Pazar Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...

Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...

17.05.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Fehmi Koru’nun önderlik ettiği fasıl geceleri, iki aydır gündemden düşmüyor. Gazeteci, siyasetçi ve sanatçıların katıldığı bu gecelere davet, telefon mesajıyla geliyor ve kişiye özel... Eğer bu SMS’i almazsanız bu toplulukla fasıl etmenize imkan yok

Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...

Geçtiğimiz ayın köşe yazılarına en çok konu olan olaylarından biri Fehmi Koru önderliğinde düzenlenen, Aydın Doğan’ın önce konuk daha sonra da ev sahibi olarak katıldığı fasıl geceleriydi.
O kadar ki Google’a girip fasıl yazdığınızda herhangi bir müzik sitesi ya da mekan rehberinden önce bu konuyla ilgili köşe yazıları çıkıyor karşınıza.
Bu fasılları methedenler de vardı yazarlar arasında; bu toplantılara fasıl denemeyeceğini, bunun neredeyse fasıl sözcüğüne ihanet olduğunu iddia edenler de...
Bir anda medyanın ilgisini üzerine çeken bu fasıl geceleri aslında yaklaşık iki yıldır her ay düzenleniyor. Ama bu derece ramp ışıklarına çıkması, şubat ayında Eresin Otel’de yapılan davete Aydın Doğan’ın katılmasıyla oldu. Muhafazakarların bir araya geldikleri bu toplantıya Doğan’ın katılması; fasıllara bir anda “iki mahalleyi kaynaştırma” misyonu yükledi. Ne de olsa söylenen şarkılar iki kesim için de aynı oranda tanıdık, aynı oranda anılarla yüklüydü. Belki de fasıllar fikir ve yaşam biçimi ayrılığı yaşayan kesimler için yeni uzlaşı kanalıydı. 


Manşetlere çıkan ilk fasılın tarihi 20 Şubat 2009. Katılanların çoğu gazeteci olmasına rağmen önce kimse yazmadı bu fasıl gecesini...
Belki de ilk adım bekleniyordu ve o adım, Yeni Şafak yazarı Bekir Hazar’ın “Beni davet edecekti, sözünü tutmadı” şikayeti üzerine Ahmet Hakan’dan geldi.
Fasılın davetlilerinden Ahmet Hakan,  Hürriyet gazetesindeki köşesinde “’Fasıl’ konusunda zaruri bir açıklama” başlıklı yazısında, Hazar’a şöyle cevap verdi: “Doğrudur. Sözümde durmadım. Ama bu işin sorumlusu Bekir Hazar’ın yazarlık yaptığı gazetenin başyazarı ‘Beyefendi’dir... ‘Beyefendi’, fasıla davet işi konusunda öyle bir akreditasyon uygulamasına imza attı ki... Hilton’un girişinde misafirlerden sabıka kaydı isteyecek diye korktum vallahi...”
Hakan’ın sözünü ettiği beyefendi ise yine Yeni Şafak yazarı olan Fehmi Koru’ydu. 

İki yıl önce başladı
Koru; bu fasıl gecelerini yaklaşık iki yıl önce Süleymaniye Camii’nin arkasında bulunan Ağa Kapısı Cafe’de başlattı. Çekirdek kadro Ahmet Ertürk, Nuray Mert, Ahmet Hakan, Elif Çakır, Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Cengiz Er, Selahattin Sadıkoğlu, Yasin Aktay ve Erhan Çelik’ten oluşuyordu.
Daha sonra kadroya Atilla Koç, İskender Pala, Kadir Topbaş, Ali Bayramoğlu, Mehmet Kamış, Mehmet Barlas, Candan Karlıtekin, Erhan Köknar, Hakan Peker, Ömer Erdem ve İstanbul’un bazı ilçelerinin belediye başkanları eklendiler. 

