Pazar “En zoru sizi ve çocuklarınızı unutması”

“En zoru sizi ve çocuklarınızı unutması”

21.01.2024 - 02:00 | Son Güncellenme:

ABD’de birçok başarıya imza atan Prof. Dr. Coşkun Tunca’nın eşi Bahtışen Tamçelik Tunca, “Dünden Kötü Yarından İyi” kitabında eşinin Alzheimer’la mücadelesinden yola çıkarak hasta yakınlarına rehberlik ediyor.

“En zoru sizi ve çocuklarınızı unutması”

Çok sevdiğiniz birinin zihninde silikleşmenin ne demek olduğunu yaşamadıysanız dünyanın en şanslı insanı sayabilirsiniz kendinizi. Elimde tuttuğum Hayy Kitap’tan çıkan “Dünden Kötü Yarından İyi” kitabı hayatın bu şansı vermediği isimlerden birine ait. Bahtışen Tamçelik Tunca’ya... Bahtışen Hanım’ın Mardin’den Chicago’ya uzanan hikâyesinin en özel durağı eşi Prof. Dr. Coşkun Tunca. Kitap henüz 18 yaşındayken ABD’ye giden ve orada alanında birçok önemli başarıya imza atan Prof. Dr. Tunca’nın filmleri aratmayan öyküsü ve Alzheimer ile mücadelesine odaklanıyor. Bahtışen Tamçelik Tunca, yaşamı boyunca sayısız hastanın umudu olan Prof. Dr. Tunca’nın bu kitapla aynı hastalıkla mücadele edenlere ve özellikle hasta yakınlarına rehberlik etmeye devam edeceğini umuyor.

Haberin Devamı

*Film gibi denir ya sizinki öyle bir hikâye… Bu hikâyeyi anlatmak da ayrıca güç isteyen bir şey. “Dünden Kötü Yarından İyi”nin okurla buluşana kadar nasıl bir yolculuğu olduğu sizin tarafınızda?

Dediğiniz gibi bir film gibiydi hikâyem. İlk zamanlarımız çok güzel olmakla beraber sonu böyle mi oldu? Tabii ki Hayır. Çok zorlu, engebeli, inişi çıkışı olan bir yolculuktu ama bu yolculuğun en güzel yanı sevgili eşimi bir an bile yalnız bırakmamaya ve en iyi şekilde zaman geçirmeye çalıştım. Coşkuncum sağlıklıyken “Yaşlılık yıllarımda beni yaşlılar evine koymayacaksın değil mi?” diye sorardı. Sanki içine doğmuş gibi... Cevabım “Her zaman yanında olup sana en iyi şekilde bakacağım” olurdu. Bu sebepledir ki bu yolculukta araba defalarca uçurumun kıyısına geldiği hâlde direksiyon hakimiyetini kaybetmeyip yola devam etmesini becerdim diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

*“Dünden Kötü Yarından İyi” yutkunarak okuduğum bir kitap oldu. Ben de birkaç ay önce dayımı Alzheimer’dan kaybettim. Çok sevdiğiniz birinin hafızasında silikleşmenin ve yok olmanın acısının tarifi çok zor. Bu süreçte dirayetli kalabilmek için nasıl çaba sarf ettiğinizi okuyoruz. En zorlandığınız an neydi?

Çok duygusal bir soru, şu anda bile cevap verirken gözlerim doluyor. Sizi ve çocuklarınızı unutması! Özellikle bir dakika önce sizi ne kadar cok sevdiğini söylerken birkaç dakika sonra ”Sen kimsin?, Benim neyimsin?, Biz evli miyiz?” gibi soruların gelmesi suratınıza yediğiniz koca bir tokat gibi. Bakışlarındaki büyük boşluğu, kaybolmuşluğu görmek ve bunun yanında içim kan ağlarken ona mutlu ve neşeli bir tavırla yaklaşmak yaşadığım en zor anlardı.

*Eşinizin hastalıkla mücadele ettiği dönemde günlük tutmaya başlamışsınız… Yazmak, kayıt altına almak neden önemliydi?

Eşimin bu hastalığa yakalandığını öğrendiğimde hemen hastalıkla ilgili araştırma yapmaya başladım. Hastalığı duymuşluğum vardı ama insanın başına geldikten sonra daha derin araştırıyor. Bulduğum bilgiler genelde tıbbiydi, pratik bilgi pek yoktu. Şunu vurgulamak istiyorum, her hastanın hastalık süreci ve durumları aynı olmuyor ama aşağı yukarı benzer yollardan geçiyorsunuz, bu yollardan geçerken hazırlıklı olursanız savunmanızı daha iyi geliştirebilirsiniz. Birden aklımda not tutma düşüncesi belirdi. İleride hasta yakınları için tıbbi değil ama pratik olarak ışık tutabileceğini düşündüm bu notların. Coşkun’un tek hayali “Memoir Of Immegrant Doctor”(Göçmen Doktorun Hatıraları) adlı bir kitap çıkarmaktı. Çok yoğun olduğundan pek zamanı olmuyordu. Hastalığının ilk dönemlerinde hafızası yerindeyken hatıralarını dikte ettirmeye ve bir şekilde not tutturmaya başlamıştım. Daha sonra hatıralarına Alzheimer sürecini ekleyerek tek kitap hâline getirebileceğimi düşündüm. Bugün yazdıklarıma dönüp bakınca hayatı boyunca hayat kurtaran, insanlara yardım eden Coşkun Tunca hatıralarıyla insanlara bir nebze de olsa yardım etmeyi sürdürüyor diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

“En zoru sizi ve çocuklarınızı unutması”

Bahtışen Tamçelik Tunca ve Prof. Dr. Coşkun Tunca 1990 yılında evlendi.

