdar Gürler atmış. ‘Yabancı kısıtlaması olsa şu anda bir alacağıma üç alacaktım’ diyor. Bu şekil düşünüldüğü müddetçe kulüplerin hepsi 14 yabancı hakkını sonuna kadar kullanacak. Bu, TFF’nin kulüplere yaptığı çok büyük bir hizmettir. İnsanlar tartışmak istiyorlarsa yerli isimleri tartışsınlar. Kaan Ayhan, Çağlar, Nuri, Hakan Çalhanoğlu, Enes Ünal, Yunus Mallı kimlerle rekabet ediyorlar. Tabii ki yabancılarla.
Neden bizimkiler rekabet etmiyor? Bakın artık futbolumuzda değişim başlıyor. Türk futbolcular için alarm çalıyor. Yabancılarla rekabet etmezsen, terinin son damlasına kadar o forma için savaşmazsan kaybolup gidersin.

Milli Takım yeniden doğdu
Evet, Ukrayna maçı hepimize bir panik yaşattı. Sadece Lucescu’yu suçlamamak lazım. Neticede sahada mücadele etmesi gereken futbolcular vardı. Hırvatistan maçı bize bir şeyi gösterdi. En yetenekli futbolcularla kadronu kurarsan başarıyı yakalayabilirsin.
Hırvatistan iyi bir takım. Bana hiç kimse üç gün önce Hırvatlar maç yaptı, yorgundular demesin... Sahaya çıkan kadro özlediğimiz, savaşan futbolculardan kuruluydu. Arda, Hakan, Oğuzhan ve Nuri... Bunların dördünü birden ilk on birde oynatmak yürek işi, cesaret işi. Lucescu futbolculara güvendi. Oyuncular da onu utardırmadı. Forvette de Burak ve Cenk ikisiyle maça başlamak farklı bir cesaret. Rumen çalıştırıcı bunu da yaptı. Oyuncu değişikliği yaptı. Burak’ı kenara aldı, Cenk’i oyunda tuttu. Burada da 12’den vurdu. Burak sahada kalsa belki de gol olmayacaktı.
Oğuzhan’ı geç olsa da kadroya aldı. Evet neden geç aldı diye ben de eleştirdim. Oğuzhan gibi futbolcular formsuz ya da formda farketmez kadroda olmalı. Kaan’ın bu performansı ortaya koyacağını hangimiz düşünebilirdik. Hocası bile düşünemezdi. Ama Kaan, hepimizin hayranlığını kazandı. Çağlar, çok iyi bir stoper. Hamleleri, vücudunu kullanması...
İlk maçta Caner’i oynatmadı. Çok büyük hataydı. Caner bugün Türkiye’nin en iyi sol beki. Ama hatasından döndü. Hırvatistan maçının yıldızlarından biri oldu Caner. Bundan sonraki maçlarda daha iyi olacak. Sonuçta iddiamız devam ediyor mu? İzlanda ve Finlandiya’yı yenersek Dünya Kupası’na gidecek miyiz? Ben bu çocukların bunu başaracaklarını düşünüyorum.

12 Dev Yürek!
Türk demek, yürekli demek. Bu çocuklarda sportmenlik, ahlak, yürek her şey var. Ufuk Sarıca, dev bir hoca olma yolunda hızla ilerliyor. Çok büyük bir spor adamı olacak. Bütün demeçleri akıl dolu. Birleştirici ve örnek alınacak seviyede. Bundan önceki basketbol federasyonlarındaki dağınıklık bitmiş. Hidayet Türkoğlu önderliğinde, Ömer Onan başta olmak üzere Haluk Yıldırım, Kerem Tunçeri, Ufuk Sarıca ve 12 Dev Adam enerji dolu büyük bir aile olmuşlar.
Hiç kimse birbirinin altını oymuyor. Hepsi milli takımın başarısı için mücadele ediyor. Çok yakında bu çocuklar büyük başarılara imza atacaklar. Cedi Osman tarifsiz bir oyuncu. 37 dakika oynuyor, yorgunluktan belki kolu kalkmıyor. Hâlâ bir şeyler yapmak için savaşıyor. Furkan Korkmaz, 20 yaşında geleceğin büyük yıldızlarından... Sinan Güler ay-yıldızlı forma için nasıl savaşılır onu gösteriyor. Kenan Sipahi, genç yaşına rağmen o da şampiyonada yıldızlaştı. Semih Erden yeniden doğdu. Melih Mahmutoğlu üçlükleriyle takıma her an hayat verdi. Ve diğerlerine... Teşekkür ediyoruz.