Akreditasyon çok sıkı
Ancak davetli sayısı arttıkça ortaya bir de “akreditasyon” sorunu çıktı. Fasıllara ancak Yeni Şafak Spor Müdürü Erhan Köknar’dan telefonu mesajı alanlar katılabiliyordu. Ahmet Hakan’ın sözünü ettiği bu sıkı uygulama, neredeyse Bilderberg toplantılarını andırır bir hale geldi. Artık bu fasıllara katılmak da bir statü göstergesiydi.
Ayda bir düzenlenen bu gecelerin akreditasyon dışında da sıkı kuralları vardı:
-Kesinlikle siyaset konuşulmaz.
-Toplantı mekanı olarak mütevazı yerler seçilir. Her mekana yalnızca bir kez gidilir.
-Fehmi bey ev sahibi olduğu fasıllara herkesten önce gelir ve gece sonunda herkesi elini sıkıp yolcu eder.
-Fasıllarda içki içilmez.
-Konuklara diş kirası olarak genellikle toplantının yapıldığı ilçe belediyesinin kültür yayınlarından kitaplar veya CD’ler hediye edilir.
Her zamanki gibi Erhan Köknar’dan gelen “Sevgili dostumuz, bu ayki Geleneksel Fasıl Toplantımızı 20 Şubat Cuma akşamı saat 19.30 Topkapı Barcelo Eresin Otel Topkapı Salonu’nda yapacağız. Hicazdan mahura uzanan âşina şarkıları terennüm eyleyerek. Sevgiler, Selamlar. Erhan Köknar-Fehmi Koru” cümlelerinden oluşan telefon mesajını alanların buluştuğu; Ahmet Hakan’ın da Aydın Doğan ile birlikte katıldığı fasıl gecesi bir dönüşümün habercisiydi. “Bakalım bizim eski mahallenin aylık popüler eğlencesi nasıl bir hal almış?” sorusuyla fasıla giden Ahmet Hakan, “Manzarayı görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı”. 

Şarap da var çay da
Çünkü hayli mütevazı bir kıraathanede başladıkları, “düşük profilli” fasıl eğlencesi gitmiş; yerine beş yıldızlı otelde, yemekli, hatta isteyene alkol ikram edilen, dört başı mamur ve şatafatlı bir eğlence gelmişti.
Bu yeni konseptte ustalardan oluşan bir fasıl heyeti, söylenecek şarkıların listesi, şarkıların notalarının belirdiği dev bir ekran da vardı. Sohbet konuları ise müzikten uzaktı: medya dedikoduları ve yaklaşan yerel seçimler. Böylece mekan, alkol ve sohbet konusu olmak üzere üç kural birden yıkılmıştı.
Davetli listesi ise hayli kalabalık ve dikkat çekiciydi: Aydın Doğan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Eski Kültür Bakanı Atilla Koç, THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin ve Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Topçu, Sezen Cumhur Önal,  Prof. İskender Pala, gazeteciler Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Ergün Diler, Selahattin Sadıkoğlu, Nazlı Ilıcak, Erhan Çelik, Ali Bayramoğlu, Elif Çakır, TRT İstanbul TV Müdürü Ömer Erdem, sanatçılar Samime Sanay, Hakan Peker, Aylin Taşçı.

Diş kirası Selim İleri kitapları
30 Nisan’da gerçekleşen son fasıl gecesinin ev sahibi ise Aydın Doğan’dı. Ancak Hilton Oteli’nde yapılan bu gecenin davetli listesinde Fehmi Koru’nun da imzası vardı. Her zamanki konuk listesine bu kez Taha Akyol, Derya Sazak, Vahap Munyar, Sedat Ergin, Fatih Çekirge, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hüsamettin Özkan da eklendiler.
Gecenin mönüsü başlangıç olarak ızgara deniztarağı, tava jumbo karides, yengeç eti salatası; ana yemek olarak ızgara kalkan filetosu veya fırında kuzu fileto; tatlı olarak da kazandibi, tavukgöğsü, sakızlı sütlaç, kabak ve ayva tatlısı, Maraş dondurması ve vişne şurubundan oluşuyordu.

Gecenin makamı hüzzamdı
İçki servisi vardı; kimi davetliler şarap ve rakı, kimileri ise çay içti. Aydın Doğan Fehmi Koru’nun diş kirası kuralını da revize ederek, konuklarına Selim İleri’nin Doğan Kitap tarafından yayımlanan İstanbul kitaplarını, “Mesnevi”yi ve THY’nin “75. Yılda 75 Büyük Usta” albümünü  armağan etti.
Fasılın şefi Dr. Adnan Çoban, sazendeleri de Yeşim Çoban (keman), Turgut Özüfler (kanun), Volkan Ertem (viyolonsel) ve Ahmet Rasim Küçükusta’ydı (ud). Samime Sanay, Melihat Gülses, Aylin Taşçı, Sami Aksu ve Meyra da davete misafir ses sanatçıları olarak katıldılar.
Makamı hüzzam olarak seçilen gecede davetlilerin istek şarkıları da söylendi. 

Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...