*Kitapta benzer süreçler yaşayan hasta yakınları için de önemli mesajlar paylaşıyorsunuz. Alzheimer’la yaşayan hasta yakınlarına neler söylemek istersiniz?

Haberin Devamı

*En önemli konu hastalığın etraftan saklanmaması. Alzheimer’ın utanılacak bir yanı yok. Bunu saklayarak hastaya zarar vermiş oluyoruz. 4 Belirli bir süre sonra yapılacaklar hastaya son saniye söylenmeli. Bir yere gidilecekse tam kapıdan çıkarken söylenmeli örneğin. Daha önce söylediğinizde bu durum hastada heyecan yaratıyor ve agresif bir hâl alabiliyor. Bundan dolayı sizin de sinirleriniz geriliyor. Bunun olmaması için hastayla son anda paylaşılmalı.

*Hastanın rutinleri korunmalı. 

*Hastaya çok seçenekli sorular sorulmamalı. Karar verme yetileri yavaş yavaş yok olduduğundan, cevap vermeye çalışırken heyecan yapabiliyorlar.

*Çok zor ama hastaya karşı sabırlı olmalı. Sevecen ve küçük bir çocuğu seviyor ve eğitiyor gibi hastanın üzülmesini engellemek ana amaç olmalı.

*Halisünasyon görmeye başladıklarında, hastayı düzeltmeyin, bırakın öyle kalsın. Örneğin “Buradaki çocuğa ne oldu?” diye sorduğunda, “Hangi Çocuk?” yerine “O çocuk evine gitti,” derseniz, bu hastaya da size de normal gelmeye başlıyor. Tabii şimdi söylemesi kolay ama ilk duyduğunuzda bir şok geçiriyorsunuz. Yine de hemen toparlanmanız gerekiyor.

Haberin Devamı

* Bu söyleyeceklerim hastaya bakan yakınları için: Bu süreçte mutlaka ama mutlaka bir hobi edinin. Spor yapın, örgü örün, gezin, yürüyün, camiye gidin vs. Birkaç saatliğine hastadan uzak olun ki, kendinize gelebilesiniz.

*Mutlaka ailenin baska fertlerinden yardım alın. Eğer yapabiliyorsanız yanınızda hasta olmadan birkaç günlüğüne tatile çıkın.

*Hastalıkla mücadele sürecinde görüyoruz ki her şey de olduğu gibi böylesi ağır bir hastalıkta da maddiyat oldukça önemli. Siz yeterli maddi güce sahip olmayanlar için bir dernek hayali kuruyorsunuz…

Evet, eğer başarabilirsem Dr. Tunca Alzheimer Derneği’ni kurmayı planlıyorum. Derneğin amacı maddi durumları olmayan hasta yakınlarına haftanın bir veya iki günü yardımcı, bakıcı servisi sunmak. Bunu yapabilmek için bir gelirin olması gerekiyor. Buna da ilk etapta kitap satışlarından gelecek gelirin derneğe devredilmesiyle başlamayı planlıyorum.

“En zoru sizi ve çocuklarınızı unutması”

Kendi hayatımı kaleme alacağım

*Eşiniz Prof. Dr. Coşkun Tunca anısına kaleme aldığınız “Dünden Kötü Yarından İyi” kitabı ‘Şimdi’ vurgusuyla son buluyor. Peki, sizin için şimdi ne ifade ediyor. Bahtışen olarak şimdi neler yaşıyorsunuz? Yola nasıl devam ediyorsunuz?

Şimdi vurgusu benim icin büyük bir özlemi ifade ediyor. Bahtışen olarak bu özlemin dışında, yanında olmam gereken iki evladım var; Gizem ve Tamcelik... Babalarının yokluğunu hissettirmeden onlara destek olmak benim en büyük görevim. Ayrıca kitabımı İngilizce olarak yayımlamak ve Amerikalı okurlarla buluşturmak istiyorum. Bunun dışında yeni bir kitap projem var kendi hayatımla ilgili. Mardin’den Chicago’ya uzanan bir hayat ve bu süre içerisinde kazanılan tecrübeler. Hâlihazırda kendi işlerimle ilgileniyorum. Bütün bunları yaparken eminim ki Coşkun hayattayken olduğu gibi bana var gücüyle destek veriyor ve bunların hepsini görüyor.