26 Mart’ta Hıdiv Kasrı’ndaki fasıl gecesinde gazeteci Fehmi Koru şarkıya eşlik ediyor.



Kim hangi şarkıyı istedi?
Fatih Çekirge: “Gecenin matemini aşkına örtüp sarayım”
Ahmet Hakan: “Buruk Acı”
Ahmet Ertürk: “Belki bir sabah geleceksin lakin vakit geçmiş olacak”
Sedat Ergin: “Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim”
Aydın Doğan: Kayseri türküsü “Küçük yaşta aldım sazı elime”
Fehmi Koru: Olmazsa olmaz şarkısı “Bir kızıl goncaya benzer dudağın”
Erhan Köknar: Başbakanla özdeşleşen “Beraber yürüdük biz bu yollarda”
Yusuf Ziya Cömert: “Şimdi hatırda mıdır âşıkı nalân acaba”
Elif Çakır: “Her mevsim içimden gelir geçersin”
Dr. Osman Müftüoğlu: “Aman doktor, canım doktor derdime bir çare”.
Nazlı Ilıcak: “Dil şad olacak diye kaç yıl avuttu felek bizden alacağı olsun”


Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...
“Geleneksel fasıllar benim evimde de devam ediyor”

Fasıl haberleri gazetelerde yer aldığında Murat Bardakçı Gazete Habertürk’te bu toplantıları eleştiren bir yazı kaleme aldı.
O yazıda “Yazılanlarda musikinin bahsi neredeyse hiç geçmiyor ve o gece, yakın geçmişimizi ve bazı âdetlerimizi bilmeyenlerin yahut unutanların kalemiyle, tatsız bir magazin haberi haline getirilmiş halde” diyen Bardakçı, klasik fasıl geleneğini anlattı:
“Bu yapılanlar fasıl değildir; şarkıcıları çağırıp onlara söyletmektir. Artık evlere şarkıcı çağırmayı fasıl zannediyorlar. Parayla kültür satın almaktır bu, ama alamıyorlar.
Fasıla üç grup insan gider: Ya okuyacak ya çalacak ya kültür adamı olacak. Fasıl geleneği, 14. yüzyıldan beri var olan bir gelenek. Sadece Türkiye’de değil, bütün İslam dünyasında var. Ülkelere  göre isim değiştirir.
Fasıl yalnız evde yapılır. 1970’lerin sonuna kadar klasik ev fasılları Türkiye’de düzenli olarak devam etti. Her hafta cuma günü yapılırdı. Haftalık rutin, bunu yapanlar öldüğü için bozuldu.
Periyodik olmasa da, hâlâ birkaç evde yapılıyor ama kimse söylemeye gerek duymaz, normal bir şeydir. Ben o fasıllarda yetiştim, benim evimde de devam ediyor.

“Fasılda solo olmaz ancak gazel okunur”
Fasıl toplu halde yapılan müziğin ismidir. Fasılda solo olmaz. Melihat (Gülses) 30 senelik arkadaşımdır, ama öyle çıkıp Deniz Baykal’ın sevdiği şarkıyı söyleyerek fasıl olmaz.
Solo ancak parçaların arasında okunan gazellerde olur ama gazel okuyan da kalmadı.
Fasıllar müzik toplantılarıdır. Bir masanın etrafına çalan, okuyan ya da müzik bilen insanlar oturur. Yemek ikram eder veya etmezsiniz. Eskiden zengin ev sahipleri yemek de verirdi; fakat gerçek fasıllarda çay arası vardır. Uzun fasıllar ikiye bölünür, ağır aksak şarkılardan sonra çay molası verilir.
Kısa fasıllarda da iki fasıl yapılır; ikisinin arasında çay molası verilir. Yemek yenecekse de müzikten sonra yenir.
Fasıl bütün kalıpları belli bir müzik formudur. Batı’daki süite benzer birform... Sen şu çarkıyı çal, ben şunu çalayım yapamazsın.
Önce peşrevle başlar, varsa eğer kâr çalınır. Kârdan sonra 1., 2. beste; sonra ağır semai, sonra ağır aksaklar çalınır. Usul hafifler; aksak, düvek çalınır. Sonra sırasıyla yürük semai, saz semaisi çalınıp kapanış taksimi yapılır.
Gerçek fasıl dediğim müzikle o toplantılarda yapılan müziğin alakası yok. Fasıl adamı yerinden zıplatır, gümbür gümbür bir müziktir.” 

Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...
“Farklı fikriyattan insanlar musikiyi paylaştı”

Fehmi Koru’nun düzenlediği fasıl gecelerinin vazgeçilmez sesi Dr. Deniz Adnan Çoban. Çoban hem psikiyatr hem de TRT İstanbul Radyosu’nun ses sanatçılarından biri.
1968 İstanbul doğumlu Çoban, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi psikiyatri ihtisasını yaparken İstanbul Üniversitesi Türk Müziği Korosu’nda Süheyla Altmışdört eğitmenliğinde müziğe başladı. Aynı yıllarda Prof. Dr. Ayhan Songar’ın açtığı Etnomüzikoloji Merkezi’nde üç yıl icracı ve araştırmacı olarak görev aldı. Bu ilgisinin bir sonucu olarak müzikle tedavinin Türkiye’de bilimsel normlara uygun bir şekilde uygulanması için projeler hazırladı. Türk Tedavi Musikisi Uygulama ve Araştırma Grubu’nu (TÜTEM) kurdu.
Fehmi Koru önderliğindeki fasıllara ise Erhan Köknar aracılığıyla katıldı. Çoban fasılların nasıl gerçekleştiğini anlattı:
“Önce Fehmi bey ile bir fikir alışverişinde bulunup gecenin makamını seçiyoruz. Hangi eserlerin okunacağını ise ben belirliyorum. Her toplantıda daha önce icra etmediğimiz bir makamı seçiyoruz ki insanlar yeni makamları tanısın.
Eserlerin sözlerini eşlik etmeleri ve takip etmeleri için konuklara dağıtıyoruz. Böyle çok daha iyi konsantre olunuyor. Konuk olan sanatçı arkadaşlarımız da bir-iki parça seslendiriyorlar, ben de istekleri okuyorum.
Fehmi bey Türk müziğini çok seviyor, önemli de bir dağarcığı var. Hatta telefonunda aşağı yukarı bütün şarkı sözleri; Zeki Müren, Safiye Ayla gibi sanatçıların icraları kayıtlıdır. Sesi de güzel, çok güçlü. Tizden eserleri seslendirebiliyor. Fasılların bu noktaya gelmesinde onun çok büyük etkisi var.

“Fasıl illa evde olacak diye bir kural yok”
Bizim için mekanın lüks olup olmaması önemli değil, önemli olan insanların bir araya geleceği bir mekan olması. Fasılların evde olması gerektiğiyle ilgili bazı köşe yazıları çıktı. Evet, geleneksel fasıllar bu şekilde olur ama önemli olan içerik. Fasıl illa evde olacak diye bir kural yok.
Musikinin sosyolojik açıdan en önemli vasfı, birleştirici olmasıdır. Türk musikisi belki de farklılıklarımızı zenginliğe dönüştüren en önemli değerlerimizden. Osmanlı döneminde yaşamış Ermeni, Rum, Yahudi bestekarlar vardır. Örneğin Kürdilihicazkar fasıllarının peşrevi ve saz semaisi Tatyos Efendi’ye aittir. Onun saz semaisinin olmadığını düşünürsek eksik bir Kürdilizihicazkar algımız olurdu. Farklı etnik kökene sahip insanların aynı musiki algısı etrafında birleşmesi tarihimizin en önemli paylaşımlarından biri.

“Bu meclisler çoğalmalı”
Biz de bu paylaşımı farklı fikriyatta olan insanların bir araya geldiği bu fasıllarda yaşıyoruz, buna ihtiyacımız var. Fikri ayrılığı ayrıcalık haline getirebiliriz, ki bu fasıllar bu ortamı sağladı. Farklı fikriyattan, farklı medya çevrelerinden insanlar bir araya gelip hiçbir şeyin hesabını kitabını yapmadan sadece musikiyi paylaştı. Herkes aynı duygulanım içerisinde şarkıları terennüm etti ve dinledi.
Fikriyatımızı daha olgun savunma mekanizmalarıyla ortaya koymalıyız. Biz buna psikiyatride süblimasyon / yüceleştirme diyoruz. Kişinin içindeki olumsuz duyguları ve düşünceleri bir sanat veya mizah unsuruyla olumlu bir yöne aktarmasıdır bu. Bu fasıla katılanlar, içlerinde birikmiş o olumsuz duyguları musiki vasıtasıyla güzel bir paylaşıma dönüştürdüler. Bu tür meclislerin çoğaltılması gerektiğine inanıyorum.


Fasılın tarihi 14. yüzyıla uzanıyor
Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...

Akademik kaynaklara başvurunca fasılın bugünki gündelik kullanımından bambaşka bir müzik formu olduğu çıkıyor ortaya.
Baştan başlayalım... Fasıl, Arapçada bölüm, ara sözcüğünün karşılığı. Türk müziğinde ise bir bestekarın aynı makamda bestelediği iki beste ile iki semaiye verilen isim. Aynı zamanda aynı makamdan eserlerin belirli bir kural çerçevesinde seslendirilmesi anlamında kullanılıyor.
Geleneksel fasılda peşrev, kâr, murabba, ağır semai, yürük semai ve saz semaisinden oluşan eserler art arda icra ediliyor.
Tarihi 14. yüzyıla kadar uzanan fasılın özelliği, müziğin devamlılığı. Bu nedenle uzun süren fasıllarda taksim ve gazellerle ara veriliyor. Eserleri birbirine bağlayan ise aranağmeler. Üstelik hemen her şarkının kendisine özgü bir aranağmesi oluyor. 


Fasıl sözlüğü
-Hanende: Ses sanatçısı
-Sazende: Saz sanatçısı
-Serhanende: Fasıl şefi
-Küme faslı: Kalabalık ses topluluğu.
-Fasl-ı Cedid: Batı çalgılarının da yer aldığı fasıl.
-Fasl-ı Atik: Geleneksel fasıl heyeti.
-İnce saz: Oda müziği yapan diğer sazlardan oluşan küme.
-Kaba saz: Mehterhane ve savaş çalgılarının yer aldığı küme.

Ağam ben nasıl edem, SMS yolla fasıl edem...



İster Babylon’da ister bilgisayar başında...
Anlaşılıyor ki, fasıl doğru adlandırılmıyor bugün. Kuralları belirli bir müzik formu olan fasıl sözcüğü, şimdilerde alaturka müziğin çalınıp söylenmesi olarak da kullanılıyor. Bu nedenle fasıl mekanı deyince de birkaç kişilik orkestra (kanuni, udi, klarnetçi, kemancı ve darbukacı)  ve vokalle klasik Türk müziği parçalarının seslendirildiği yerler çıkıyor karşımıza...
Bunlardan biri de caz kulübü olarak nam salan Babylon. 1 Ekim 2008’de başlattı Babylon fasıl serisini. Bugüne kadar da Selim Sesler, İTÜ Fasl-ı Musiki ve Barbaros Erköse yer aldılar seride. Ancak Babylon fasıllarının esas gediklisi Sulukule Roman Orkestrası oldu.
Babylon Koordinatörü Elif Erdost; gösterilen ilginin büyük olduğunu söylüyor. En çok da kadınlar tercih ediyormuş bu eğlenceyi. Erdost, kalabalık gruplar halinde gelindiğini, bekarlığa veda buluşmaları için de fasılın sıklıkla tercih edildiğini ekliyor.
Türkiye’nin birçok kentinde meyhane ve restoranlar da fasıl programlarına yer veriyorlar.
Modamelek Fasıl Restaurant: Sadece cumartesi akşamları fasıl dinleyebilirsiniz.
Ziyade Fasıl: Levent ve Suadiye’deki şubelerinde haftanın yedi akşamı fasıl programı var.
Kumkapı Kör Agop: Romanlardan oluşan altı kişilik bir saz ve fasıl heyeti var. .
Caddebostan Biz Bize Fasıl: Her akşam fasıl var. Ayrıca çarşamba günleri 13.00-17.30 arasında yapılan kadınlar matinesinde udi eşliğinde fasıl dinlenebilir.
İzmir Endülüs Meyhanesi: Pazar hariç her gün fasıl var.
İzmir Bab-ı Ali: İzmir’de fasıl deyince akla gelen ilk adreslerden biri.
Ankara Bekri Meyhane: Her cuma ve cumartesi fasıl gecesi.
Ankara Gümüş Kaşık: Her akşam dört kişilik fasıl grubu sahneye çıkıyor.
Adana Borsa: Restoranın sahibi, Türk sanat müziği şarkıcısı Mustafa Şimşek. Arada sırada o da fasıl programına katılıyor.
Tıklayın, fasıl dinleyin
Eğer özel bir davet verecekseniz ve fasıl yapmak istiyorsanız Altın Kızlar ya da Çeşmibülbül gibi fasıl gruplarını çağırabilirsiniz. Ya da sayısız fasıl albümünden birine başvurabilirsiniz.
Bir de klasik fasıl geleneğini benimseyenleri zıvanadan çıkaracak bir seçenek var: www.sanalfasil.com. Siteye giriyor ve Kallavi, Kör Niko, Kumkapı, Taopal Yorgo meyhanlerinden birini seçiyorsunuz. Karşınıza şarkı listesi çıkıyor. Tıklayın, dinleyin...